Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3666
EURO
34,9429
IMKB
9,121
ALTIN
2.325,450
 
Hava Durumu ANKARA
13 / 21 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Bütçe Maratonu Pazartesi Başlıyor
Bütçe Maratonu Pazartesi Başlıyor
 
TBMM Genel Kurulu, 9 Aralık Pazartesi gününden itibaren cumartesi ve pazar günleri de dahil olmak üzere 12 günlük 2020 yılı bütçe maratonuna başlayacak.
 
7.12.2019 - 00:42

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçenin tümüm üzerinde konuşacak. CHP, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen  ‘2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Teklifi'ne 88 sayfalık karşı oy yazdı.  Karşı oy yazısında, “2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi geçmiş dönem uygulamaları T.B.M.M. Plan ve Bütçe Komisyonunda tam anlamıyla denetlenememiştir” denildi.

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Teklifi' görüşmeleri nedeniyle TBMM’ye ziyaretçi alınmayacak. Genel kurul, cumartesi ve pazar günleri olmak üzere kesintisiz çalışacak. Görüşmeler 20 Aralık Cuma günü tamamlanacak.


CHP, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 2020 yıl bütçesine muhalefet şerhi koydu. 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Teklifi'ne 88 sayfalık Karşı oy yazısında, “Tek tek raporlar incelenerek ortaya koyduğumuz bu bulgular ve bulgulara ilgili idarelerin verdiği cevaplar bize göre, bütçe hakkının gereği olarak kamu idarelerinin faaliyet sonuçları hakkında tam olarak aydınlatıcı bilgi vermekle beraber bazı idarelerin bütçe uygulamasında yasa tanımamazlığına karine teşkil etmektedir” denildi.

CHP’li bütçe komisyonu üyeleri Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu. Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, İstanbul Milletvekilleri Mehmet Bekaroğlu,  Emine Gülizar Emecan, İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Antalya Milletvekili Cavit Arı’nın imzasıyla başkanlığa sunulan karı oy yazısından bazı bölümler şöyle:

“2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi geçmiş dönem uygulamaları T.B.M.M. Plan ve Bütçe Komisyonunda tam anlamıyla denetlenememiştir”

24.10.2019 ila 29.11.2019 tarihleri arasında süren 227 Kuruma ait Bütçe teklifi, 228 Kuruma ait Kesin hesap, 189 adet denetim raporunun görüşüldüğü 35 günlük süre zarfında, Plan ve Bütçe Komisyonundaki zaman baskısı nedeniyle, daha önce Sayıştay bünyesinde Rapor Değerlendirme Komisyonlarında sansüre tabi tutulduğu anlaşılan Sayıştay raporlarındaki bulguların ayrıntılı değerlendirmesi yapılamamıştır.


 
2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi geçmiş dönem uygulamaları T.B.M.M. Plan ve Bütçe Komisyonunda tam anlamıyla denetlenememiştir.

CHP Grubu, uzun süredir Merkezi Yönetim Bütçe Yasa tasarıları ile birlikte görüşülen geçmiş yıl bütçe kesin hesap kanun tasarılarının, görüşme yönteminin TBMM’nin denetim hak ve yetkisini sınırladığı, kesin hesap kanun tasarılarının başkanı muhalefet partilerinden seçilmiş bir ‟kesin hesap komisyonu” tarafından incelenmesi ve denetlenmesi gerektiğini dile getirmektedir.

Ancak bu talebe TBMM’de en fazla üyeye sahip Adalet ve Kalkınma Partisi karşı çıkmakta, başlangıç olarak Bütçe ve Plan Komisyonunda bir alt komisyon kurularak kesin hesap kanun tasarısının öncelikle burada görüşülmesi talebimiz ise kabul görmemektedir.

Bu durum, AKP iktidarının mevcut rejiminin meşruiyetinin kamu harcamaları üzerinden sorgulanmasından rahatsızlık duymasından kaynaklanmaktadır.

İç tüzük değişiklikleri sırasında da söz konusu teklifimiz TBMM’de en fazla üyeye sahip Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından kabul görmemiştir.

CHP olarak yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle 2018 yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısına karşı oy vermekteyiz.

2018 KESİN HESABI DENETLENEMEYEN BÜTÇE
-GENEL DEĞERLENDİRME:
Türkiye Büyük Millet Meclisi, vatandaş adına kamu gelirlerini toplama ve bu gelirlerini toplama ve harcama konusunda yürütme organına verdiği yetkinin sonuçlarını denetleme anlamına gelen bütçe hakkını kendi adına denetim yapan Sayıştay aracılığıyla kullanmaktadır. Bu açıdan Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim faaliyetinin etkin bir şekilde yürütülmesinde Sayıştay denetim raporlarının rolü büyüktür.

Sayıştay 2018 yılı Denetim Raporlarının komisyon çalışmaları sırasında içerikleri incelendiğinde; yukarıdaki yasa ve yönetmelik açıklamalarında ayrıntılı olarak belirlenen Sayıştay’ın denetim yetkisinin fiilen ortadan kaldırıldığı görülmektedir.

Denetçilerin baskı altında çalışmakta olduğuna ve Düzenlilik Denetim Raporlarında yapılan tespitlerin birçoğunun rapor okuma komiteleri tarafından raporlardan çıkartıldığına dair tespitlerimiz bulunmaktadır. Bu konunun izlerine yine bizzat Sayıştay Raporlarında rastlanılmaktadır. Bazı tespitlerle ilgili içeriklerde şeffaflığın gereği olmasına rağmen kişi, şirket kurum adlarının gizlenmesine özellikle riayet(!) edilmiştir.

Söz konusu denetim raporlarının çoğunluğunda bazı muhasebe hatalarına ve avans –maaş vb. gibi özlük haklarının hesaplanmasındaki yanlışlıklara yönelik observasyonlara yer verilirken, kamu-özel işbirliği projelerinin, ileride mevcut mali sistem açısından yaratması muhtemel finansal problemler konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış, bazı teşvik uygulamalarının sonuçları irdelenmemiştir.

Bazı önemli tespitlerin “Denetim Görüşünü Değiştirmeyen Tespit Ve Değerlendirmeler” başlığı altında irdelenmesinin nedeni anlaşılamamıştır. Genel Uygunluk Bildirimi ve Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporlarında yer verilmeyen, ancak, denetime tabi tutulan kurum ve kuruluşların ayrı ayrı denetim raporları incelendiğinde gördüğümüz “Denetim Görüşünü Etkilemeyen Tespit ve Değerlendirmeler” başlığı altında yer alan bulgulardan bazıları çok önemli bulgulardır.

Birinci örnek: Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgili 2018 yılı Düzenlilik Denetimi Raporunda yer almaktadır. Söz konusu Raporun “Denetim Görüşünü Değiştirmeyen Tespit Ve Değerlendirmeler” bölümünde; Sayıştay’ın; Kamu Özel İşbirliği projeleri çerçevesinde, borç üstlenim anlaşmalarına ilişkin toplam kredi tutarının Kamu Borç Yönetim Raporunda yer aldığını ancak Bakanlık açısından oluşacak şarta bağlı yükümlülüklerin kapsam ve içeriğini ortaya koyacak olan kısmi üstlenim taahhütlerinin, türev maliyetlerinin ve kredi anlaşmaları kapsamında yapılan kullanım, iptal ve geri ödeme bilgilerinin Kamu Borç Yönetim Raporunda yer almadığını tespit ettiğini anlıyoruz.

Bu tespite karşılık Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Kredi kullanımlarının proje bazında yayımlanmasının idareler, görevli şirketler ve kreditörler arasında imzalanan ve ticari gizliliği bulunan anlaşmalara aykırı olacağının düşünüldüğü, türev maliyetleri piyasa koşullarında görevli şirketler ve bankalar arasında imzalanan ticari anlaşmalara dayandığından türev maliyetlerinin ve bu maliyetlere bağlı olarak belirlenen türev maliyet limitinin de ticari gizliliği bulunan bir bilgi olduğundan yayımlanmasının sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil edeceğinin değerlendirildiği” şeklinde yanıt vermiştir.

İkinci örnek; Sağlık Bakanlığı Bütçesi ile ilgili 2018 Düzenlilik Denetimi Raporunda yer almaktadır. Söz konusu Raporun “Denetim Görüşünü Değiştirmeyen Tespit Ve Değerlendirmeler” bölümünde yer alan 26 adet bulgu aşağıda gösterilmektedir. Bu bulguların detayında Şehir Hastaneleri ile ilgili olarak imzalanan sözleşmelerin ilgili denetimi yapan Sayıştay Denetçisine verilmesinden imtina edildiği, bazı sözleşme ve eklerinin usulüne uygun olmayan bir biçimde değiştirildiğine dair alt bulgular yer almaktadır.

Ödenek üstü harcamalar
2018 yılı kesin hesap kanun tasarısının incelenmesi neticesinde genel bütçeli idareler için 63.245.103.174,95 Türk Lirası, özel bütçeli idareler için 50.450.662,19 Türk Lirası, düzenleyici ve denetleyici kurumlar için 163.648,89 Türk Lirası  olmak üzere, merkezi yönetim toplamında 63.295.717.486,03 Türk Lirasına ulaşan ödenek üstü gider  yapıldığı anlaşılmıştır. Aşağıdaki tablo 2018 yılı bütçe uygulaması sonucunda toplam ödenek üstü giderin genel bütçeli idareler arasındaki dağılımını göstermektedir.

Tablo: 8 2018 Bütçe Uygulaması Sonucunda Ödenek Üstü Giderin Genel Bütçeli Kuruluşlar arası Dağılımı  (TL)

“Demokrasi yok, tek adam rejiminin hoyratlığı ve otoriterliği var”
CHP, 2020 yılı bütçesine de 192 sayfalık şerh düştü. “2020 bütçesinde iktidarın sınıfsal tercihlerinde bir değişim yok, rant sermayesini zenginleştirmeye devam etme hedefi var” dedi.

“ 2017 Anayasa Değişikliği Gölgesindeki 2020 Bütçesi” ifadesine yer verilen 2020 yılı bütçesine karşyı oy yazısından bazı bölümler şöyle:

Hazırlığı Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan ve TBMM’de görüşülmesine rağmen, TBMM’nin halk adına bütçeyi reddetmesinin siyasi hiçbir sonucu olmayan bütçe, halkın denetiminden kaçırılmaktadır. TBMM bütçeyi onaylarsa bütçe Saray tarafından sunulduğu şekliyle geçecek, ret ederse bir önceki yılın bütçesi, yeniden değerleme oranı ile 2020’nin yürürlüğe giren bütçesi olacaktır. Bir diğer deyişle, halkın bütçe hakkı gasp edilmektedir. Bütçenin oluşturulması da, bütçeye dair asgari demokratik meşruiyet arayışı da tek adam rejiminde yok edilmiştir.Bütçe hakkı bütçenin hazırlanma, sunulma ve oylama süreçlerinde olduğu gibi 2019 bütçesinin uygulanma aşamasında da gasp edildi. 2019 bütçesi için TBMM’den alınmış olan 961 milyar TL harcama yetkisinin ötesinde, 992 milyar TL harcama yapılacağına dair öngörü Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) dahil edilmiş, kanunların izin verdiği borçlanma limiti iki defa aşılmıştır.

“2020 bütçesinde iktidarın sınıfsal tercihlerinde bir değişim yok, rant sermayesini zenginleştirmeye devam etme hedefi var”.
2020 bütçesi ile iktidar bir kez daha milyonlarca çalışan, KOBİ, esnaf, çiftçiyi, üretici gücü yok sayan, kaynakları varsa yoksa bir avuç rant sermayesini zenginleştirmek için kullanmayı tercih etmektedir.Toplumun yüzde 1’ini oluşturan rant sermayesi ve kendi iktidarı uğrunda toplumun %99’unu fakirleşmeye, işsizliğe ve kaygılara hapsetmektedir.

İktidar tercihleriyle sosyal hareketliliği yok etmektedir. İktidar ne fırsat eşitliği, ne de sonuç eşitliğini gözetiyor. Bırakalım yarının bugünden daha iyi olmasını sağlayacak bir düzeni; yoksulluğun yönetilmesiyle dar gelirliliği düzenin kaderi haline getirmekte, orta gelirlileri günden güne sıkıştırmakta, üretkenliği değil rantçılığı zenginleşme aracı yaparak verimlilik odaklı üreticiliği yok etmektedir. Bu bütçedeki sınıfsal tercihleriyle iktidar Türkiye’nin sosyal sıkışıklığının temel sebebi olmaya devam etmektedir.Hiçbir yurttaşımıza ailesinden daha iyi koşullarda yaşayacağı bir gelecek olduğunun güvencesini sağlamamaktadır.

“Bu bütçeyle iktidar kendi bekasını ülkenin geleceğinin önüne koymaya devam etmektedir”.
Bu bütçede bir kez daha rant var, verimlilikten yana bir harcamayla ekonominin üretim yapısını değiştirmeye dönük adımlar yoktur Hak temelli bir sosyal devletle ekonomik ve sosyal adaleti sağlama kaygısı yok. İklim krizini durduracak, doğa katliamlarına son verecek bir irade yok. Toplumsal barışı sağlayacak kapsayıcı kurumları inşa etmeye olan ihtiyaca dair en ufak bir anlayış dahi yoktur. Bu bütçede bir değişim, dolayısı ile bir gelecek de yok.

Oysa kronikleşen bir kriz, toplumda ağır bir ekonomik ve sosyal bunalım var. Bırakalım geleceği, bu bütçede bugün yaşanan bu ağır toplumsal yıkıma dair bir kabul dahi yok. Kendisini önce iflaslar, konkordatolarla gösteren, artık ağır bir işsizliğe dönüşmüş olan reel krizin yarattığı sosyal bunalımın sonuçları kendisini şiddetin artışında, ölümlerde gösteriyor. Bu acı gerçekleri değiştirecek, toplumun hak ettiği ve ülkemizin var olan potansiyelini gerçekleştirmeye imkan verecek umudu büyütecek bir siyasi irade ne iktidarda ne de 2020 bütçesinde mevcuttur.

Artık kronikleşerek bir bunalıma dönüşen bu kriz, iktidarın yönetememesinden kaynaklı bir kriz değil. Bu bunalım iktidarın bütçeye de yansıyan siyasi tercihleriyle, bilerek ve isteyerek kurduğu düzenin sonucunda yaşanıyor. 2020 bütçesi ile eskiyi devam ettirme kararlılığını ortaya koyduğu düzenin temel taşıyıcıları iktidarın açık tercihlerinde yatıyor. İktidar,

-üretimden değil ranttan yana,

-halktan değil yandaştan yana,

-verimlilik odaklı bir kalkınmadan değil ucuz ve güvencesiz işgücüne dayalı sömürüden yana, hukuk ve demokrasiden değil tek adamcılık ve ahbap-çavuş ilişkilerine dayalı kuralsızlık ve keyfilikten yana, toplumsal barıştan değil ayrımcılık ve ötekileştirmeden yana  kullandığı tercihleriyle kronikleşerek bir bunalıma doğru dönüşen krizi doğuran düzeni kurmuştur.

Bu bütçe Cumhurbaşkanlığı bütçesidir. Milyonlarca çalışan açlık sınırının altında asgari ücretle geçinmeye mahkum edilmişken Saray bütçesi 3 milyar 152 milyon TL’ye çıkmıştır.

“ Bu bütçe rant bütçesidir”
Bu bütçe rantçı bütçesidir. Bütçede kamu-özel işbirliklerinin (KÖİ) döviz bazlı Hazine garantileri artarak devam etmektedir.Halk geçmediği köprü ve tüneller, kullanmadığı otoyollar ve müşterisi olarak görüldüğü hastaneler için 2020’de yandaş şirketlere 18,9 milyar ödeyecektir. Bütçe, geçmiş dönemlerde olduğu gibi halktan alıp ranta kaynak aktarmaya devam edecektir.

Bu bütçe betona gömülen bir ekonominin bütçesidir. Kriz inşaat dayanan, betona gömülmüş ekonomi nedeniyle çıkmıştır.. Krize karşı iktidarın korumayı seçtiği ilk de sektör inşaat oldu ve olmaya devam edeceği de açık. Kriz karşısında KOBİ’yi, milyonlarca çalışanı, genç girişimcileri değil İstanbul Finans Merkezi adı altında rantçı inşaat projelerini kurtarmayı tercih ediyor. Halkın parasıyla; verimsiz ve yanlış yatırım yapan, düşük katma değerli işlerle büyük servetler elde eden bir avuç şirketin zararları karşılanacak. Cumhuriyetin miraslarına el konularak kurulan Türkiye Varlık Fonu da bu batık sektörleri kurtarma fonu olarak kullanılmaya devam edilecek.

“Bu bütçe karanlık bir geleceğin bütçesidir”
 2020 bütçesi eğitim yatırımlarını azaltmaktadır.. MEB bütçesinde yatırımın payı yüzde 4,65’e geriletiliyor. Eğitim harcamaların önemli bir bölümü zorunlu harcamalar; üstelik bu zorunlu harcamalar da eğitim emekçilerini esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmaktan kurtaracak bir programa da dayanmıyor. Milli eğitimin bütçesinin yüzde 84’ü zorunlu harcamalara ayrılmışken yatırıma ayrılan pay yüzde 4,65’e düşürülüyor.Krizi çıkartan en temel unsurlardan birisi beşeri ve sosyal sermayemizin aşındırılıyor olmasıdır.

Bu bütçe bir faiz bütçesidir. 2020 yılında bütçeden toplam 139 milyar lira faiz ödenecek. Başka bir ifadeyle toplanan her 100 liralık verginin 17.7 lirası faiz ödemelerine gidecektir.

Bu bütçe borçlanma bütçesidir. 2020 yılında bütçe giderleri 1 trilyon 95,5 milyar lira, faiz hariç giderler 956,5 milyar lira, bütçe gelirleri 956,6 milyar lira, vergi gelirleri 784,6 milyar lira, bütçe açığı 138,9 milyar lira olarak öngörüldü. Borçlanma yetkisi, ilave yüzde 5’lik yetki de kullanıldığında Hazine 154,1 milyar TL olacak. Ancak 2018 ve 2019’da bütçe hakkını gasp ederek ve kanunsuzca bu limiti aşmaktan çekinmiyor olması iktidarın 2020 için TBMM’nin onayına sundukları bu borçlanma limitlerini aşmayı seçeceğinin en güçlü belirtisidir.

Bütçenin gelir tarafı da düzenin eski haliyle devam edeceğini çok açık bir biçimde ortaya koyuyor 2020 bütçesinin gelirleri iktidarın vergide adaletsizliği gidermeye hiç niyeti olmadığının beyanıdır. Bir kez daha rantçılara aktarılacak kaynakları halktan, çalışanlardan, üretici güçlerden, çiftçiden, dar gelirli ya da yoksul halk kesimlerinden toplamaya devam edeceklerini ilan etmektedirler.

Toplam vergi gelirlerinin yüzde 33’i dolaysız vergilerden toplanırken yüzde 67’si dolaylı vergilerden toplanacak.

2019 bütçe teklifi ile 2020 bütçe teklifi karşılaştırıldığında beklenen dolaysız vergi gelirlerinin artışının gerçekleşmesi ihtimali de oldukça düşük gözüküyor. Bu da bütçenin yıl içerisinde dolaylı vergileri arttırmak yoluyla yükün bir kez daha yükü halkın omuzlarına bırakılması ihtimalini çok arttırmaktadır.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


" NATO'da Mutabakat Sağlanamadı"

Kılıçdaroğlu'nun Acı Günü

CHP'den Kurultay Genelgesi
»  Demirtaş'ın Ailesi Kaza Geçirdi
»  İnsanlık Dışı Muameleye Büyük Tepki
»  "Otobüs Alacağına Dinazor Almış"
»  "Seni Asla Unutturmayacağım"
»  Şoföre Tuvalet Önünde ‘Selam’ Nöbeti
»  Nihal Olçok'a Aileden Soyadı Tepkisi
»  Meclis’e 9 Yeni Fezleke
»  "Kadınlar Erkeklerden Daha İyi Yönetir"
»  İmamoğlu, ‘The Bloomberg 50’ Listesinde
»  İmamoğlu'nun Oyu Düştü mü?
»  Nato Toplantısına Türkiye Damgası
»  ABD'den Flaş Çekilme Açıklaması
»  TBMM'ye 550 kişilik Yeni Lokanta
»  Erdoğan: Artık Kararlı Bir Türkiye Var
»  Mecliste 'İt' Dedin Kavgası!
»  MHP Af Teklifini Beklemeye Aldı
»  Üniversiteli Ceren'in Katili Suçunu Etti
»  Erdoğan Londra'da Trump'la Görüştü
»  Burak Yılmaz'a Çakar Lamba Soruşturması
»  TBMM'de Kadın Personele Kıyafet Uyarısı
»  Çiftçinin Dramı, Meclis'i Sarstı
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.