Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5883
EURO
34,8412
IMKB
9.662,000
ALTIN
2.499,210
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 21 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Kılıçdaroğlu'ndan Lozan Çıkışı!
Kılıçdaroğlu ndan Lozan Çıkışı!
 
Kılıçdaroğlu, "Lozan, Türkiye'nin tapu senedidir. Bütün bu alanı bize bahşeden Lozan'dır. Sayın Cumhurbaşkanının, Lozan'ı eleştirmesini ben içime sindiremiyorum" dedi.
 
1.10.2016 - 00:09

Kılıçdaroğlu, Cnntürk kanalında Taha Akyol'un Eğrisi Doğrusu programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, Lozan'ın Türkiye'nin tapu senedi olduğunu belirterek, "bu anlaşma, büyük imkansızlıkların yaşandığı bir süreç içinde yapılan bir anlaşmadır. Varlık nedenidir. Okul yıllarındaki tarih kitaplarını okumakla tarih öğrenilmiyor" dedi. Kılıçdaroğlu, hükümetin OHAL'de çıkardığı KHK'larla OHAL sonrası düzenlemelerini de eleştirdi.
Kılıçdaroğlu'nun görüşlerinden başlıklar şöyle;

 Meclisin açılışı var yarın. Parlamento 15 temmuz sürecinde çok önemli bir sınav verdi. Yunan askerleri Polatlı'ya geldiği zaman acaba biz Kayseri'ye mi taşıyalım tartışmaları yaşanırken geçmişte, bizim meclis bombalanırken sabaha kadar çalıştı.

Lozan anlaşması çok önemlidir Türkiye Cumhuriyeti için. Türkiye'nin tapu senedidir. Bütün bu alanı bize bahşeden Lozan'dır. Sayın Cumhurbaşkanının Muhtarlarla yaptığı toplantıda, Lozan'ı eleştirmesini ben içime sindiremiyorum, bir vatandaş olarak. Çünkü, bu anlaşma, büyük imkansızlıkların yaşandığı bir süreç içinde yapılan bir anlaşmadır. Varlık nedenidir. Okul yıllarındaki tarih kitaplarını okumakla tarih öğrenilmiyor.

Cumhurbaşkanı Lozan Antlaşmasını öğrenmek istiyorsa Atatürk’ün Nutuk kitabını okusun. Tamamını okumasına gerek yok. Baştaki ilk 30 sayfayı okusun yeter. Osmanlı'nın son dönemlerini iyi bilsin. Ya bu Osmanlı'nın parası var mıydı, parası nerede basılıyordu? Düyunu Umumiye içinde parası yönlendiriliyordu. Şeker üretemiyordu bu ülke. Cumhuriyet'ten 6 ay sonra şeker fabrikası yapıldı. Tarihi bilmeden, birisinin sözüyle Cumhurbaşkanı konuşmamalı.

Taban tabana zıt açıklamayı gündeme getirmek toplumun gündemini işgal eder. Biz makama, halkın iradesine hep saygı gösterdik. Ama o koltuğa oturan kişi, bu makamı unutmamalı.

15 temmuzun üzerinden kısa bir süre geçti, eski kavgalar gündeme getiriliyor hep; işsizlik sorunu, fabrikalar, ekonomiler ciddi sorunlarımız var. Neden bu tartışma? Dikkatler başka bir yöne çekilmek istenmiş olabilir ama bunu Cumhurbaşkanı değil, başbakan yapsın.

Sayın Başbakan'la ilişkilerimiz iyi. 15 Temmuz darbesi sonrası bir sözümüz vardı, siyasette geniş bir uzlaşma kültürü yaratmamız lazım dedik. Buna özen gösterdik. Şimdi bu bozulma sürecine gidiyor, bu da olmaz.

OHAL'in uzaması...
Ohal, gündeme geldiğinde Sayın Başbakan bizi aradı, destek istedi. Biz de uygun görmeyeceğimizi ve destek vermeyeceğimizi söyledik. Biz ohal uygulamalarını doğru bulmuyoruz. Darbeye 4 parti karşı çıktı mı, çıktı. Meslek kuruluşları karşı çıktı mı, çıktı. O zaman Ohal ilanına gerek yok. Ohal ile yetki aldılar. Anayasal bir kurumdur, doğrudur. Yetki kullanıldı ama biz bunun yanlış kullanıldığını, anayasaya aykırı olduğunu vurguladık.

Anayasanın 120. maddesi ohalin gerekli kıldığı durumlarda KHK'lar çıkar der. Geçmişte de anayasa mahkemesi bu KHK'ları sorunlu bulmuş. Şimdi çıkanlara baktığımız zaman konu unsurunda sorun var. Anayasada hangi hallerde KHK çıkarılacağı belirtilmiş. bu anlayış parlamentonun devre dışı bırakılmış. Barış bildirisi imzalayan öğretim üyeleri, bunun ohalle ne ilgisi var?

Ohal KHK'sı ile yasalarda değişiklik yapılamaz. Getirilen kuralların dışında, veya sona ermesinden sonra da düzenlemenin yasayla yapılması zorunludur. diyorsunuz ki, MSB'nin bünyesini değiştirdim, o zaman siz amacın dışına çıkarak kurumun değişmesine yol açıyorsunuz. Sayın Başbakana da bunu izah ettim. Neden anayasaya aykırı olduğunu söyledim. Bizim AYM'ye gitmemizi istemiyorsanız, düzenlemelerde, yukarıdaki düzenlemeler 'ohal süresince geçerlidir' derseniz AYM'ye gitmeyiz dedik. AYM buna neden bakıyor, anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez diyor. KHK ile bir anayasa maddesini askıya alırsanız AYM buna bakar. Çünkü anayasaya aykırıdır.

Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen bir maddesini değiştirmiş oluyorsunuz. Bunu denetleyecek olan da, AYM'dir. Başvurduk neye karar verecek bekliyoruz.

Başvurumuzun eksiği yok. Güzel bir çalışma oldu. Hukukçulardan arkadaşlarımızdan ve akademisyenlerden destek aldık.

1.KHK hakkında meclise görüşme geldiği için usul açısından AYM'ye başvurmadık.

FETÖ'den alınan kamu görevlileri...
Cumhurbaşkanlığı sarayında yaptığımız ilk görüşmede biz komisyon kurduğumuzu ve ohal sürecini izleyeceğimizi söyledik. Sayın Bahçeli ve Sayın Yıldırım'a da söyledik komisyon kurmalarını. Onlar da kurdular. Haksızlıkların giderilmesini istedik, pek çok haksızlık da giderildi. Yiğidin hakkını yiğide verelim. Haksız olarak ortaya koyduğumuz olayların bir kısımını düzelttiler. Ama her kararnamede işten atılan olduğu için biz AYM'ye başvurabiliriz. Bu süreci bozmak istemedik.

2.Ohal'in iptal istemi.
Askeri kurumların düzenlenmesi Ohal ile olmaz. Ohal sonrası da bu düzenleme devam edeceği için biz AYM'ye başvurduk. Hepimizin tek güvencesi hukuk. Hukuku şu veya bu şekilde ihlal ettiğimizde gelecek güvencemizi, adalet duygusunu kaybederiz. Adalet, canlı, cansız herkesi için önemli bir karar. Jandarma'nın İçişleri Bakanlığına bağlanmasına zaten prensip olarak karşı değiliz. Ona karşı çıkmayız ama mesele düzenlemelerin hukuk içinde yapılmış olması. Anayasa, Ohal'den çıkıp normal sürece sokmayı şart koşuyor. Bu KHK'lar, Ohal süresince geçerli olur denseydi, biz gidemezdik AYM'ye. Bunu 2. KHK çıktığında söyledik ama kabul görmedi.

Harp Akademilerinin kapatılması ve Gata ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlanması...
Bunu doğru bulmadık hem de dava açtık. Askeri doktorlar diğer doktorlardan daha farklı. Gata veya değişik kuvvet komutanlıklarında görev yapmış emekli personelden görüş aldık. Suriye'deki durum mesela. Sivil doktoru oraya götüremezsiniz. Askeri doktorun gösterdiği uyumu sivil doktor gösteremez.
Yaralanan er veya erbaş, can güvenliği nedeniyle askeri hastaneye yatırılmak istiyor.

Askeri liseler konusunda tartışmalı. bu liselere Anadolu'nun yoksul halk çocukları var, anne babaya yük olmayan bir eğitim şekli. Fakir gariban Anadolu insanı, o çocuklarını askeri kıyafetle gelince, onlardaki gururu görmek lazım. Kurumun devam etmelidir. Her kurumun kendi kültürü vardır. Liyakat içinde gelişmiştir bu kültür. Sarayda, bizzat aktardım, zamanında ben Maliye bakanlığı'nda kimden sonra atanacağımı biliyordum. Yine o konunun uzmanı olan birisi gelir. Maliyede üstadımız denir, usta çırak ilişkisi içerisinde.

Etibank'ı, Sümerbank'ı sildik. Markaları yaşatmak lazım. Etibank, Eti'lerden geliyor, Sümer, Sümerler'den geliyor. Almanlar geldi, Çek Cumhuriyeti'nde Skoda'yı aldılar ama markayı değiştirmediler.

Devletin hafızasını ve kurumsal kültürünü sildiler. Bizim muhafazarlık sözcüğünü de tartışmaya açmamız lazım. Bu insanlar el üstünde tutulması gerekir. Geçmişini reddeden bir kişi, ilerici olamaz ki.

Başbakana şunu söyledim, Gata'yı Milli Savunma Üniversitesine bağlansın dedik. Osmanlı'dan beri geliyor mu? O zaman yaşatalım. Aksayan yönleri düzeltelim.

1895'teki Harp Akademilerinin kapatılması konusu; tarihi birikimimize bakılması lazım.

Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları kurullarını kapattılar. Buralar, devletin akademisi gibiydi.

Hükümet, devlet değildir. Bürokrasi bazen çok aşağılanır oysa bürokrasi devletin arşividir. Devlet kurumunu çok aşağılamamak lazım. Bu tehlikeli süreç uzarsa daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Bu cazibeye hükümet katılırsa, demokrasiyi askıya almamak lazımdır.

Başbakan'la ilk görüşmemizde, kendisi doğrudan ohal sözcüğünü kullanmamakla birlikte kısa bir süre için olağanüstü duruma başvuracaklarını söyledi. Şimdi geldiğimiz noktada, son görüşmemizde uzatacaklarını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı çıktı 12 ayı bile aşabilir dedi, bu felaket bir tablodur ülke için. Eğer böyle devam ederse bir karşı darbe algısı toplumda oluşabilir. Bütün muhalifleri ezerim... Terörle ilgisi olmayan  sırf muhalefet yapıyor diye TV kanallarını kapatıyorsunuz. Bir milyonun üzerinde mağdur yaratıyorsunuz.

Darbe mağduru sadece 15 temmuz akşamı hayatını kaybedendir. Biz onlara minnet borçluyuz. Demokrasiyi savunmak için başka bir şey kalmadıysa vatandaşın direnme hakkını kullanmak gerekir.

Mustafa Kemal'e suikast düzenleyenlerin torunlarına bir bakın, çocukları büyükelçi oldu, devlette iyi görevlere geldiler.


VATANDAŞA TUZAK
Mesela, yüzde 95 engelli bir öğretmen, Bankasya'ya para yatırdı diye işine son veriyorlar.

Murat Yapıcı, Tapu Kadastro'da çalışıyor, bu da meslekten ihraç ediliyor isimsiz ihbar mektubuyla.

Kayseri'de özel harekatçı bir polis, havale parası ödememek için Bankasya aracılığıyla kooperatife para yatırdığı için meslekten atılıyor.

Turhal'daydım. Baba emniyet müdürü meslekten atılmış, anne çalışmıyor. 15 yaşındaki çocuk çalışırken, babası yüzünden işinden atılıyor. Darbeyi yapanlar belli, bombayı atanlar belli, bu insanlardan ne istiyorsunuz?

Efendim okul? O okullara izin veren sizsiniz. Bankasya'nın kuruluşuna kim izin verdi? 17-25 aralık tarihin baz alıyorsanız vatandaşa tuzak kurmuş oluyorsunuz.

Kanunsuz suç olmaz. Eğitim-sen üyelerinin çoğunun açığa alındığını, meslekten ihraç edildiğini biliyoruz. Sendikaya üye olmak suç değil ki. Başbakana bunu söyledim, bu insanların hepsi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecekler. İnsan hakkı ihlalleri çok önemli. Çok az nokta telafi edildi, büyük çoğunluğu telafi edilmiş değil.

Çorum'da şehit ailesini ziyaret ettim, "Bir çocuğum şehit, öteki hapiste" diyor. Şehitler arasında ayrım olmaz. 15 temmuz şehitleri ile terör yüzünden şehit olanlar arasında ayrım yapılmamalı. Çok tehlikeli bir sürecin içine Türkiye sokuluyor.

darbeye karşıyız ama bu kadar yaygınlaştırılması doğru değil. Yüzde 95 engelli olan birisi darbeci olabilir mi? Şanlıurfa'da kadınlar basın toplantısı yaptılar, kucağında 6 aylık çocuğu ile "Diğer arkadaşların eşleri gittiler ama ben gitmedim. Ben yetim bir kadınım. Şu anda ben abimin yanında kalıyorum. Ben eşimi görmeye gidemiyorum." dedi.

Hiçbir darbede böyle bir uygulama görmedim.

12 eylülde sendikaların kapatılması için mahkemeye gittiler, şimdi hiç mahkemeye gitmiyorlar.

Cezaevindeki gazeteciler...
Sayın Başbakan gazeteciler içeri atılırken, yazalar içeriye atılırken siz karşı darbe algısını güçlendirmiş olursunuz. Gazeteciye kelepçe vurulur mu hiç? Muhabirleri bile içeriye atıyorsunuz. Nazlı Ilıcak, bütün hayatı darbelere karşı çıkmakla geçti. Ali Bulaç, belli bir çevrenin vicdanıdır. Aslı Erdoğan, ne günahı var bunun? Bir akademisyen. Lale Kemal, sağlık sorunları var. Necmiye hanım var. Anlamakta zorluk çekiyorum, neden içerdeler? Şahin Alpay, Türkiye'de liberal deyince ne denirse öyle bir insandır. Kelepçe takılmasını Sayın Başbakan da doğru bulmadı ama kelepçe takıldı.

Yargılıyorsunuz ama hangi gerekçeyle hapse atıyorsunuz. Hangi gerekçeyle içeri atıyorsunuz gazetecileri. Altan kardeşler. Bayram öncesi gözaltına alıyorsunuz, bayram süresince karakolda tutuyorsunuz, bayramdan sonra birisini tutukluyorsunuz, diğerini serbest bırakıp, tekrar alıyorsunuz. Hapisteki gazeteci sayısı 110'un üzerinde.

Mağdur Komisyonlarının çalışması...
Avukat arkadaşlar, gelen kişileri dinliyorlar, telefonlarını alıyorlar. Sayın Canikli'ye aktarıyoruz. Bakacağız diyor ama aradan geçiyor bir ay.

KHK ile kollektif suç yarattılar. Rehin alıyorsunuz, eşinin de pasaportunu iptal ediyorsunuz. Askeri darbeler döneminde karşılaştığımız uygulamalarla karşılaşıyoruz. Mağdurların yanında olun diyorum teşkilatıma. Mağdur ailelerinden öyle büyük paralar isteniyor ki, zaten paraları yok o insanların. Bazı avukatlar ki, ben onları kınıyorum. Davalarını bunlar fetöcü diye almıyor.

OHal ile bu kadar büyük mağdur yaratmanın anlamı yok. Siz devletsiniz, yapanlar, örgütleyenler. Ankara'da cezaevinde er ve erbaşlar. Biz de askerlik yaptık. Tamamını darbeci diye hapse atıyorsun, yargılayacaksan komutanını yargıla.

Binali Yıldırım'ın, "15 Temmuz'dan bu yana ne değişti?" sorusu...
Bunu söyledik doğru. Haksızlık yapmayalım. Çok şey değişti. KHK ile olağan hal dönemin arkasını da düzeltmeye kalktılar. Nasıl düzelttiler onu da söyledim. Ben bütün görevimi yaptım. Anlaşılmayan konular hukukun üstünlüğü ve adalet. Devlet adil davranmak zorunda.

Milletin mağduriyetini nereye koyacağız. Onlar başka bir kavram mı. Haklı haksız ayıracak olan adalet kurumudur. Fetö ile mücadele etmek kolay değildir diye düşüncesi oldu haklı olabilir. MGK karar aldı, Sayın Erdoğan, Abdüllatif Şener, Abdullah Gül hepsinin imzası var. Bu çıkıyor 2004'te. 9 yıl sonra. Erdoğan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, "Hükümet tarafından yok hükmündedir bu karar" diyor ve hiçbir işlem yapılmamıştır, diyor. 9 yıl bu MGK kararını yok hükmünde sayan bu hükümeti napacaksınız. Ama gariban polis memurunu, öğretmenini meslekten atıyorsunuz.

cumhurbaşkanının ve genelkurmay başkanının yaveri konusu
Zaten biliyorlardı, dönem başbakanı ne diyordu, "ne istedilerse verdik" diyordu. 160 militan atadınız diye söyledik biz. Yabancılar geldiğinde bize soruyorlar, bu kadar insanı nasıl tepsit ettiler diye, biz de diyoruz ki, zaten biliyorlardı. Fincancı dükkanına fil gibi girmez devlet, daha dikkatli girer.

İltisap gibi ceza hukukunda bir kavram yok. Benim söylediğim sıradan vatandaşlar, bir de iş dünyası var.

Burdur'da bir AŞ'nin binde yedi ortağı fetöcü diye hapse atılıyor. Ama o şirketin hesaplarını banka ile engelliyorlar ve kayyum atıyorlar. Balıkesir'de bir firma var. Alınteriyle yaratılmış bir firma. Kayyum atanıyor o firmaya. Fabrikanın sahipleri ve oğlu davet ediliyor ve firmayı satması söyleniyor.

Bu örgütün çok iltisabı var. Bunlar doğru değil. Ama düne kadar bunların tamamı meşruydu zaten.

Anayasa değişikliği konusu...
Bu değişikliklerle ilgili yapılan görüşmelere dört partinin katılmasını istedik. Saray'da yapılan toplantıda da darbeye karşı çıkılan dört partinin katılmasını ve çok daha şık olacağını söyledim. Bu 7 madde çok önemli değil. Esas olan HSYK konusu.

Ben Saray'da Yargıtay'a atanan 160 militanı hatırlattım. Biz HSYK'yı yeniden inşa ediyoruz. Mevcut partiler şimdiki HSYK modelinin iyi olmadığında anlaştılar. 11 üyenin üçü yürütmeden, birisi bakan olsun, ikisini sayın cumhurbaşkanı üniversite ve barolardan atasın, üç üye yüksek yargı organlarından olsun, beş üye de TBMM aracılığıyla olsun dedik. Adaylar yine yargı veya siyasiler belirleyebilir dedik. Parlemento bunu seçerken bunu 367 ile seçsin dedik ama ya bu sağlanamazsa dediler. Üçüncü turda olur dedik, iktidar partisi de üçüncü turdan sonra salt çoğunluk dediler.

Bize göre nitelik şu olmalı; hakimi bizim partili diye getirirseniz bu olmaz. Hakimin özgeçmişine bir baksınlar. Bu kültürü oluşturursak HSYK da doğru karar vermiş olur. Kura olabilir. Ama salt çoğunluk olmaz. Bunun acısını Sayıştay üyelerini seçerken yaşadık. Kimse dönüp özgeçmişine bakmıyor. Bunu samimi bir şekilde Başbakana aktardım. Bu talep siyasetten çok yargının kendisinden geliyor.

muhafazakar kesimden oy alma konusu...
Epey mesafe katettiğimizi söyleyebilirim. Hiçbir kimsenin inancına müdahale edilmesini doğru bulmuyoruz, herkesin yaşama biçimine saygı duyuyoruz. Pek çok insan bizim saflarımızda. Onların yaşam tarzı öyleyse, onlara müdahale etmenin bir anlamı yok.

Adil Öksüz olayı...
Öksüz'ün sıradan bir insan olmadığı ve bunun üzerine gidilmesi gerektiği şeklinde bir duyum. Ama enteresan bir insan. Sayın Abdülkadir Selvi bey bir köşe yazdı ve arkasındaki gücün sorgulanması gerektiğini yazdı. Kendisini aradım ve elde veri olmadığını söyledim ama ben bakacağım dedi. Adil Öksüz'ün MİT elemanı olmadığını yazdı.

Hiçbir istihbarat örgütü bu bizim elemanımız demez. Fetö içinde çok önemli bir eleman olması. Yakalandıktan sonra verilen ifadelerin doğru olmadığının ortaya çıkması. Üç ayrı tutanak olması. Sayın Deniz Zeyrek'in maddeler halinde yazdığı olanlar.  Adil Öksüz'e ters kelepçe takılmıyor. GPS aletini saklıyor ama alet bulunuyor, bazı tutanaklarda var, bazısında yok. Dosya boşaltılıyor, hakim savcıyı arıyor ve sonra bırakılıyor. Gözaltındayken telefonla konuşuyor. Bunun bütün ayrıntılarıyla incelenmesi lazım. O cihaz nedir? Bunun arkasında güçlü bir örgüt var. En büyük endişem de, öldürülme ihtimali de var. Bu aletleri Türkiye'ye kim getiriyor buna bakmak lazım. Bu alet neden ortada yok? Bir şey daha var. Havuz medyasından bana yönelik eleştiri geliyor. Senin soruşturman lazım. HSYK soruşturma açtı sonunda. Biz üzerine gitmeseydik bunlar olmayacaktı. Darbeyi kimler, nasıl, hangi amaçla planladı her şey açığa çıkmalı.

BM'ye karşı, Türkiye'nin de onay verdiği, kişisel ve siyasal haklar sözleşmesi var. Darbeden sonra Türkiye bazılarına uymayacağım diye çekince koydu. Tutulanlara insani davranmayacağım, yani işkence konusu. İfade özgürlüğüne uymayacağım, adil yargılama konularına uymayacağım diye. Biz adalet istiyoruz, bu olur mu?

Dünyayı ikna edemezsiniz, asıl sorun bu



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


TSK'da Yeni Cemaat Operasyonu!

CHP'li Bülent Kuşoğlu'nun Acı Günü

Erdoğan, Yaverini Çakı İle Sınamış!
»  Ordu'da Çatışma: 6 Terörist Öldürüldü
»  Darbeci Emir Subayı Bülbül Gibi Öttü!
»  Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Lozan Cevabı
»  Hablemitoğlu Cinayetinde Flaş Gelişme
»  Bahçeli: FETÖ Şeytan Uşağıdır
»  Adil Gür'den Bomba Erken Seçim Yorumu
»  Meclis'te Muharrem Ayı Hazırlığı
»  Doğalgaz"da Flaş İndirim!
»  Erdoğan'dan Flaş Lozan Çıkışı!
»  Yozgat Valiliği'nden Yasak Açıklaması
»  CHP'li İnce'den O İddialara Yanıt!
»  Atılan Öğretmenler Maaşı Geri Verecek
»  Ferö'cüler Almanya'ya İltica Kuyruğunda!
»  Yüksekova’da Üç Korucu Şehit!
»  MGK'dan 'OHAL' Uzatılsın Tavsiyesi
»  Gökçek: Artık Darbe Yapamazlar!
»  Meclis'te Cami Sıkıntısı!
»  Sabah Emre Uslu'yu da Buldu!
»  Bakan Bozdağ'dan Adil Öksüz Açıklaması!
»  Muğla'da Korkutan Deprem
»  CHP'li Tekin'den Ortak Hükümet Çağrısı
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.