Yakınlarda bu bölgeden kaçan üç çocuk annesi Zarife, bölgedeki DEAŞ liderinin köye gelerek, kocasının ona para vermeyi vaadettiğini öne sürüp, para istediği günü Reuters'a anlattı: "Paramız olmadığını, para bulabilirsek ona göndereceğimizi söyledim. Ama kabul etmedi. Kocamı bırakıp onun adamlarından biriyle evlenmem ve onlarla gitmem gerektiğini söyledi.

"Ben bunu kabul etmeyince, adamları çocuklarımı yan odaya götürdü, bu da benim başıma silah dayadı. Onunla gitmezsem beni oracıkta öldüreceğini, evimi alacağını söyledi. Sonra da bana yapabileceği her şeyi yaptı."

Afganistan'daki savaşın gayet kanlı ölçütleriyle bile bakıldığında, kendisine karşı gördüğü insanların kafalarını kesen, onları patlayıcıların üzerine oturtarak öldüren DEAŞ, zulüm konusunda rakipsiz bir kötü şöhrete sahip.

Kadınlar anlatmaya utanıyor

BBC Türkçe'nin haberine göre, Irak ve Suriye'deki DEAŞ bölgelerinin ana yaygın olarak uygulandığı bilinen zorla evlendirme ve tecavüz olayları Afganistan'da çok daha az dillendiriliyor.

DEAŞ'in Afganistan'da 2014 yılında ilk kez ismini duyurduğu eyalet olan doğudaki Nangarhar ve güneydeki Zabul'dan bazı vakalar bildiriliyor ama kültürel olarak çok derine yerleşmiş tabular kadınların cinsel taciz ve tecavüzü bildirmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Bu nedenle olayların boyutlarını belirlemek de çok güçleşiyor.

Cihatçı grup, Zarife'nin yaşadığı Türkmenistan sınırına yakın Cavazcan bölgesinde etkinliğini giderek artırıyor. Kaçakçılık yollarını kullanıyor ve hem yerli halktan hem de yabancı savaşçılardan yeni katılımlarla büyüyerek ABD destekli Afgan güçleriyle ve Taliban ile sık sık çatışmalara giriyor.

Zarife uğradığı saldırıdan sonra Cavazcan'ın güneyindeki Darzab bölgesindeki evini terketmek zorunda kalmış ve bölgenin yönetim merkezi Şebergan'a sığınmış.

"Köyde kocamın komşularımın yüzüne bakamayacağım için tehlikelere rağmen terkettim" diyor.

10 ay süren zulüm

Darzab'dan kaçarak Şebergan'a sığınan bir başka kadın ise Samira. Samira, DEAŞ'cıların bir gün evi basıp 14 yaşındaki kız kardeşini komutana aldıklarını anlatıyor. Zarife gibi o da tanınmaktan korktuğu için tam adını kullanmıyor.

"Kızkardeşimle kendisi de evlenmedi başkasını da evlendirmedi ama ona tecavüz etti. Askerleri de kızkardeşime tecavüz ettiler. Hatta köyün DEAŞ'lı muhtarı da kızkardeşime tecavüz etti" diye sürdürüyor.

"Kızkardeşim DEAŞ'la 10 ay geçirdi ama 10 ay sonra kaçmayı başardı. Şimdi bizimle. Fakat utancından kimseye yaşadıklarını anlatamıyor."

DEAŞ denetimindeki Darzab'dan son aylarda binlerce kişi kaçarken Samira ve Zarife'ninkine benzer hikayeler de daha sıklıkla duyulmaya başladı.

Afganistan'daki Taliban hareketinin sözcüsü Zabihullah Mücahid "DEAŞ, Darzab'da ağza alınamayacak kadar korkunç şeyler yaptı" diyor ve sürdürüyor: "DEAŞ hiç bir kurala göre davranmıyor."

DEAŞ'ın Afganistan'da bilinen bir sözcüsü yok. Fakat anlatılanlar Taliban gibi Afganistan hükümetinin yetkilileri tarafından da doğrulanıyor.

2015'te Suriye'de DEAŞ "uleması" tarafından kaleme alınan kadın esirlerin cinsel amaçlarla "kullanılmasının" kurallarını düzenleyen bir rehber ele geçirilmişti.

Afganistan Savunma Bakanlığı'nın sözcüsü Muhammed Radmaniş, "Bu, kültürümüze ve geleneklerimize tamamen aykırı" diyor ve cinsel kölelik ve tecavüz vakalarının yaşandığı tek DEAŞ denetimindeki bölgenin Darzab olmadığını söylüyor.

Darzab'dan kaçmış bir başka kadın olan Kamile, "DEAŞ bizim bölgemize geldiğinde herkes neden geldiklerini biliyordu" diyor. Yaşadığı bölgedeki üç genç kadın DEAŞ tarafından kaçırılmış:

"Kız çocukları ya da kadınları evlerinden alıp götürüyorlar. Önce onlarla evlenmemiz gerektiğini söylüyorlar. Ama sonra birçok adam kadınlara saldırıyor ve tecavüz ediyor".