Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
IMKB
9.693,000
ALTIN
2.496,860
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 21 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"Samimiyet Çok Şeydir''
 ZELİHA BEDİR 27 Ekim 2015 Salı  

“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”

“Seni daha iyi kucaklamak için!”

“Kulakların neden büyük?”
“Seni daha iyi duyabilmek için”

“Gözlerin neden kocaman?”

“Seni daha iyi görebilmek için”

“Dişlerin neden sivri peki?”

“Seni daha iyi yiyebilmek için” demiş kurt.

Bu hikaye tanıdık geldi mi size? Evet, hepimizin bildiği “Kırmızı Başlıklı Kız” masalından başkası değil… Konumuz ile ne alakası mı var? Türkiye’de yaşananları, en yalın hali ile bu masal anlatıyor diye düşünüyorum… Masal biter mi Türkiye’de? Çıkarcı, Ulusal Bilinç’ten yoksun, samimiyetsiz düşünce yapısı değişmedikçe masal bitmez Türkiye’de…
***
Adeta Türkiye’yi yaşanmaz bir ülke haline getirmek bütün çabamız. Günlük yaşamınızda etrafınıza bir bakın, olayları eleştirmeyen, insanların sahtekarlığından şikayet etmeyen biri var mı çevrenizde? Herkes birbirinden şikayetçi. Haklı biziz, hata karşıda. Bu değişmez realite…
***
Türkiye’nin en büyük sıkıntısı, topraklarının üzerinde yaşayanların “Ulusal Bilinç”ten yoksun olması bence. “Üzerinde yaşadığımız topraklar bizim, bu vatan bizim” diyen kaç kişi var? Çoook dediğinizi duyar gibiyim. Doğru, ama bakın ben ne diyorum. “Bizde Ulusal Bilinç Yok…” Bunun nedeni de yine, “Kişisel Çıkar”da yatıyor.
***
Çocuklarımızı eğitirken onlara önce Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunu anlatmalıyız. Çanakkale Destanı’nı, Kurtuluşumuzun destanını anlatmalıyız. Atatürk’ü, cephelere kucağındaki çocuğunu bırakıp mermi taşıyan anneleri anlatmalıyız. Çocuklarımız eğitim hayatına buradan başlamalı. Bölünmenin parçalanmak olduğunu, “Birlik Olmanın” “Güçlü olmak” olduğunu bilmeliler. Türkiye’nin bir parçası olduklarını idrak etmeli, Türk olmaktan gurur duymalılar… Çabaları önce ayakları üzerinde duran, çıkarsız, hilesiz birer vatandaş olarak “ için çalışmak olmalı…
***
“Demokrasi” kavramı göreceli değildir. Kişiye göre değişmez… Demokrasi rejiminde halk kendi kendini yönetir. Demokrasi düşkünü bir toplum olarak neden kendimizi yönetemiyoruz? Cevabı basit. Samimi değiliz. Sürü psikolojisi ile hareket etmek en kolayı… Ve en kötüsü, yaşananları çabuk unutuyoruz, çabuk aldanıyoruz. Kurt söylem değiştirince kanmamız da o yüzden. Hepimiz ”Kırmızı Başlıklı Kız” rolü üstlenmeye bayılıyoruz. Çıkarı için tutum belirledikten sonra, sonuçlarına göre, “kandırıldım” diyerek gözyaşı dökmek taraftar topluyor. Oysa, “bu seçim benim, hatamı biliyorum, özür dilerim” diyebilmek cesaret istiyor. Nerede bizde o cesaret, nerede bizde o samimiyet!…
***
Samimiyetsizliğimiz siyasete gelene kadar günlük hayatımızın her karesinde mevcut. Her gün işe giderken, dönerken bir parçası olduğumuz trafik, insanlığımızın geldiği noktanın en net göstergesi. Bütün bencillikler araç trafiğinde ortaya dökülüyor. Yaya olduğunda araç kullananlara kızan vatandaş, şoför koltuğuna oturunca, küçük dünyaları ben yarattım edası ile, “önce ben” diyor. Şiddete karşıyım diye dolaşan bir adam, trafikte elini yumruk yaparak bir kadının üzerine yürüyebiliyor. İşin özü trafik ne kadar yoz, ne kadar bencil, ne kadar samimiyetsiz bir toplum olduğumuzun en belirgin göstergesi…
***
Rutin hayatını, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” modu ile sürdüren samimiyetsizler, Türkiye’de elemli bir olay yaşanınca, haberlerden, internetten duyduklarını Facebook’a yetiştirerek, “en çok acı çeken” yarışına giriyor. Paylaşılanlar doğru mu, yaşananların perde arkası, olaylardan en çok kimler etkilenmiş kimin umurunda! Yaptıkları yorumlara bakılınca hepsi birer filozof…
Aynı zamanda akşam eğlencelerine giderek, vur patlasın çal oynasın fotoğrafları ile beğeni topluyorlar.  Sosyallikleri ile özendirirken, toplumsal olaylar karşısındaki duyarlılıkları ile madalyayı hak ediyorlar…
Samimiyetsizliklerimiz saymakla bitmez. Yazdıklarımın aksini savunanlar, önümüzde samimiyetimizin sınanacağı bir tarih var. 1 Kasım 2015’de 5 günlük tatili mi, seçimde oy kullanmayı mı seçeceksiniz?
Dönüp kendinize bir bakın. Öz eleştiri yapın. Samimi olun. Kendi kararınızı kendiniz verin.
Ülkesinin geleceğini düşünen oyunu kullanır. LÜTFEN OYUNUZU KULLANIN…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 2   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 
meryem baser
5 Kasım 2015 Perşembe 16:13
Cok guzel konulara deginmissin cok begendim Seni kutluyorum digerlerinide okuyacagim Tabii ki ....
Katılıyorum  Katılmıyorum  
%50 %50
KENAN ERÇETİN
27 Ekim 2015 Salı 22:20
öncelikle yeniden seni burda görmek çok güzeldi ve yazını okumakta ayrı bi zevk.. konuya o kadar güzel bi benzetme ile başlamıssınki hiç aklıma gelmeyen bi tarz bu tebrikler sürünün başı bugün ne derse şak şak ertesi gün aynı konuyu ters söyleminde bile şakşak yapan sürü toplumu oldu insanlar oysa düşünebilen beyinden böyle tam tornistan dönüşlerde dur ya bu geçen farklı demişti deyip sorgulayabilmeli ve sandığa gittiğinde kendi iradesini kullanmalı. tebrikler harika anlatımın için zeliha hanım..
Katılıyorum  Katılmıyorum  
%50 %50

 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.