Diren Aklım..
Diren...
Yolculuk katlanılmaz bir hal aldığında, aklın kalbine örtü olmayı kestiğinde ve kalbindeki acı dünyanın yüzölçümünden ağır çekmeye başladığında, diren...
Hepimiz hergün yeni bir gün telaşı ve umudu ile derin bir uykunun içinde olan insanların dünyasına uyanıyoruz. Ölüm ve kan kokusu içimize işliyor ve yolculuk katlanılmaz bir hal alıp, ruhumuzu bedenimize dar ediyor. Yeryüzünün her yerinde ağır ve derin yaralar açılmış durumda. Herkes bir şeyleri değiştirme telaşında ve bu değişim yıkarak, yakarak, öldürerek, talan ederek, tutsak ederek, yok ederek sürüp gidiyor. Yeryüzü yaşam alanının bolluk ve bereketini kendini ateşlere salan insanın ellerinden cehenneme çeviriyor. Yaşam alanlarımız kayboluyor.
İşte o vakit kalp sancılar içinde, ruh bedene ve dünyaya dar geliyor. Ölüm dört yanda kol gezerken, bir şeyleri değiştirme telaşında olan insan, kendi değişimini yapmayı, içinde değil, dışında aradıkça bu acı yeryüzünü dar edecek, yaşam alanımız cehenneme dönecek... Yaşananlar bunun hiçte uzak olmadığının göstergesi..  Her gün bir umut alıp, bin umut bırakıyoruz nitekim.. Hergün binkez ölüp, yeniden çiçeğe durmak için direniyoruz.
Yazmak bir zul, yaşamak hüner işi..
Mars’ta ölmeye gönüllü 100 bin gönüllü bulunduğu haberini okuyunca hissettiklerimin tarifi yok. Duymamış olanlar için kısaca geçeyim haberi;
  “Merkezi Hollanda'da bulunan "Mars One" örgütünün, 2023'te Mars'ta kurmayı planladığı kolonide yaşamak için şimdiye kadar 100 binden fazla kişinin başvuruda bulunduğu bildirildi. Nisan ayından bu yana 100 farklı ülkeden 100 binden fazla astronot adayının projeye katılmak için başvurduğu belirtildi. Seçilmeyi başaran adaylar, dörder kişilik gruplara ayrılacak ve Mars'taki yaşam koşullarına alışmaları için 8 yıllık eğitimden geçirilecek. Kızıl Gezegen'e Nisan 2023'te gidecek ilk ekip, yine halk oylamasıyla belirlenecek. Diğer beş grubun da 2 yıl arayla Mars'a gidip yerleşmesi öngörülüyor. Başvuru için en önemli koşul ise astronotların dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmayı kabul etmesi. Mars'a gitmeyi kabul edenler, bir daha dönmemek üzere Dünya'ya veda edecekler.”
Kızıl Gezegen'e yerleşmek isteyenler arasında 19 ila 34 yaşlarında 11 Türk vatandaşı da bulunuyormuş. 
Kızıl Gezegen’de yaşamak nasıl olurdu acaba? Düşünsenize;
Bir gün uyuyorsunuz gökyüzü mavi değil..
“Dönüşsüz bir yolculuğa çıkmak istiyorum.  Bildiğim dildeki tüm şiirlerde gökyüzü mavi, Aşk Mavi  ve bir sabah uyanıyorum her yer pembeden çalmış kızıla sarmış, yer Mars ve ben artık Dünyalı değilim. Dünyalıyım da değilim, netekim dönemeyeceğim yere ait olduğumu iddia etmem tuhaf bir çelişki olur. Mars’lı da değilim ama Mars’lıyım desem yeri.. Zira yabancı kalınan her duruma Mars’tan mı  geldin kardeşim sen demiş bir neslin evladıyım. Dünya kan gölü, Mars kızıla sarmış ağlar gibi.. Gitmek ve kalmak arasında sıkışmış bedenlerin kaçışına mı kapıldım nedir Mars’ta gökyüzüne devirmişim gözlerimi Mavi arıyorum. O sırada tam karşıdan E.T geliyor.. Bağırıyorum. Heyyy, E.T heyyyy burdayım. Aaa dünyalı dost diye yaklaşıyor yanıma. Sarılıyorum. E  görmemişim yıllar olmuş, içimi bir sevgi sarıyor. Isınıyorum. Başlıyor E.T anlatmaya “dünyayı özledim ne yalan söyleyeyim. Ama duydum ki sizin gezegende bir yeryüzü savaşı başlamış, herkes bir diğerini birşekilde ötekileştirmiş ve vuruyormuş. İnsan, insanı katlediyormuş. Kendi katili olan bana napar dedim gelemedim. Sorma yoksa dünya gözümde tütüyor. Denizi, mavisi, göğü, yeşili, bolluğu, bereketi, taşı toprağı gözümde türüyor. Al bak bizim buralar böyle. Gözümü çeviriyorum heryer kurak, toprak yok, su yok, insan yok, gök kızıl...... “E.T sen, seeeeeen” derken kan ter içinde uyanıyorum.
Mars umudum mu, kabusum mu bilemiyorum.
Dünyadan umudumu kesmiyorum. İnsan olmak, insanı sevmek zor zanaat biliyorum. Kendini bilmek, kendin olmak zor zanaat ve bir o kadar da kolay kendin olduğunda dünyayı yaşanabilir bir alan yapmak.
Ne güzel olurdu bir sabah uyansak ve öteki yüzümüz olmasa... İki yüzlü gezmesek... Ötekileştirmesek hiçbirşeyi, hiçkimseyi...
Ve bir sabah uyansak denizi başka deniz, havası başka hava, göğü illa ki Mavi yaşanabilir bir dünya inşaa etmiş olsak, yeniden hep birlikte...

16.08.2013 [email protected]
SEVGİYLE...