Gazeteci-yazar Nuray Mert’in BDP’nin Urfa’da düzenlediği panelde söylediği, “PKK terör örgütü değildir, konuyu böyle algılarsak Kürt meselesinin çözümü mümkün olmaz” sözleri PKK terör örgütünün Türkiye’de legalleşme sürecinde kat ettiği yolun en güzel göstergelerinden birisidir.
Bugün terörün bitirilmesi için PKK lideri ile yapılan görüşmeler zaten Nuray Mert’in söylediği gibi, “PKK silahlı mücadeleye girişmiş siyasi bir örgüttür” düşüncesinin kabullenişliği değil midir?...
***
Bu arada BDP, İmralı sürecinin ikinci ziyareti için seçtiği üç ismi Adalet Bakanlığı’na bildirdi. Öcalan’ın, “yol haritasını ve önerilerini açıklayacağı” görüşmeye Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan gidecek. Ziyaretin Cumartesi sabahı gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Çözüm bekleyişleri arttı. Esen ılımlı hava çoğu kesimi sevindiriyor. Ancak, Hükümet kanadından yapılan iki açıklamalara bu noktada dikkat çekmek gerekiyor.
İlki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Erciyes Dağı’nda sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle yaptığı toplantı. Erdoğan, “Terörü bitirmek için ne gerekiyorsa yaparım. ‘Terörün bitmesi için zehir içeceksin’ deseler içerim. Siyasi hayatımın biteceğini de bilsem, öleceğimi de bilsem bu zehri içerim. Yeter ki terör bitsin” dedi.
İkincisi, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in katıldığı bir televizyon programında, “Sonuca pozitif katkı sunacak bütün enstrümanlar kullanılabilecektir, kullanılmalıdır. Bunların yapılmaması görevi ihmaldir. Bizi sonuca götürecek bütün yöntem ve araçlara müracaat etmek milletin emanetini üzerinde taşıyan, sorumluluk gerektiren makamlarda oturanların görevidir" şeklindeki sözleri…
Her iki açıklamada kendi içinde çok anlam barındırıyor. Ortak payda, ne olursa olsun terörü bitir mesajı… Şifreleri anlamak için satır aralarını iyi okumak gerek…
***
Bu gelişmelerin dışında yeni Anayasa tartışmaları da devam ediyor. Yeni Anayasa’nın hazırlanmasında AKP ve BDP’nin birlikte çalışabilecekleri söylemleri ise Türkiye’nin bir başka tartışma konusu… Tartışmanın odağında ise AKP’nin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçme talebiyle, BDP’nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin taleplerinin Anayasa’da nasıl yer alacağı konusu yer alıyor.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın talepleri şöyle: Anadilde eğitimin sağlanması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yüzde onluk seçim barajının düşürülmesi ve vatandaşlık tanımından Türklüğün çıkarılması.
İki taraf AKP ve BDP’nin taleplerine CHP ve MHP’nin “evet” demesi olası görünmüyor. AKP başkanlık sistemini getirecek Anayasa değişikliğini tek başına referanduma götüremez. Çünkü referandum için gerekli oy sayısı 330.  AKP’nin 325 milletvekili var. .
Acaba, Başbakan Erdoğan’ın Başkanlığına “evet” diyecek BDP’nin taleplerine AKP “evet” diyecek mi? “Evet”lerin Türkiye’ye faydası/zararı ne olacak? Erdoğan’ın sözünü ettiği zehir bu mu? Cevap bekleyen yeni sorulardan sadece bir kaçı bunlar…
                                                        *****