Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5185
EURO
34,7960
IMKB
9.720,000
ALTIN
2.421,520
 
Hava Durumu ANKARA
17 / 29 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
SAVUNMA MEKANİZMASI
 HAYATIN İÇİNDEN 10 Haziran 2011 Cuma  
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde kalabalık bir öğrenci grubu, AKP'li Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'yu yumurta yağmuruna tuttu. Burhan Kuzu inatla, protesto edileceğini bile bile gitti üniversiteye, ama dakikalarca beklemesine rağmen şemsiyenin altından çıkamadı,konuşmasını yapamadı. Burhan Kuzu'nun üniversiteden ayrılmasıyla polis girdi kampüse. Kuzu'yu yumurtalayan öğrencilere biber gazı banyosu yaptırdı. Mülkiyelilerin bu protestosu, hükümet muhalefet kanadından gelen tepkiler günlerdir gündemde.. Ama konumuz bu değil,, "savunma mekanizmaları"ndan bahsedeceğiz bugün.. Savunma mekanizmaları insanın zor bir durumla baş etme çabası aslında,ruh sağlığını, dengesini korumak için kendisinin bile farkında olmadan kullandığı yöntemler bütünü. Çoğunlukla bilinç dışı işleyen bir süreç bu, yani hayatın her anında, dünyayı omuzlayabilmek, değiştiremeyeceğimiz gerçekleri kabul etmek, kendi kendimizle çelişmemek için savunma mekanizmaları kullanıyoruz.. 'Yadsıma', en bilinen ve en sık kullanılan savunma mekanizmalarından biri.. Eğer kişi tehlikeyle baş edemez, ondan kaçınamazsa, kullanılabilecek tek yol bu tehlikeyi yadsımak yani yok saymak olur. Freud'a göre yetişkin insanda gerçeklik sınanmasının gelişmiş olması gerçeğin tümüyle yadsınmasına izin vermez. Biraz karışık oldu, güncel bir örnek üzerinden gitmekte fayda var.. Üniversite öğrencileri öfkelil. Çünkü demokrasi 'ileri'leştikçe! öğrenciler özgürlükleri gerilediğini düşünüyor. Seslerini duyurmak isteyince dayak yiyorlar, gaz soluyorlar, fişleniyorlar. İşte bu yüzden gittikçe büyüyen bir üniversite tepkisi var. Peki bu durumda 'yadsıma' nasıl yapılır? Öğrenci tepkisinin olmadığını ya da tepki gösterenlerin öğrenci olmadığını düşünerek, söyleyerek ve en önemlisi buna inanarak.. Olmayan birşeyden korkmaya da gerek kalmaz haliyle.. Yansıtma.. Erken gelişim dönemlerindeki çocukların en çok kullandığı savunmadır. Bazı insanlar kendi çaresizliklerinden kaynaklanan düşmanca duygularını, çevrelerinden kendilerine yöneltilmiş gibi yaşama eğilimi gösterirler hatta kimi zaman psikoz sınırlarını zorlayan mantık dışı bir duyarlılık gösterirler. Yansıtma mekanizmasında kişi, kendi içinde yadsıdığı bir dürtüyü başkalarında görür ya da başkalarının bu dürtüyü kendisinde gördüğünü sanır.. Yine örnekleyelim.. Bir grup öğrenci, İstanbul'da,, yaşadıkları ülkenin başbakanını protesto etmek isterken orantısız bir müdahaleyle karşı karşıya kalıp, şiddet gördüler. Birkaç gün sonra başbakanın partisinden bir isim öğrencilerin kendisini protesto edeceğini bile bile üniversiteye gitti.Yumurtalı eyleme rağmen konuşmakta ısrar etti. Şemsiye altında tüm kameralar kayıttayken bekledi,, "çekin, ne yapıyorlar görün" söylemleriyle. Protestonun yapıldığı salonda kimse kimseye vurmadı, tekmelemedi,burnunu kırmadı. Ama şemsiye altındaki profesör, o gün İstanbul'da yaşanan ve haliyle mensubu olduğu partiye mal edilenleri yansıttı yumurta atan öğrencilere. Şiddet uygulayan taraftaydı,, şiddet gören oldu.. Yön Değiştime.. Düşüncelerin ve duyguların baş edilemeyen gerçek nesnesinden koparılarak daha kabul edilen bir diğer nesneye transfer edilmesiyle işleyen bir savunma mekanizması bu. Yön değiştirme,, bazen simgesel bir çağrışım sürecinden geçerek, karmaşık bir hal alabilir. Yıkıcı eleştiri ya da dedikodu, çoğu zaman birikmiş düşmanlık duygularının yön değiştirmiş anlatım biçimidir.. Mesela, bahsi geçen profesör akademik kimliğinin de birikimiyle,, kendisine yumurta atan öğrenci sayısını görüp,hepsinin birden okulla ilişiğinin kesilmesinin yersiz hatta imkansız olduğunu zihin süzgecinden geçirmiş, tüm öfkesini bir kişiye, üniversitenin rektörüne yöneltmiş, istifa etmesini istemiştir. İşte oldukça güzel bir yön değiştirme örneği.. İlkel idealleştirme- değersizleştirme.. Bu mekanizmayı kullanan kişi, içsel ya da dışsal tehlikelerden korunmak için iyi ve güçlü imajlar yaratır. Bu imaj hayal kırklığı yarattığı durumlarda değersizleştirilerek saldırgan dürtüler ifade edilir. Mesela sınavlarda ortalamanın oldukça üstünde başarı gösterip,mülkiyeye giren, geleceğin kaymakamı, valisi, diplomatı olacak üniversite öğrencilerine,, "o yumurtayı atacağınıza yeseydiniz kafanız böyle çalışmazdı" diyen birey,, onları değersizleştirip yaşadığı hayal kırıklığını savunma mekanizmasıyla unutmaya çalışıyordur aslında.. Uzun lafın kısası savunma mekanizmaları hayatın her yerinde, her anına, herkes için var. Yani aslında "öteki" sandığımız "biz"iz ey insanlar...
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.