HASİBE ŞAHİN...
Toplumda; sokakta, okulda, aile içi ve medyatik şiddet, ihmal, istismar, intihar, sigara, alkol ve madde kullanımı giderek artan bir oranda karşımıza çıkmakta.
Yaşanan şiddetin nedenleri konusunda ise toplum katmanları farklı söylemlerde ve değerlendirmelerde bulunmaktadır. Kimi problemin eğitim kurumlarından, kimi aileden, kimi medyadan, kimi toplumun ekonomik, kültürel ve sosyal yapısındaki bozulmalardan, kimi sapkın inanç ve yaklaşımlardan kaynaklandığını söylemekte.
Ama kim ne söylerse söylesin Bu gidişat hayra alamet değil. Şiddet, cinnet ve cinayet toplumu olma yolunda hızla ilerliyoruz. Sudan sebeplerle cinayet işleniyor, insanlar dövülüyor.
Sebepleri her ne sebep olursa olsun bir gerçek vardır ki bu günkü dünyamızda insanlar arası şiddetin her türlüsü gündeme oturmuştur. Hemen her gün, yazılı ve görsel medyada yer alan şiddet, cinnet ve cinayet haberleri bıktırdı
Özellikle görsel medyanın ana malzemesi son günlerde bu tür haberler oldu. Kendi adıma konuşursam, artık bu haberler yüzünden televizyon izlemiyor, gazete okumuyorum.
Toplumsal şiddetin önlenmesi için sosyolojik olarak toplumları mutlaka incelenmelidir. Bunun yapılabilmesi toplumların toplum mühendislerine ve ailelere büyük görev düşmektedir.
Ülkemizde yetişmiş ne kadar sosyolog, psikolog ve toplum mühendisi varsa toplumun şiddet toplumu olmaktan kurtulması için sorumluluk üstlenmesi gerekir.
Kendimize dönmek, ruhumuzun sesini duymak, merhamet hislerini besleyici ortamlar oluşturmak, insanın eşref-i mahlûkat olduğuna dair inancımızı bir daha yenilemek gerekiyor.
Medyanın da insana yönelmesi onu yeniden keşfetmesi şart. İnsan zaafları üzerine kurgulanmış dizi filmlerden gazete fotoğraflarına kadar pek çok konunun bir daha düşünülmesi kaçınılmaz hale geldi. Yoksa yükselen bu korkunç şiddet, vaktiyle sırf kültürel karşıtlık olsun diye şiddetin yanında yer alanları da temelden sarsacak, herkez de şiddet ve cinnetten payına düşeni alacaktır.
lütfen saygı, sevgi hoşgörü ve sabır...
hoşçakalın.
[email protected]