Açıklamada, "Kendilerini dokunulmaz görenlere eski dönemlerde olduğu gibi soru sorulabileceğini hatırlatan gazetecilik tutumu, mesleğimiz açısından onur vericidir. Yıldız Yazıcıoğlu tam da bir gazetecinin yapması gerektiği gibi sorusunu sormuş, gerçeklere ayna olmuştur!" ifadelerine yer verildi.
Dün (24 Ocak) TBMM'deki partisinin grup toplantısının ardından gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu, MHP lideri Bahçeli’ye, Ankara’da katledilen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş hakkında bir soru sormak istedi. MHP lideri, gazetecinin bu sorusuna, “hadi işine bak” yanıtını verdi.
ÇGD, bugün yayımladığı açıklama ile Yazıcıoğlu'na destek verdi. Yaşanan olayı "Türkiye gerçeğinin kaygı verici bir örneği" olarak değerlendirilen açıklamada, durumun "nobran yanıt ve muamele, mesleğimize açık bir saldırıdır" diye nitelendirildi.
"Uzatılan mikrofonları tutan her elin sahibi, sizin maaşa bağladıklarınız ‘kalemler’ olmayabilir" ifadelerinin yer aldığı açıklamada şöyle denildi:
"Mesleğimize açık bir saldırıdır"
"Türkiye’de gazeteciliği tanımlarken, ‘mayınlı arazide yürümek’ diye ifade ettiğimiz bir görüş vardır. Çünkü zaman geldi tehdit edildik, zaman geldi darp edildik, gözaltına alındık, hapislere atıldık, öldürüldük. Başımızdan musibet hiç eksik olmadı.
Derneğimizin üyesi ve geçmişte yöneticilik sorumluluğu da üstlenen gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu’nun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde dün yaşadığı olay da ne yazık ki Türkiye gerçeğinin kaygı verici bir örneği olmuştur. Meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’nun, mesleğinin gereği olarak gündemdeki konulara ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelttiği soru sonrası karşılaştığı, en hafif tabiriyle saygısız ve nobran yanıt ve muamele, mesleğimize açık bir saldırıdır.
"Karanlık ilişkiler ile zihniyetin görüntüsü de asla unutulmayacak şekilde kayıtlara geçmiştir"
Yıldız Yazıcıoğlu’nun dün yaşadığı saldırının sebebini çok iyi biliyoruz. Dernek olarak her ay yayınladığımız ‘Medya İzleme Raporu’nda da onlarcasını kayıt altına aldığımız benzeri saldırı ve tehditlere, düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne düşman bir anlayışın kaynaklık ettiğinden hiçbir kuşkumuz yok.
İktidarın ve çevresindeki güç odaklarının mesleğimize verdiği zarar, her geçen gün telafisi zor bir noktaya giderken, Yıldız Yazıcıoğlu’nun, kendilerini dokunulmaz görenlere eski dönemlerde olduğu gibi soru sorulabileceğini hatırlatan gazetecilik tutumu, mesleğimiz açısından onur vericidir. Yıldız Yazıcıoğlu tam da bir gazetecinin yapması gerektiği gibi sorusunu sormuş, gerçeklere ayna olmuştur! O aynada çıkan, karanlık ilişkiler ile zihniyetin görüntüsü de asla unutulmayacak şekilde kayıtlara geçmiştir.
"Asıl provokatörler ona saldıranlardır"
Meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’na “İşine bak” diyenler ve sonrasında bir kampanya yürüterek “provokatör” iftirası atanlar bilmelidir ki; uzatılan mikrofonları tutan her elin sahibi, sizin maaşa bağladıklarınız ‘kalemler’ olmayabilir. Meslektaşımız ve üyemiz Yazıcıoğlu, Türkiye’de gerçek gazetecilerin tarihsel mücadelesinin devamcısı olarak, ‘işine bakmıştır’ ve asıl provokatörler ona saldıranlardır."