Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,4888
EURO
36,4869
IMKB
9.032,000
ALTIN
2.945,390
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl
 Ercan Deva 14 Aralık 2016 Çarşamba  

Toplumda derin acılar ve izler bırakacak hain terör saldırısını 10 Aralık gecesi yaşadık. Bir gün sonra İstanbul’daki kahpe ve hain terörün bıraktığı şehitler ve yaralılar olayın boyutlarının çok büyük olduğunu gözler önüne serdi.
Milli yas ilan edilen  bu önemli olayla ilgili sıcağı sıcağına eleştiri yapmayı içime sindiremedim. Acıların bir nebze olsun dinmesi gerekliydi. Ateş düştüğü yeri yakmıştı. Bir çok çocuk, anne, baba, kardeş  terör yüzünden yakınlarını yitirmişti. Acılar yaşanırken toplumsal öfke tırmanıyordu.  Öyle ki, siyasetçiler intikam sözcüğünü kullanır olmuşlardı.
Peki, bu yaşanılacak bir kader miydi?
Dillere adeta sakız olan tanımla işin fıtratında bu var mıydı?
Bunlar tam anlamıyla lafı güzaftır!  Yani, boş laftır!
Savaşla ilgili çok sevdiğim bir askeri tanımlama vardır; Başlangıçta yığınakta yapılan hatalar savaş boyunca devam edermiş. Bu tanım siyasetçiler için de geçerli.
Peki, ne gibi hatalar yapıldı?
Hatırlayalım…
Ülkeyi yönetenler, en büyük yanlışı silahlı terör örgütü ile masaya oturarak yaptılar. Terör örgütü silahları bırakmaya hiç yanaşmadı. Sözün kısası ” Açılım” adı altında geçen bu süreçte hem silahlandı, hem de ileride yaşanabilecek çatışmalara karşı şehirlerde yığınak yaptı.
Yönetenlerin bu gerçeği görmemeleri için kör olmaları gerekiyordu. Ama, görmediler ya da görmek istemediler!
Sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri PKK terör örgütünün üzerine kararlılıkla gitmeye başladı ve çok sayıda terörist öldürüldü. Şehit haberlerinin ardı arkası kesilmedi. Bu operasyonlar çok uzun süre devam etti. Önemli mesafe alındı, ama terör son bulmadı.
Ülkeyi yönetenler, tüm haklı ve yerinde uyarılara rağmen Suriye konusunda da stratejik bir hata yaptılar. Bataklık diye tanımlanan olaya sonuna kadar bulaştılar. Bunun Türkiye’ye yönelik yansımaları kaçınılmazdı ve bu kez çeşitlenen terör örgütleri ülkemizin önemli kentlerinde kanlı terör eylemlerini artırdılar. Terörün birçok kentte yapılanmalarının önü alınamadı.
Terör olaylarının ardı arkası kesilmezken ve çok sayıda şehit verilirken ülkeyi yönetenler siyasi sorumluluk almak ve onun gereğini yerine getirmek bir yana terörün hedefine muhalefet partisini oturtmak için yoğun çaba harcadılar. Sözüm ona gazetecilik ya da köşe yazarlığı kisvesi altında , görevli bir takım tipler(Aslında bir başka sözcük var ama, terbiyem onu yazmamı frenliyor.)  gerçekleri çarpıtarak kamuoyu oluşturmak için kalem oynattılar. Bunlara görsel medyadaki şakşakçılar da katılınca toplumun doğru bilgileri alması engellendi. Kamuoyu tek yanlı bir bilgi akışı ile biçimlendirildi.
Şimdi, bugüne gelelim.
İstanbul’da yaşanan ve toplumda onarılması çok zor derin yaralara ve acılara neden olan terör olayı artık ülkeyi yönetenlerin soruna kalıcı çözüm bulamadıklarını ve hamasi konuşmalarla günü kurtarma çabası içine girdiklerini gözler önüne seriyor.
Hiç kuşku yok ki, en yüce değer insandır. İnsanlar, insana yaraşır biçimde yaşamalıdır. İnsanların can ve mal güvenliği Anayasa ile teminat altına alınmıştır. Ancak, insanların tesadüfen yaşadıkları bir ülke haline geldik. Böyle bir ortamda asla medeni, çağdaş bir ülke olamayız. Ölüm tabii ki, kaçınılmaz bir sondur. Ancak, ortak akılda buluşarak insanların güvenli, daha iyi ve sağlıklı yaşamalarının yollarını bulmak zorundayız. Gelin bu konuda toplumsal bir uzlaşıya varalım.
Ve siyasetçilere zorunlu bir hatırlatma…
Sizler, yani siyasetçiler, hala kendi kişisel ikbalinizi teminat altına almak için demokratik, laik, parlamenter sistemi kökten değiştirmek çabası içine giriyorsunuz.  İsimler yazmak gerekmiyor, yarası olan gocunsun!  Ama, ülkemizi padişahlık, sultanlık arayışlarına götürme, sonu belli olmayan maceralara sürükleme çabaları, bize göre beyhudedir. 
Ve gerçekleri çarpıtarak sunmak isteyen mihraklar ne yaparlarsa yapsınlar Türk Milleti, oynanmakta olan oyunun sonuçlarını mutlaka görecektir. Demokrasiye, onun faziletlerine inanan bir insan olarak bundan kuşku duymuyorum. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Nokta!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 1   Onay bekleyen 2  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 
Kamil Karakoç
15 Aralık 2016 Perşembe 10:07
Hocam gelinen noktayı ve gidilemeyecek kör yolu ne güzel özetlemişsin. Ülkeyi uçuruma götüren bu karanlık saplantı nedir? Açıklasın yönetenler.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
%55 %45

 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.