Bir dönem çetebaşı Abdullah Öcalan'ın da avukatlığını yapan Mehmet Kaya'ya cezasını tamamlayana kadar seçme ve seçilme hakkını kullanamama ve mesleğini yapamamasına da karar verildi.

Diyarbakır’ın Kocaköy İlçesi’ne bağlı Şaklat köylüleri, 1990’lı yıllarda güvenlik gerekçesiyle köylerini terk etmesinin ardından ’Terör ve Terörden Zarar Görenlerin Zararlarının Karşılanması’ yasası kapsamında 2005 yılında Diyarbakır Valiliği’ne başvurup, yasadan yararlanmak istedi. Köylülerin avukatlığını 2003-2006 yılları arasında Abdullah Öcalan’ın avukatlığını da yapan Diyarbakır Barosu’na kayıtlı avukat Mehmet Kaya üstlendi.

Köylülerin başvurusu olumlu karşılanınca valilik, hak sahiplerine verilmek üzere 2005 yılının Aralık ayında Ziraat Bankası’na 1.5 milyon TL yatırdı. O gün Zirat Bankası’nda yeterli para bulunmadığı gerekçesiyle avukat Kaya, paranın 581 bin TL’sini çekip, bir süre sonra bürosunda köylülere dağıttı. Ancak, parayı alıp kullanmak isteyen köylüler, sahte olduğunun anlaşılması üzerine aynı gün avukat Kaya’nın bürosuna gitti. Kaya, bu kez yanında bulunan paraları Ziraat Bankası’na götürerek, Merkez Bankası’ndan çektiği paralar arasında sahtelerin bulunduğunu iletti. Kaya’nın getirdiği paralardan 33 bin 500 TL’sinin sahte olduğunun anlaşılması üzerine banka yetkilileri durumu polise bildirdi.

Polisin yaptığı soruşturmanın ardından avukat Kaya hakkında Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 yıldan 19 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Tutuksuz yargılanan Mehmet Kaya’nın karar duruşması iki gün önce 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kaya’nın katılmadığı durumda avukatı Sinan Tanrıkulu hazır bulundu.
Mahkemede savunma yapan avukat Tanrıkulu, Merkez Bankası’ndan çıkan paraların ihtiyaç duyulduğunda bankalara verildiğini, Merkez

Bankası’ndan kesinlikle sahte para çıkmayacağı kanaatinin doğru olmadığını belirterek müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti avukat Mehmet Kaya’ya ‘Bilerek sahte para nakletmek, muhafaza etmek, tedavüle koymak, parada sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık’ gerekçesiyle önce 9 yıl hapis ve 210 bin 30 TL hapis cezası verdi. Daha sonra bu ceza 7.5 yıl hapis ve 175 bin 20 TL para cezasına indirildi.

Mahkeme ayrıca, sanığın işlemiş olduğu suçundan dolayı hapis cezasını almış olması, verilen hapis cezasının ertelenmemesi dikkate alınarak, TCK'nın 53/1'inci maddesinin a, b, c, d, e bentlerinde öngörülen hakları kullanmaktan, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılmasına ve yasal süreç içerisinde mesleğini ifa edemeyeceğine de karar verdi.

SAHTE PARALAR İSTANBUL’DAN GELDİ

İddianamede, avukat Mehmet Kaya tarafından bankaya getirilen paralar içerisinde toplam 250 adet 100’lük ve 170 adet 50 YTL’lik olmak üzere toplam 33 bin 500 YTL’nin sahte olduğunun tespit edildiği ve 24 Mart 2007 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından, sahte para basımı yaptığı belirlenen bir çeteye yönelik yapılan operasyonda ele geçirilen sahte paralar ile Şaklat köylülerine verilen 420 adet sahte banknotun seri numaralarının aynı olduğu tespit edildiği belirtildi.
(MİLLİYET)