Yıldız Sarayında basın toplantısı düzenleyen İhsanoğlu, İKÖ Genel Sekreterliğinin İsrail'in Filistin ve Lübnan'a saldırılarına ilişkin gelişmeleri ilk günden bu yana kaygıyla takip ettiğini, gerek yaşanan insanlık trajedisini durduracak ateşkesin bir an önce sağlanması, gerekse İslam dünyasının Filistin ve Lübnan'a siyasi ve insani yardım temini amacıyla elindeki tüm imkanları kullandığını söyledi.İsrail'in Filistin ve Lübnan'a saldırısından önce yaptığı temaslar hakkında bilgi veren İhsanoğlu, soruna diplomatik yoldan çözüm bulmak için çalıştıklarını, bu kapsamda BM Genel Sekreteri Kofi Annan, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Rus makamları, bazı İslam ülkelerinin yetkilileri ve Filistinli liderlerle görüştüğünü anlattı. İhsanoğlu, İKÖ Zirve Dönem Başkanı Malezya ve Dışişleri Bakanları Konferansı Dönem Başkanı Azerbaycan ile diğer üye ülkelerle yaptığı temaslar sonucunda, Malezya İKÖ Yürütme Kurulunun devlet ve hükümet başkanları düzeyinde acil toplantıya çağırma kararı aldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:“Yürütme Kurulu, Zirve ve Dışişleri Bakanları Konferansları Troykaları ile Suudi Arabistan ve Genel Sekreterden müteşekkil, yeni bir organdır ve teşkilatın reform çalışmaları neticesinde geçen Aralık ayında yapılan olağanüstü zirvede, teşkilatımızın acil gelişmeler karşısında tesirinin ve harekete geçme kabiliyetinin artırılması hedefiyle teşkil edilmesi kararlaştırılmıştır. Haziran ayında Bakü'de yapılan Bakanlar toplantısında tüzüğü onaylanarak kurulmuştur. Malezya'daki toplantının çok kısa bir sürede toplanabilmiş olmasından görüleceği şekilde teşkilatımıza esneklik ve etkinlik kazandırmıştır.”
“ATEŞKES SAĞLANMASI KESİN ZARURET”
İhsanoğlu, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a acımasız saldırılarını İKÖ Genel Sekreteri sıfatıyla bir kez daha kınadığını ifade ederek, ”Yüzlerce sivilin hayatına mal olan, Filistin ve Lübnan'daki sivil alt yapıyı tahrip eden bu saldırılar, bütün uluslararası hukuk ilkelerini ve konvansiyonlarını ihlal ederek masum sivilleri hedef alan savaş suçları niteliği taşımaktadır. Bu yapılanlar devlet terörü boyutuna ulaşmaktadır. Bu, açık bir insanlık ve savaş suçudur” diye konuştu.
BM Güvenlik Konseyinin Lübnan'ın bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünü ile Filistinli ve Lübnanlı sivillerin hayatlarının korunmasından birinci derece sorumlu olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da ifade ettiği gibi Güvenlik Konseyinin saygınlığı ve itibarının tehlikede olduğunu bildirdi. Ekmeleddin İhsanoğlu, uluslararası toplumun, BM'nin 1559 sayılı kararını uygulamadaki hassasiyetini, 142 ve 338 sayılı kararlarda da göstermesi ve takip etmesi gerektiğini söyledi.İhsanoğlu, bölgede ateşkes sağlanmasının kesin bir zaruret olduğunu ifade ederek, “Bunu esir mübadelesinin ve BM liderliğindeki uluslararası güç tarafından gözetlenecek bir ayrışma sürecinin izlemesi, bu yapılırken, Lübnan ulusal diyalogunun da desteklenmesi gerekmektedir” dedi. İKÖ Genel Sekreterliği olarak Lübnan'ın yeniden imarı için kampanya başlattıklarını hatırlatan İhsanoğlu, bağışların toplanacağı özel bir hesap açıldığını bildirdi.
SORULAR
Ekmeleddin İhsanoğlu, gazetecilerin sorularını da yanıtlayarak, Orta Doğu'nun bugünkü felaketine sebebiyet veren amiller ortadan kaldırılmadığı takdirde, bölgede barış, istikrar ve demokrasi yaratmanın mümkün olmadığını, bu bölgede eski niyetlerin yerine yenilerin beslenmesi gerektiğini söyledi.
Malezya'daki toplantıda İsrail'e karşı bir yaptırım kararı alınıp alınamayacağına ilişkin bir soru üzerine İhsanoğlu, uluslararası alanda yaptırım kararını alma hakkına sahip tek kuruluşun BM olduğunu hatırlattı.
İhsanoğlu, onun dışındaki kuruluşların böyle bir imkanının bulunmadığını anlatarak, “Benim temennim, bu konularda daha açık bir tavır takınılması ve İslam ülkelerinin BM'de daha netice alıcı politikalar ve tedbirler manzumesini düşünmesidir” dedi.
İstikrar gücüne ilişkin bir soru üzerine de İhsanoğlu, bu gücün BM bayrağı altında gönderilmesi gerektiğini vurgulayarak, böyle olmasının, bugünkü şartlarda Lübnan'ın selameti açısından daha faydalı olacağını kaydetti.
İhsanoğlu, İslam ülkeleri arasında barış gücü oluşturulması konusunda sorulan bir soruya karşılık da, “Bu, yüksek sesle düşünülmeye başlandı. Resmi bir gündem maddesi haline gelmedi. Bu mesele tartışılmaya başlandı” diye konuştu.
Hizbullah'ın bir terör örgütü olup olmadığına ilişkin soru üzerine de İhsanoğlu, “Hizbullah Lübnan'da resmi bir parti. Lübnan hükümetinin koalisyon ortağıdır. Biz bu konuda Lübnan hükümetinin resmi tavrının ötesinde bir yorumda bulunmayız” dedi.
KANA'YA YAPILAN SALDIRI
“Kana'daki katliama ilişkin medyaya yansıyan görüntüleri gördüğünüzde bir baba olarak ne düşündünüz?” şeklindeki soruya, İnsanoğlu şu yanıtı verdi:
“Bu, bir insanlık suçudur. Bu, bir savaş suçudur. Bunu haklı gösterecek bir gerekçe olamaz. 800'e yakın insanı öldürmek, 4 bin insanı yaralamak, 800 bin kişiyi vatanından etmek, göçmen haline çevirmek, bir ülkenin alt yapısını yok etmek, 2 askerin kaçırılmasının karşı kefesine konamaz. Bütün dünyanın buna susması da ibret verici bir durumdur. BM'de bu hususta bir karar çıkartılmamasının sorumluluğu da meydandadır. Bütün dünyanın gözü önünde vuku bulan haksız davranışlar konusunda BM'nin müessir bir karar almaması, hatta Kana'daki katliamla ilgili bir kınama dahi çıkaramamış olması, ateşkes kararı verememesi, çok düşündürücüdür. Bütün dünyanın gözü önünde vuku bulan bu hadiseler, vicdan sahibi herkesi yeniden düşünmeye sevk etmektedir.”