İkinci Takiye Devri hayırlı uğurlu olsun!
Günlerdir AKP’nin pazar günü yapılan Gençlik Kolları Kongresi’nde yaşananları düşünüyorum...
O kongrenin görüntülerini televizyonlardan izlemediyseniz, gerçekten çok şey kaçırdınız demektir!
Sanki bildiğimiz AKP’nin kongresi değildi de 19 Mayıs kutlamalarıydı...
Bir kere hiçbir AKP Kongresi’nde olmadığı kadar, Türk Bayrağı vardı!
Başbakan uzun zaman sonra ilk kez kırmızı-beyaz atkıyla konuşuyordu!
Ve en önemli detay:
Cumhuriyet Mitingleri’nin sembolü haline gelen 10. Yıl Marşı, ilk kez bir AKP Kongresi’nde çalınıp, söyleniyordu!
***
Sadece bu kadar mı?
Değil elbette...
Ne demişti 1996 yılında Recep Tayyip Erdoğan?
“Tutturmuşlar ‘Laiklik elden gidiyor’ diye! Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek! Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına? Bu ne menem şey? ‘Ben Müslümanım’ diyenin aynı zamanda ‘laikim’ demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslüman’ın yaratıcısı Allah, kesin hâkimiyet sahibidir. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ lafı koskoca bir yalan! Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır...”
Peki; aradan 12 yıl geçtikten sonra, bu kongrede ne dedi biliyor musunuz?
“Bugün milletimizin kahir ekseriyeti laik düzenden yanadır. Laik, sosyal bir hukuk devleti olarak Cumhuriyetimizin temel niteliklerini benimsemiştir.”
Bu değişimin önünde saygıyla eğiliyorum!
10. Yıl Marşı’nı söyleyen bu gençleri, laikliğe sahip çıkan Başbakan’ı gönülden kutluyorum!
Al bu gençleri, bir gün önce Tandoğan’da yapılan mitinge götür; hiç sırıtmazlar!
Al bu Başbakan’ı aynı mitingde kürsüye çıkar; “muhalif kitleler” yadırgamaz!
***
Peki; iki ay öncesine kadar bambaşka bir politika izleyen AKP ve Başbakan neden bu kadar değişti?
Bu sorunun tek bir yanıtı var:
AKP hakkında “laiklik karşıtı eylemlere odak olma” suçlamasıyla kapatılma davası açıldı da ondan!
AKP’liler sırf bu nedenle “laiklik kıyafeti”ne büründüler...
Düne kadar burun kıvırdıkları 10. Yıl Marşı’nı sırf bu yüzden sahiplendiler!
Yani; özetle...
Tekrar TAKİYE YAPMAYA başladılar!
Çok iyi bildikleri, “Köprüyü geçene kadar...” filmini bir kez daha vizyona soktular!
Bundan sonrasını zaten hepimiz biliyoruz!
***
SARAY!
Cumhurbaşkanı’na Yıldız Sarayı’nda ofis yapıldığını VATAN dün manşetten duyurunca Köşk’ten açıklama yapılmış ve “Böyle bir şey yok” denilmiş..
Oysa aynı konuyu tam bir ay önce ben de iki kez yazmış ve yanıt istemiştim; kimseden çıt çıkmamıştı! O gün susanlar, bugün yalanlıyorlar...
Neden?
Büyük olasılıkla 15 gün önce o Köşk’ü gezen Sayın Gül beğenmemiş ve vazgeçmiş olmalı!
Şimdi sıra, Suudi Kralı’nın hediyelerinde...
Haydi Köşk’ün sayın yetkilileri:
Suudi Kralı, ne hediye verdi Abdullah Gül’e?
Açıklayın da şu dosya da kapansın!
***
GÜNÜN SORUSU
İbrahim Tatlıses, İbo Show için TRT’yle bölüm başına 65 bin YTL’ye anlaştığı iddialarını yalanlamış: “O paraya o programı yapacak insan değilim. 150 bin YTL alacağım!”
Bu ülkede, ayda 260 bin YTL’lik geliri hakaret sayan kaç babayiğit var?
***
Golcü Başbakan, Dışişleri Bakanı’nı terse yatırdı!
Başbakan, Katar’da El Cezire Televizyonu’nda kendisiyle yapılan söyleşide, “AKP’nin kapatılacağına inanmıyorum. Bu yüzden Anayasa değişikliği yapıp, bunu halk oylamasına götürmeyi düşünmüyoruz” demiş...
Onun bu demeci verdiği saatlerde Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Londra’da tam tersini söylemiş:
“Anayasa Mahkemesi için AKP hakkındaki kapatma davasında karar vermek kolay olmayacak. Bu nedenle bir anayasa değişikliği ile yasal çerçeveyi daha iyi tanımlayarak, işlerini kolaylaştırabileceğimizi düşünüyoruz...”
Biri Başbakan, diğeri Dışişleri Bakanı!
İlki Katar’da konuşuyor, ikincisi Londra’da...
Birbirlerinden öyle habersizler ki ofsayta düşüyorlar!
Biz kamuoyu olarak elbette Başbakan’ın dediklerine inanacağız da...
Koca Dışişleri Bakanı, kendi Başbakanı tarafından “anında” yalanlanmış olmaktan utanç duymayacak mı?
VATAN/MUSTAFA MUTLU