Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın yerel seçim hazırlıklarına ilişkin sunum yaptığı toplantıda, 30’a yakın milletvekilinin söz aldığı belirtildi. Toplantının sonunda ise Genel Başkan Kılıçdaroğlu bir değerlendirme konuşması yaptı. Yerel seçimler için umutlu konuşan Kılıçdaroğlu’nun “Hiçbir aday için hiçbir tasarrufta bulunmayacağım. Böylesine bir AKP tehlikesi varken CHP, bir oyu kiminle fazla alacaksa, CHP ilkelerini kabul etmiş o arkadaşlarımız aday olacak. Temel hedef iktidar olmak” dediği kaydedildi.
Kılıçdaroğlu’nun, Genel Merkezde oluşturulan 5 kişilik “Yerel Yönetimler Seçim Komisyonu”nun da tasarrufta bulunmadığı, anket, kamuoyu yoklamalarının sonuçlarına bakılarak karar verileceğini belirttiği ifade edildi.
“DERDİMİZİ MEDYAYLA ANLATAMIYORUZ, TEK TEK HALKA ANLATACAĞIZ”
“CHP iyi muhalefet yapamıyor” eleştirilerine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu’nun, yapılanların basında yeterince gündeme gelmemesinden şikayet ettiği öğrenildi. CHP’nin muhalefet örneklerini 27 madde halinde sıraladığı açıklamanın dahi basında yer almadığını belirten Kılıçdaroğlu’nun milletvekillerine, “Gidip herkesle tek tek görüşüp çalışacaksınız. Medyayla anlatamıyoruz, derdimizi böyle anlatacağız” dediği belirtildi.
“KAVGA GÖRÜNTÜSÜ VERMEYELİM”
Kılıçdaroğlu’nun toplantıda milletvekillerini özellikle yeni anayasa çalışmaları üzerinden uyararak, “Kavga görüntüsü vermeyelim. Partinin görüşü bellidir, ilk 4 madde bizim kırmızı çizgimiz” dediği belirtildi.
Toplantıda bir milletvekilinin, “Olur da AKP türbanlı vekil seçtirirse tavrımız ne olacak?” şeklindeki sorusuna ise Kılıçdaroğlu’nun Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) işaret ederek, bu tür konularda MYK’nın karar alacağını ifade ettiği kaydedildi.
Bu arada, milletvekillerinin bayramdan sonra, “Anayasa” gündemli ayrıca bir kapalı grup toplantısı yapacağı da kaydedildi.
“DAHA ÇOK TOPLANTI YAPALIM, ORTAK KARAR ALALIM”
Toplantıda, parti içinde görüş ayrılığına neden olan Irak Tezkeresiyle ilgili konu da gündeme geldi. Bazı milletvekillerinin, “Tezkereye ilişkin kapalı grupta geniş bir değerlendirme yapabilirdik. Son güne kadar kararımızın ne olduğu belli olmadı” görüşünü bildirdiği ifade edildi. Milletvekillerinin daha çok toplantı yapılarak, yaklaşan gündemin bu toplantılarda değerlendirmesi ve ortak karar alınması önerisinde bulundukları kaydedildi.
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ALTAY: “BAKALIM MİLLETVEKİLLERİ YEMİNLERİNE SADIK KALACAKLAR MI”
Öte yandan toplantı çıkışında CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, öğrenci andının Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alması ve yeniden okunması için verdiği kanun teklifine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Altay, “Andımızın Türkiye’nin, milletin, ulusal bütünlüğümüzün bekasına faydası olduğunu, ulus bilincinin, millet bilincinin çocuklarımıza yerleşmesine, benimsenmesine katkısı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Türk kavramının, Türk milleti aidiyetinin bu şekilde çocuklarımızın geleceğinde de hissedecekleri bir şuur olacağını düşünüyorum. Atatürk devrimlerine bağlılığın o yaşta öğrencilerimize verilmesinde, ulusumuzun ve ülkemizin bekası için büyük faydası vardır, zararı yoktur” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarında sık sık ‘tek devlet, tek millet, tek bayrak’ dediğini ifade eden Altay, “Başbakan o tek milletin ismini söylemekten de korkmamalıdır. Türkiye’de halklar vardır ama Türkiye’de bir millet vardır. ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ evet ama ‘Yaşasın büyük milletimiz’ diyebilmemiz lazım. O milletin adı da Türk milletidir. Bunu Başbakan hiç eveleyip gevelemesin. Başbakan’ın yönetmelik değişikliği, andımızın vermek istediği mesajı 76 milyonun gönlünden, beyninden silemez. Bunun için 45 gün içinde komisyonda görüşülmezse de, TBMM iç tüzüğünün 37. maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını teklif edeceğiz. Bakalım ‘Türk milleti huzurunda’ yemin eden milletvekilleri yeminlerine sadık kalacaklar mı hep beraber göreceğiz” dedi.
“KAMUDA TÜRBAN TOPLUMU BÖLER, ANADİLDE EĞİTİM ÜLKEYİ BÖLER”
Altay, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik”in iptali için Danıştay’a başvurmasıyla ilgili soru üzerine de kılık kıyafet yönetmeliği ile kamuda türbanın serbest olduğunu ama bir öğretmenin pantolon giymesinin yasak olduğunu belirtti. Altay, “Bu hükümetin niyetini göstermesi açısından çok bariz.
Yönetmeliğin ‘kadının’ ibaresinden sonra gelen ilk cümlesi kalkıyor ama ikinci cümlesi kalıyor. Yani kısa kollu tişört, pantolon, askılı giymek hala yasak, yasakçı zihniyetin en açık örneğidir. Lafı dolandırmaya gerek yok, kamuda türban toplumu böler, anadilde eğitim ülkeyi böler. Gerisi teferruat” diye konuştu.
Tanal’ın başvurusunun kişisel olup olmadığının sorulması üzerine de Altay, başvuruyu basından öğrendiğini belirterek, kurumsal olarak CHP’nin bir başvurusu olmadığını söyledi.
“ÇİÇEK’İN GAYRETİ OLSA TUTUKLU VEKİL SORUNU ÇÖZÜLÜRDÜ”
Altay, toplantının gündemine ilişkin soru üzerine, daha çok 24. yasama yılına ilişkin prensiplerin değerlendirildiğini ifade etti. Altay, “Yeni anayasa gündeme geldi mi?” sorusuna, “Yeni anayasa gündeme gelmedi. Yeni Anayasayla ilgili bir çalışma yürüyor. Oradan bir sonuç alalım. Bir uzlaşma sağlanması halinde partimizin gündemine gelebilir. Başbakan ‘60 maddeyi geçirelim’ diyordu. Nedense bugünlerde o işi pek ağzına almıyor” dedi.
CHP’li üyeler arasında görüş ayrılığının olduğunun belirtilmesi üzerine de Altay, “Bu işi zenginleştirmenin, en doğruyu yakalamanın bir yoludur tartışma. O bakımından oradaki milletvekillerimiz kişisel düşüncelerini söyleyecekler ama iş belli bir noktaya geldiğinde, milletvekillerimiz bir ortak noktada hep buluşmuştur” dedi.
Altay, MHP Milletvekili Engin Alan’ın durumuna ilişkin ise şunları söyledi:
“Meclis Başkanı ‘14, 76, 83 ve 84. maddeleri ortada dururken, Engin Alan’ın sorunu ve tutuklu milletvekillerinin sorunu çözülemez’ dedi. Kısmen doğru ama Sayın Meclis Başkanına da sormak lazım; iki buçuk yıldır var olan bu durumla ilgili kendisinin de çok fazla özel gayreti olmadı. Komisyonu şikayet etmekten başka bir şey yapmadı. Bu komisyon bütün bir anayasa yapmaya yönelik anlayışla kuruldu. Oysa Meclis Başkanı tutuklu milletvekilleri sorunun çözmek için kendisinin söylediği 14, 76, 83 ve 84. maddede kimi düzenlemelerin yapılmasına önayak olabilirdi. Yanılmıyorsam 87 maddesini değiştirdiğimiz bir anayasadan bahsediyoruz. Şimdi de 59 maddede tahminen uzlaşıldığını söylüyorsak, böyle bir anlayış ve irade birliği varsa bu tutuklu milletvekillerini, şimdi Engin Alan hükümlü oldu, milletvekillerinin sorununu çözmek mümkündü. Burada Sayın Meclis Başbakanının kişisel olarak bunu çözme arzusu içinde olduğunu da ben biliyorum. Ama Sayın Başbakan’ın tavrından dolayı çözüm noktasında üzerine düşenleri yapamadı. Sayın Başbakanın hiddetinden, öfkesinden biraz çekindiğini düşünüyorum