Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 16 ulusal radyonun ortak yayınladığı "Seçim Özel Radyo Programı"nda yaptığı açıklamalardan satırbaşları:
ARTIK İNTERNETTEN DE DİNLENEBİLİYOR
Radyo eskiden evde vardı. Artık araçta var. Adeta yoldaş. Haberini de müziğini de radyoda dinliyor takip ediyor. Bizim en çok üzerinde durduğumuz yolda gelirken şu anda haberleri dinledim şu şu bilgiler yansıdı filan. Frekans boyutunda güçlü radyolar olduğu zaman onların ulaşabildiği yerler çok daha güçlü farklı ülkelere ulaşabiliyor. Artık internetten de dinlenebiliyor.
RADYO ANISI
Evimizde o zaman bir tane radyomuz vardı. Malum o zaman büyükçe önü sanki kumaştan ekose olan bir radyomuzu hatırlıyorum. Bizim mesela evimizde televizyonumuz dahi yoktu. Siyah beyaza çok sonra kavuştuk. Rahmetli babam o büyük radyolardan bir tane evimize almıştı.
GİYİLEN GALOŞLARI TEKRAR TEKRAR SATIYORLARDI
Bir defa 16 yıl önce Türkiye neredeydi ona bakmak lazım. Bir defa eğitimde adeta yok denilebilecek bir konumdaydık. 70-100 öğrencili sınıflar. Doğru dürüst öğretmen yok, kitaplarınızı alamıyorsunuz. Sağlık zaten büyük bir felaket. Hele SSK'nın başında sayın Kılıçdaroğlu'nun dönemlerde büyük felaketti. Giyilen galoşları tekrar tekrar satıyorlardı. Rahmetli Savaş Ay'ın programında bakıyorsunuz mazaret üretiyor. Sen mazaret üretme makamında değilsin orada. Biz Türkiye'yi dört ana sütun üzerinde ayağa kaldıracağız dediğimiz, sağlık, adalet, eğitim, emniyetti. Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine nasıl çıkaracağız düşüncesindeydik. Buna sessiz devrim diye batı söyledi biz söylemedik. Artık vesayetçi rejim sarsıldı. Biz bununla beraber atılan adımlarla hissedilir görülebilir bir şeyi gerçekleştirdik. Şu anda bizim 280 bin yeni derslik inşa ettik. Ben okuduğumda sınıfımda 75 öğrenci vardı. Şu anda öğrenci ortalaması 32. Biz bunu daha da aşağı çekeğiz yeterli bulmuyoruz.
EĞİTİM SİSTEMİ
Eğitimde neredeydik nereye geldik. 75 üniversitemiz vardı şimdi 205. Üniversitenin olmadığı il yok. Mesela ben TEOG sistemine bu kalkacak dedim. Sağdan soldan gürültüler geldi. Şimdi seviniyorlar. Artık Türkiye özellikle imtihan sistemleri oturtma düzeyini yakaladı. Bizim dönemimizde sadece üniversite imtihanına giriyorduk. Şimdi bunlardan aldığımız derslerle en ideal olanını YÖK'te yakaladı ona göre de iyileştirme noktasına geldi. Sürekli eğitimde en ileri ülkeler hangi noktada bütün bunlara bakalım diyorum YÖK başkanımıza da.
NİHAİ KARAR VERECEK OLAN LİDERDİR
Benim yanımda şu anda müsteşarlarım, danışmanların üst düzey bütün bunlar var. Ben hayatımı istişare üzerine kurmuş bir liderim. Benim yanımda şu anda her konuya yönelik başmüsteşarlar, başdanışmanlar var. Diyelim eğitimle ilgili arkadaşları çağırır istişaresini yaparım. Kaldı ki milli eğitim bakanımı da çağırırım konu eğitimse. Zaman zaman katılmayanlar oluyor. Bizde ben yok biz var. Ben diyemeyiz. Zaman zaman bana ters düşenler olabilir. Ters düşenin kanaatini de paylaşmak zorunda değilim. Nihai kararı verecek olan tabii liderdir. Zaman zaman bazı kurumlarımızda yaşıyoruz bunu. Faturayı ödeyen sonunda siyasetçi oluyor.
ZAMAN AYIRACAK OLURSAM HİZMETTE GERİ KALIRIM
Gazeteleri sabah okurum. Kalkıp onları aramak görüşmek gibi derdim yok. Köşe yazarlarını okumaya değer bulursam okurum. Hakareti zaten yanımdaki mesai arkadaşlarıma ve avukatlarıma havale ederim. Zaman ayıracak olursam onlara, hizmette geri kalırım.
MUHALEFETİN PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ SÖYLEMİ
Bir defa 16 Nisan'da biz Türkiye'de bir anayasa oylaması yapmadık mı? Millet o defteri kapattı. Artık bir parlamenter demokrasi diye bir şey söz konusu değil. Kalkıp anayasal olarak anayasayı değiştime gücünü parlamentoda yakalayabilirlerse buyursun değiştirsinler. Ya da millete gidecek gücü bulurlarsa gitsinler. Pazar günü neticeyi göreceğiz milletimiz bakalım nasıl bir takdirde bulunacak.
YENİ DÖNEMDE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİ VAR
İttifakların içerisinde de koalisyonlar oluşmaz diye birşey yok. Mesela Cumhur İttifakı'nda böyle bir şey oluşur mu göreceğiz. 300'ün altına kalırsa o zaman bir koalisyon arayışına gidilebilir o da ayrı konu. Cumhurbaşkanının partisinden kopması diye bir şey yok. Yeni dönemde partili cumhurbaşkanlığı süreci var. Tarafsızlığa gelinec o başka bir şey. Bir diğer konu parlamento içinden istediğiniz kişiyi kabinenize alırsınız ama üyeliği düşer. Dışarıdan da alabilirsiniz. Yemin etmek artık ben partili değilim demek değil. Tarafsız davranacağına yemin etmektir. 16 Nisan'la birlikte bunlar kalktı. Burada en önemli olan parlamentodan alacağı kişi artık parlamento üyesi olmayacak. Mesela şu anda yeni bir şey duydum. Şu anda başkanlık yarışında olanları yardımcısı olarak atayacağını söylüyor. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nin İYİ Parti'nin HDP'nin böyle bir derdi yok ki. Onlar zaten müşterek çalışıyorlar onlarla. Kılıçdaroğlu, darbe gecesi Atatürk Havalimanı'na geliyor. Ben gece geliyorum oraya sayın Kemal Kılıçdaroğlu tankların arasında aracına biniyor ve gidiyor Bakırköy belediyesine. Çayını içerek darbeyi izliyor.
15 TEMMUZ GECESİ
O gece ilk kaçan oldu. Belgeleri var ona rağmen hala yalan diyor. Buna artık bu ülkenin milyonları şahit.
(FETÖ şu anda hala Türkiye'de bir etkinliği var. Bu seçimde nereyi destekliyor sizce?) Bunu söylemek politik olarak yanlış olur. Bunların tabanı ibadet ortası ticaret tavanı da ihanettir. Ben FETÖ mağduru diye bir şeyi tanımlama yetkisine sahip değilim. Bu yetki polisindir yargınındır. Şu anda yargı bir kısmını tutuklamıştır bir kısmını mahkum etmiştir. Mahkum edilenleri de Kılıçdaroğlu'nun bırakma yetkisi var mı?
FETÖ TUTUKLULARI
Kesinleşmiş mahkumiyet neyi yapıyorsun. Bu yargıdan da anlamıyor. Tutuklu olanlar içerisinden mağduriyet süreci başka mahkumiyetten başka bir şey. İşten el çektirilmiş o yönden bir mağduriyet söz konusu olabilir. Yargı kararını veriyor ve KHK'larla biz görevlerine geri iade ettik zaten.
SİYASİ YASAKLA ALAKASI YOK
Ben bir defa siyasi yasaklıydım. Ziya Gökalp'e ait şiiri okuduğum içine içeri atıldım. Ama bu makamlara gelişin önünü açtı. Bu söyledikleri şeylerin siyasi yasakla alakası yok. FETO siyasi yasaklı değil niye gelmiyor? Amerika niye bırakmıyor? Bu 15 Temmuz'un nerelere uzandığının kanıtıdır. Yargı bunları yargılıyor Bay Muharrem'de gazete küpürü diyor. Kendi avukatları baktılar bizi haklı çıkarıyor raporları. Ama bunu söyleyemiyor. Adalet Bakanlığı'nın yaptığı çalışmayı sen nasıl hafife alırsın.
BU ADAM DERSHANE İŞLETEMEMİŞ
Muharrem İnce devlet yönetimi nedir bilmiyor. Bu adam dershane işletememiş. Personelinin sigorta ücretlerini ödemediği için hepsi ayrılmışlar. Uluslararası bir hukuk var. Sana şimdiden bir müjde mi verdiler? Demek ki ben buradan bunu söyler de artı bir yolu nasıl kapabilirim.
KANDİL OPERASYONLARI
Biz yeni bombalamaya başlamadık. Bunlara kalsa bunlar Afrin'e Cerablus'a girmemizi de istemiyordu. Biz bunları dinlemedik. Bunları seçimle ilişkili olarak mı yaptık? Olması gerekiyordu onun için yaptık.
BUNLAR KANDAN BESLENİYOR
HDP, PKK'nın siyasi görüntüsüdür. PYD var YPG var onlar yan kuruluşlarıdır. HDP siyasi ayağıdır. Bu şansını da büyük ölçüde kaybetti. Hepsi yurtdışına kaçmaya başladılar. Bizim dokunulmazlığımızı kaldırsınlar ne gerekiyorsa yapsınlar dediler sonra kaçmaya başladılar. 7 Haziran seçiminden sonra Demirtaş Diyarbakır'dakileri sokağa çağırdı. 53 Kürt kardeşimiz orada öldürüldü. Yasin Börü diye kardeşimiz orada öldürüldü. Bunun sorumlusu Demirtaş. Bay Kemal YSK ona müsaade etti diyor. YSK'nın her verdiği kararın doğru olduğunu iddia edebilir miyiz? Bir de vicdan var. 53 kardeşimizi görmezden gelebilir miyiz? Mahkum olmuş olsaydı aday olamayacaktı. Tutuklu olduğu için aday olabildi. Hukuki boşluktan istifade ele faydalanmak istedi. Benzer olay Suruç'ta yaşandı. Suruç'un faili de odur. Milletvekilimiz esnafı dolaşıyor. Orada bizi sen PKK'lı olduğumuzu HDP'li olduğumuzu bilmiyor musun diyor. O da çıkıyor. Sonrasında kapıda bunlara vurmaya başlıyorlar ve milletvekilimizin ağabeyini orada öldürüyorlar. Elinde zaten PKK'nın paçavrası o öldürenin elinde. Geldiğimizden beri inkar politikalarını, bütün asimilasyonları kaldırdık. TRT'ye kanal kurdurttuk. Kürtçe propaganda yapılabilir hale geldi. Bu işin önünü açan biziz. Buna rağmen hala bizim hak ve özgürlüklerimiz verilmedi. Bunlar kandan besleniyor.
UBER TARTIŞMASI
O organizasyonun başındaki, benden randevu istedi, vermedim.
BEDELLİ ASKERLİK
Bedelli askerlik konusunu ben bir Cumhuriyet Halk Partisi zihniyetiyle düşünerek konuşmam. Terörle mücadele ederken milletim bana yine devam derse benim görüşmem gereken yer bu konuyu genelkurmay başkanlığı, milli savunma bakanlığı ve danışmanlarımdır. Birikim var bunu biliyoruz. Eritme noktasında özellikle terör mücadelesi devam ederken ne kadar yapılabilir onlarla konuşuruz. 16 yıllık bir tecrübenin sahibiyim biz söylediğimiz zaman doğru söyleyeceğiz. Biz daha önce bedelli askerlik çıkardık. Yine otururuz değerlendirmelerimizi yaparız bakarız. Milletim sizinle devam derse, ben bu konuyu Genelkurmay Başkanımızla, yardımcılarımızla konuşuruz. Çünkü beklenti var biliyoruz. Ama terörle mücadele devam ederken, bunun nasıl olacağını yetkilerle görüşeceğiz.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
Kılıçdaroğlu diyor ki 'Ben yüzbinlerce öğretmeni alacağım.' Ya nereye alıyorsun? Bunlar dürüst değil, samimi değil, yalan söylüyorlar. Bakın biz geldiğimizden beri 580 bin öğretmen aldık. Bizden önce böyle bir şey yok ama bakın biz ihtiyaca göre alıyoruz. Yeri geliyor 40 bin öğretmen aldık, yeri geldi 30 bin aldık. Şimdi bu yıl da 10 bin almıştık, 20 bin daha alacağız.