MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Madem İmralı’ya ziyaret sıklaşmıştır, değil mi ki terörist başına gitmek kutsanmıştır; bu durum karşısında İmralı’daki terörist sizin olsun. Bilininiz ki ben de Silivri’ye gidip, terörist olmakla ve terör örgütü kurmakla suçlanan, bize göre de terörle mücadelede tarihi vazife üstlenen ve bu konuda eşsiz hizmetleri bulunan 26’nci genelkurmay başkanımızı ziyaret edeceğim ve onunla Allah’ın izniyle kısa süre içinde kucaklaşacağım” dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı görüşmelerini sert bir şeklide eleştirdi. Türk milletinin yeni yılın ilk günlerinden itibaren İmralı odağında yeni bir müzakere ve mütareke arayışlarına şahit olduğunu ifade eden Bahçeli, “AKP hükümeti PKK’nın paçasından tutmuş, çekim alanına kapılmış ve bir kez daha niyet ve tarafını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlamıştır” dedi.
Bahçeli, bu görüşmelerin yeni olmadığını yeni olanın Başbakan Erdoğan’ın “pervasızlığı, hükümetinin şuursuzluğu” ve meseleyi sıradan görerek topluma artan ölçekte kabul ettirmeye gayret etmesi olduğunu belirterek, “Başbakan Erdoğan çizmeyi aşmış, eşiği geçmiş ve bölücü terörün kanlı limanına hükümetini demirlemiştir. İmralı canisi, Kandil’deki çetesi, peşmerge başı ve Başbakan pazarlık masasına oturarak Türk milletinin geleceği hakkında kumar oynamaya başlamışlardır” diye konuştu.
-“PKK’NIN FENDİ AKP’Yİ NE HAZİNDİR Kİ YENMİŞTİR”
Bahçeli, Kürt sorunu için başlatılan ‘açılım’ sürecini işaret ederek, PKK ile yürütülen pazarlıkların birincisinin 1 Ağustos 2009 tarihinde başladığını, ikinci sırada ise 19 Ekim 2009 tarihli “Habur terörist karşılama törenleri”nin yer aldığını belirten Bahçeli, “Mehmetçiğin kanını döken, vatan ve millete kast eden insanlık düşmanları davul, zurna ve halaylarla karşılanmış, AKP PKK’ya sınırda teslim olmuştur. Başbakan Erdoğan’ın umut verici olarak yorumladığı canilerin Habur’da kucaklanması ve çadır mahkemelerde aklanması Türk tarihinin şahit olduğu en rezil manzaralardan birisi olarak hiç unutulmayacaktır. Şu işe bakınız ki, sevinç ve hürmetle karşılanan katillerin eylem ve örgüt arkadaşları; kan dökmeye, can almaya ve birliğimize kıymaya devam etmişlerdir. Başbakan’ın 'süreci sil baştan yaparız' türünden sızlanmaları, suya sabuna dokunmayan kuru gürültüleri nafile açıklamalar olarak kalmaya mahkum olmuş, PKK’nın fendi AKP’yi ne hazindir ki yenmiştir” dedi. Bahçeli, PKK’yla pazarlıkların Habur’dan sonra da devam ettiğini belirtirken, üçüncü aşamada ise Oslo görüşmelerinin devreye girdiğini kaydetti.
-“ŞEREFSİZLİK KİMİN PAYINA VE HANESİNE DÜŞMÜŞTÜR”
İmralı’yla görüşmeleri ilk defa gündeme getirdiklerinde Başbakan’ın sinir küpüne döndüğünü, ağzına ne geliyorsa kendilerine hakaret olarak sıraladığını ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın 22 Ağustos 2010 günü Kayseri Cumhuriyet meydanındaki konuşmasında "Bizim PKK ile bir araya geldiğimizi söyleme şerefsizliği yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Biz terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da oturmayacağız. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olmaz. Şunu bilin, Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu bir iktidar hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmaz" dediğini belirtti. Ancak Başbakan’ın daha sonra katıldığı televizyon programlarında ise, İmralı’yla görüşmeleri kabul etmek durumunda kaldığını ifade eden Bahçeli, Başbakan’ın "iddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz" sözleri üzerinden yüklendi. Bahçeli şöyle konuştu:
“Yıllardır soruyoruz, yıllardır sorguluyoruz; İmralı canisiyle görüşme ve müzakereler hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığına göre şerefsiz kimdir? Şerefsizlik kimin payına ve hanesine düşmüştür? Şeref dersinden sınıfta çakmışların, her defasında ikmale kalmışların Türk milletinin ve devletinin şerefini sahiplenmesi nasıl mümkün olacaktır? Böylesi bir paradoksun içinden nasıl çıkılacak, batan şeref teknesi bölücülük ummanından nasıl çıkarılacaktır? Sayın Başbakan gelin önce bonusuyla birlikte epey biriken şu şeref bahsinin üzerinde duralım ve açıkta kalan şerefsizlik hesabını artık açılmamak üzere kapatalım. Böylece hak yerini bulsun, bizim payımıza gecikmiş iade itibarı, sana da yüz kızarıklığı ve bir özür dileme borcu düşsün.”
-“TÜRK ASKERİ GÖZETİMDE, TERÖRİST İSE HER TARAFTA SEFERDE”
Başbakan PKK’yla konuşmayı siyaset zannettiğini, “teröre göz kırpmayı, teröre çanak tutmayı, bölücülüğe can suyu vermeyi, diklenmeleri alttan alarak PKK’ya teslim olmayı” marifet saydığını belirten Bahçeli, “Hükümetin İmralı’ya boyun eğmesi, İmralı’daki bebek katilinden sözde çözüm ve barış adına medet umması tarifi çok zor olacak bir travma ve alçalma halidir. AKP, otuz bin kişinin kanını elinde taşıyan bir terör mahkumundan insaf, merhamet ve icazet beklemektedir. 16 Aralık 2012’de MİT müsteşarının Başbakan Erdoğan’ın emri doğrultusunda İmralı canisiyle saatler süren görüşmesi ve bunu halen sürdürmesi, 3 Ocak 2013 günü iki BDP milletvekilinin İmralı ziyareti her şeyi açıklığa kavuşturmuştur. Bu sırada, yeni bir genelkurmay başkanı daha gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra, üçüncü yargı paketiyle yürürlüğe giren adli kontrol mekanizmasıyla serbest bırakılmıştır. İmralı’nın ayağına gidenler, genelkurmay başkanlığı yapan 80 yaşını aşmış birisini onlarca polis nezaretinde Ankara’ya getirmekten ne tuhaftır ki utanmamışlardır. Türk askeri gözetimde, terörist ise her tarafta seferdedir” dedi.
-“RECEP TAYYİP ÖÇALAN”
Bahçeli, müzakere edilen öncelikli konu başlıkları arasında, anadil eğitimindeki zamanlama, anayasada Türk kavramının tasfiyesi ve Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması, KCK tutuklularının salıverilmesi, yerel yönetimlere özerklik, Öcalan’ın hapishane şartlarının düzeltilmesinin yer aldığını, yani Türkiye’nin bölünmesi, federasyona dönüşmesi, PKK’nın affı, Öcalan’ın önce eve, sonra da özgürlüğüne kavuşmasının amaçlandığı belirterek şöyle devam etti:
“Şimdi sorarım sizlere, müzakere ve müzakereden sızan başlıklar ihanetin daniskası değildir de nedir? Türkiye’nin çökmesi, Türk milletinin parçalanması için daha ne yapılacak, daha neler uygulamaya koyulacaktır? Peki, şehitlerimiz boşa mı mücadele etmiş, analarımız boş yere mi evlatlarını kaybetmiştir? Bundan sonra sınırda nöbet bekleyen, dağda devriye gezen ve vatan ve bayrak müdafaasını her türlü olumsuz şartta yapan Mehmetçiğe, polise, korucuya ne diyeceğiz, neyi bahane olarak ileri süreceğiz? Recep Tayyip Öçalanla, Abdullah Öcalan ve arkalarında duran küresel yardakçıları bölünmemizi, ayrılmamızı buyurdular, ne yapalım buna rıza gösterin mi diyeceğiz?”
-TATLISES’E YÜKLENDİ-
Bahçeli, konuşmasında isim vermeden sosyal paylaşım sitesi Twitter’da “Özlediğim barış yolunun önüne hendek değil, köprü kurulmasını görmektir” diye yazan İbrahim Tatlıses’e de tepki gösterdi. Bahçeli, “Milletimizin yakından tanıdığı Urfalı bir türkücü bile sanal ortam vasıtasıyla, insan sevdalısı bir sanatçı olduğunu ileri sürerek, özlediği barış yolunun önüne hendek değil, köprü kurulmasını istemektedir. Bu köprünün altından şehit kanı aktığını, karşı tarafında ise Kandil ve İmralı olduğunu ya anlamamakta ya da anladığı halde bundan bozuk zihniyeti gereğince gocunmamaktadır” diye konuştu.
-BAŞBAKAN’A TAVSİYE: “İMRALI ADASINDA TERÖRİST BAŞIYLA BİRLİKTE TELEVİZYONA KATILIN”
Tüm bunlar olurken Başbakan Erdoğan’ın kendilerinin görüşmediğini belirterek, sorumluluğu hala devlete atmaya çabaladığını söyleyen Bahçeli, “Sayın Başbakan, merak etmekteyiz ki, sen muz cumhuriyetinin mi başbakanısın? Yoksa Patagonya’dan mı geldin, Tanzayadan mı göç ettin? Senin ve hükümetinin talimatı olmadan Türk milletine düşman olan bir terör suçlusuyla görüşülüyorsa Türkiye yanmış, bitmiş ve kül olmuş demektir. O halde başbakanlık görevinden hiç bahsetmemen ve hemen evinin yolunu tutman en iyi ve mantıklı çıkar yol olacaktır” dedi.
Başbakan Erdoğan’a bir de tavsiyede bulanan Bahçeli, “Nereye çalıştığı, kimlerin acenteliğini yaptığı aşağı yukarı malumumuz olan Cengiz Çandar’ın moderatörlüğünde, İmralı adasında terörist başıyla birlikte uygun bulacağınız bir televizyon kanalına birlikte katılınız. Sorundan ne anladığınızı, terörü nasıl tarif ettiğinizi şeffaf ve direkt bir şekilde aziz milletimizle paylaşınız. Sorunun teşhisinde uzlaşırsanız, bu defa da çözümden ne beklediğinizi ve çözümle neyi kast ettiğinizi müştereken açıklayınız. Çözüm olarak planladığınız önce özeklik, sonra federasyon mudur? Yoksa siz bağımsız Kürdistan’a mı çözüm diyorsunuz?” diye konuştu.
-BAŞBUĞ ZİYARETİ-
Bahçeli, konuşmasında Ergenekon Davası’nda tutuklu yargılanan Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u yakın zamanda ziyaret edeceğini açıkladı. Bahçeli konuşmasında, “Madem İmralı’ya ziyaret sıklaşmıştır, değil mi ki terörist başına gitmek kutsanmıştır; bu durum karşısında İmralı’daki terörist sizin olsun. Bilininiz ki ben de Silivri’ye gidip, terörist olmakla ve terör örgütü kurmakla suçlanan, bize göre de terörle mücadelede tarihi vazife üstlenen ve bu konuda eşsiz hizmetleri bulunan 26’nci genelkurmay başkanımızı ziyaret edeceğim ve onunla Allah’ın izniyle kısa süre içinde kucaklaşacağım” dedi. Bahçeli, grup konuşmasının ardından gazetecilerin bu ziyareti ne zaman gerçekleştireceğini sorması üzerine ise, “En kısa zamanda” yanıtını verdi.