İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis'te kabul edilen 2021 bütçesinin özetinin "Kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek" olduğunu söylerken, "Bu bütçe çalışan yoksulları görmeyen vicdansız bir bütçedir. Atanamayan öğretmenlerin, sağlıkçıların, işsiz mezunların umutlarını yıkan bir bütçedir. Devlette saltanatın, şatafatın devam ettiği israf bütçesidir. Saray fedailerinin 5 maaş aldığı bir yandaş bütçesidir. Bu bütçe içinde millet olmayan, refah olmayan, ümit olmayan Saray bütçesidir. Ez cümle, bu bütçe partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin iflasının bütçesidir" dedi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a seslenen Akşener, "Millet tasarruf ediyorsa, sen de tasarruf edeceksin. Millet kemer sıkıyorsa, sen de kemer sıkacaksın. Bu kadar basit!" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan İyi Parti lideri Akşener, "Memlekette herkes masraflarını kısıyor, devleti yönetenler masraflarını kısmıyor bir tek. Saray mensupları lüks araç kiralamaktan vazgeçmiyor, yazlık inşaatlarını, ballı yandaş ihalelerini ödemeyi ertelemiyor. Bakanlar 7 ayrı özel uçakla Kıbrıs'a gitmeye utanmıyorlar. İş milletimize gelince 'acı reçete' diyorlar. Yandaşları zarar edince devlet bankalardan kredi veriyorlar, 5 müteahhitin işi ters gidince borçlarını ödüyorlar, icap edince ihale arsızı adamların vergi borcunu bile siliyorlar. İş milletimize gelince 'kapat dükkânını ne halin varsa gör' diyorlar. 'Al keyif çayı iç' diyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 'esnafa destek' peketini de eleştiren Akşener, "Bu para 2021'de devletin faiz harcamalarına ayırdığı paranın kırkta biri. Ülkemizin milli gelirinin binde biri bile değil. Bizi kıskandığı söylenen Almanya'nın esnafı için ayırdığı paranın yetmişte biri bile değil. Sarayın yeme içme, danışma parası bile değil" ifadesini kullandı.
ABD'nin Türkiye'ye uyguladı S-400 yaptırımlarına ilişkin de konuşan Akşener, "Eşi, dostu yönetici yapmakla iş yürümez, işi ehline bırakın dedik. Büyükelçilik ilim irfan isteyen kıymetli bir makamdır. Nitekim bugün geldiğimiz noktada ABD'nin S-400 nedeniyle aldığı yaptırım bu vizyonsuzluğun sonucudur. Ülkemizi yönetenlerin yetersizliğinin sonucu da olsa İyi Parti olarak Türkiye'ye yöneltilen her türlü yaptırımın karşısındayız. Çünkü AK Parti iktidarının, haklı olduğumuz konularda bile, bizi haksız duruma düşürmeyi becerebilen akılsızlığının faturasının, milletimize ve kurumlarımıza çıkarılmasına göz yumamayız" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na da yüklenen Akşener, "Darbe meraklısı, vesayetçi Dışişleri Bakanı inanmak istemese de; milletimiz, sandıkta yetkiyi bize verdiği vakit, yönetme sorumluluğunu aslanlar gibi alacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" ifadesini kullandı.
İyi Parti lideri Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.
Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Türk Devleti, vizyonsuz bir dış politikayla ilerliyor"
Türkiye, devleti şahsının mülkü, milleti de marabası zanneden bir yönetim anlayışının bedelini ödemeye devam ediyor. Sözün de, kararın da millete ait olduğu demokrasimiz, kendisini milli iradenin üstünde gören bir zihniyetin vesayeti altında, tarihinin en zor zamanlarından geçiyor.
Türk Devleti, vizyonsuz bir dış politikayla, diplomasiyi, ülke liderleriyle kanka muhabbetinden ibaret zanneden bir cehaletin pençesinde, her geçen gün itibar kaybettiği, karanlık ve sisli bir yolda hızla ilerliyor. Dış politika, bir ülkenin ön savunma hattıdır, güvenliğidir. Ekonomik coğrafyaya hükmetme yeteneğidir. Çatışmaların, silahsız olarak çözümlenmesine imkân verecek gücüdür. Devletin prestijidir. Sadece düşmanlara karşı değil; dost ve müttefiklere karşı da, ülkenin hak ve hukukunun koruyucusudur.
Sayın Erdoğan’ın ve cahil danışmanlarının elinde Türkiye, egemenlik hakkını kullandığı için, cezalandırılmak istenen bir ülke durumuna geldi. Bu böyle gitmez. Türkiye, bu vizyonsuzluğu, bu beceriksizliği daha fazla taşıyamaz. Diplomasideki tehditler, slogan atarak bertaraf edilemez. Devlet yönetmek ciddiyet ister. Şartlara göre pozisyon almak başkadır, dayatılan her şartın şekline girmek başkadır.
"ABD'nin S-400 nedeniyle aldığı yaptırım vizyonsuzluğun sonucudur"
Devlet yönetmek ciddiyet ister. Şartlara göre pozisyon almak başkadır. Diplomasi kurumsal bir disiplinle yönetilmelidir. Eşi, dostu yönetici yapmakla iş yürümez, işi ehline bırakın dedik. Büyükelçilik ilim irfan isteyen kıymetli bir makamdır. Nitekim bugün geldiğimiz noktada ABD'nin S-400 nedeniyle aldığı yaptırım bu vizyonsuzluğun sonucudur.
Ülkemizi yönetenlerin yetersizliğinin sonucu da olsa İyi Parti olarak Türkiye'ye yöneltilen her türlü yaptırımın karşısındayız. Çünkü AK Parti iktidarının, haklı olduğumuz konularda bile, bizi haksız duruma düşürmeyi becerebilen akılsızlığının faturasının, milletimize ve kurumlarımıza çıkarılmasına göz yumamayız. Darbe meraklısı vesaitçi Dışişleri Bakanı inanmak istemese de milletimiz sandıkta yetkiyi bize verdiği vakit yönetme sorumluluğunu aslanlar gibi alacağız. İyi Parti iktidarında Türkiye'yi dünya sahnesinde hak ettiği itibarlı konuma ulaştıracağız.
İyi Parti olarak Meclis'te milletvekillerimizle iyi ve cesur kadrolarımızla içinde millet olmayan bu bütçeye 'hayır' dedik. Kalem kalem ne olması gerektiğini söyledik. Milletimizin dertlerine derman olacak, esnafımıza, emekçimize nefes aldıracak somut öneriler getirdik. Tek önceliği sefa sürmek, eşi dostu zengin etmek olan iktidarın bir kulağından girdi bir kulağından çıktı.
"Kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek"
2020'de en çok ne yaptınız diye size sorsalar, ilk söylenecek şeylerden biri, 'tasarruf yaptık' olurdu. En küçüğünden en büyüğüne bütün işletmeler tasarruf yaptı. Benim de 2021 bütçesinden beklentim tasarruftu. Millet tasarruf ediyorsa hükumet de tasarruf etmelidir. 83 milyon tasarruf ederken hükumetin de 18 yıldır yaptıklarını yapmaktan vazgeçeceğini ümit ettim. 83 milyondan utanacaklarını ümit ettim, olmadı, utanmadılar. Önümüze böyle bir bütçe koymaktan sıkılmadılar. Bütçenin özeti şudur: Kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek. Yazıklar olsun hepinize. Formül basittir, harcamalarını kısarsın ya da gelirini artırırsın. Memlekette herkes masraflarını kısıyor, devleti yönetenler masraflarını kısmıyor bir tek. Saray mensupları lüks araç kiralamaktan vazgeçmiyor, yazlık inşaatların, ballı yandaş ihalelerini ödemeyi ertelemiyor. Bakanlar 7 ayrı özel uçakla Kıbrıs'a gitmeye utanmıyorlar. İş milletimize gelince 'acı reçete' diyorlar. Yandaşları zarar edince devlet bankalardan kredi veriyorlar, 5 müteahhitin işi ters gidince borçlarını ödüyorlar, icap edince ihale arsızı adamların vergi borcunu bile siliyorlar. İş milletimize gelince kapat dükkanını ne halin varsa gör diyorlar. Al keyif çayı iç diyorlar.
Erdoğan'a sesleniyorum: Millet tasarruf ediyorsa, sen de tasarruf edeceksin. Millet kemer sıkıyorsa, sen de kemer sıkacaksın. Millet zorluk çekiyorsa, sen de zorluk çekeceksin. Bu kadar basit.
"2021 yılı bütçesinde tasarruf tedbirleri olmadığı gibi ciddiyet de yok"
2021 yılı bütçesinde tasarruf tedbirleri olmadığı gibi ciddiyet de yok. Hedeflenen bütçe açığı 245 milyar lira. Bütçenin yüzde 18'i kadar açık var. Hangi akla hizmet böyle bir bütçe yapıyorsunuz? Gerçeklikten bu kadar mı koptunuz, devlet yönetmekten bu kadar mı acizsiniz? Son 6 ayda görev zararları 3,4 milyar lirayı bulan kamu bankalarından bütçeye 40 milyar liralık temettü geliri yazılmış. 3,4 lira zarar var, bu bütçeye 40 milyar lira temettü koymuşlar. Arkadaşların öngörüsüne göre 2020'de milyarlarca lira görev zararı yazan bu bankalar 2021'de öyle kâr edecek ki devlete 40 milyar gelir sağlacak. Öngörüye bakar mısınız! O yüzden diyorum; kayınpeder sebep, damat sonuçtur. İşsizlik rekor sevilere çıkmışken, maaşlardan kesilen gelir vergisinde yüzde 21 artış bekliyorlar. Bir de utanmadan buna inanmamızı bekliyorlar. Bütün bu akıl dolu öngörülere rağmen bütçe açığı 254 milyar lira! Güler misin ağlar mısın? Neden bu kadar büyük bütçe açığı oluyor? Esnafa, tarıma, işsiz kalan vatandaşa destek verdiler de, aşı çalışmalarına milyarlar harcadılar da ondan mı oluşuyor? Hayır! Bu koca açık bir kuruş tasarruf etmek akıllarına gelmediği için oluşuyor. Sizi değil eşi dostu yandaşı düşünüyor da ondan oluşuyor. 2021 yılı bütçesi milletimizin derdine derman olmayacak, sırtındaki yükü artıracak ve vergi adaletsizliğini artırarak devam ettirecen bir bütçedir. İnsanımıza kuru ekmeği reva gören, yandaş müteahhitleri koruyan, milleti unutan bir bütçedir. Bu bütçe çalışan yoksulları görmeyen vicdansız bir bütçedir. Atanamayan öğretmenlerin, sağlıkçıların, işsiz mezunların umutlarını yıkan bir bütçedir. Bu bütçe EYT'liye mağduriyetin devam etsin diyen bir bütçedir. Devlette saltanatın, şatafatın devam ettiği israf bütçesidir. Bir borçlanma ve faiz bütçesidir. Saray fedailerinin 5 maaş aldığı bir yandaş bütçesidir. Bu bütçe içinde millet olmayan refah olmayan ümit olmayan Saray bütçesidir. Ez cümle, bütçe partili cumhurbaşkanlığı sisteminin iflasının bütçesidir.
"Hem eğitimdeki uçurumu biraz olsun azaltır, hem de çiftimize nefes aldırırdık"
Devlet akılla, liyakatle yönetilirse, devleti çalmayan, çaldırmayanlar yönetirse devleti yönetenler eşi dostu kenara bırakıp 83 milyon için ter dökerse Türkiye'nin kalkınma yaşaması kaçınılmazdır. İyi Parti olarak biz bir bütçe yapabilseydik emin olun ortaya bambaşka bir Türkiye çıkardı. Bize bazen soruyorlar 'Bu 5 müteahhitten ne istiyorsunuz' diye. Asıl onların bizden ne istediği sorulmalı. Dünya bankasının bir raporu var, 6 bin 400 kamu ihalesini incelemişler. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 10 şirketin 5'i Türkiye'den. Bu beşli memleketin peşini bırakmayan, 2021 yılında milletin hazinesinden en az 30 milyar lira alacak o utanmaz beşli. Biz olsaydık 10 milyon evladımıza tablet dağıtır, internet imkanı sağlardık. 5 kodamanı değil, 10 milyon evladımızı düşünürdük. Kalan 5,5 milyar ile de çiftçimizin takibe düşmüş borçlarını öderdik. Böylece hem eğitimdeki uçurumu biraz olsun azaltır, hem de çiftimize nefes aldırırdık.
"Esnafa reva görülen yardım Saray'ın yeme içme, danışma parası bile değil"
Esnafa reva görülen yardım 4 milyon civarında son pakette. Bu para 2021'de devletin faiz harcamalarına ayırdığı paranın kırkta biri. Ülkemizin milli gelirinin binde biri bile değil. Almanya'nın esnafı için ayırdığı paranın yetmişte biri bile değil. Sarayın yeme içme, danışma parası değil. Biz olsaydık, sarayın masraflarını dörtte bire indirip, bu parayı esnafımıza dağıtırdık. Sayın Erdoğan da bu dönemde, bir zahmet, daha az israf edip, daha az danışırdı, ama esnafımız, biraz olsun nefes alırdı.
Biz olsaydık; doğru bir borçlanma stratejisi izleyeceğimiz için, faize 180 milyar lira ödemek zorunda kalmazdık. Faiz harcamamız, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçtiğimiz 2018 yılındaki gibi, en fazla 70 milyar lira olurdu. Böylece, aradaki farkın 70 milyar lirası ile, net 3 bin lira asgari ücret önerimizi gerçekleştirirdik.
Hem çalışanlarımız daha çok kazanır, hem de işverenin sırtındaki yük azalırdı. Kalan 40 milyar lirayla da, çiftçilerimize yapılacak olan desteği iki kat artırır, bir milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz tarıma, daha fazla destek verirdik.
Aziz milletim; tüm bunları gerçekleştirmek mümkün. Pandemi şartlarında dahi, bunları gerçekleştirmek mümkün. Buna inanın. Türkiye’nin potansiyeline, Türkiye’nin kudretine inanın. Ama her şeyden önce kendinize inanın. Çünkü biz, en zor şartlarda zincirlerini kırmayı başarmış, en zor zamanların üstesinden gelmeyi bilmiş, büyük bir milletiz. Çünkü biz, dünyanın en değerli topraklarıyla ödüllendirilmiş, kutlu bir milletiz. Güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’yi inşa etmek için, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz. Kaynaksa kaynak, insansa insan. Tek yapmamız gereken, bize verilen bu ödülün hakkını vermek. Hepsi bu.
Allah’a, bu toprakları bize bahşettiği için, sadece duayla değil, Aynı zamanda çalışarak şükretmeliyiz. Her türlü hırsızlıkla, ahlaksızlıkla, yolsuzlukla mücadele ederek şükretmeliyiz. Hak yolunda, hakikat yolunda yürüyerek şükretmeliyiz.
"Vakit geldi, iktidar yakın. Adalet için, demokrasi için göreve geliyoruz"
Gezdiğim her ilçede kadınlar kulağıma gelerek tablet istiyor. Bu yokluk, o tableti verdik, bu sefer internet yetmiyor. Bir neslin 2. dünya savaşındaki gibi bu becerisizlikle yok sayacağımız bir süreç işliyor. Çılgın gibi bu konuda dikkat çekmeye çalışıyoruz ama kös dinliyorlar. Bir danışman 5 yerden maaş alabilir mi? Günahtır be! İşte o zaman Türkiye canı isteyenin tehdit edemeyeceği bir ülke olacak. O zaman Türkiye iyi olacak. Vakit geldi, iktidar yakın. Adalet için, demokrasi için göreve geliyoruz. Saray duymasa da memleketin dağı taşı duyuyor. Millet bizi çağırıyor, biz geleceğiz Türkiye'nin potansiyelini gerçekleştireceğiz.