Üç kıtada temsil edilen D-8 teşkilatının yedi saygın üyesini, kıtaları birleştiren yedi tepeli İstanbul'da misafir ettik. Zirve sırasında D-8 ülkelerinden gelen dostlarımızla birlikte geçtiğimiz aslında 20 yılın muhasebesini yaptık. Teşkilatın kendini yenileyip geliştirmesi, geleceğe çok daha güçlü şekilde hazırlanması için hangi adımları atmamız gerektiğini istişare ettik. Üye ülkelerin müşterek duruşunu ortaya koyan İstanbul bildirisi de yine zirve kapsamında kabul edildi. Ayrıca kısa ve orta vadede gerçekleştireceğimiz hedefleri konu alan bir eylem planı üzerinde de mutabık kaldık.
Kendimize bazı hedefler belirledik. Tercihli ticaret, vize ve gümrük anlaşmalarının tüm üye ülkelerce onaylanması ve işlerlik kazandırılması öncelikli hedeflerimizdir. İran’da bir D-8 üniversitesi kuruyoruz.
Ticaret hacmini 500 milyar dolara çıkartmak için çaba göstereceğiz. Üye ülkeler arasındaki ticareti kur baskısından kurtarmamız gerekiyor. Kendi milli paralarımıza geçmemiz lazım. Bu sebeple bir takas odası kurmayı planladık.
D-8'İ D-20'YE KADAR ÇIKARTABİLİRİZ
D-8'i genişletmekten de korkmayalım diyoruz. Görüştüğüm arkadaşlara bu teklifi de yaptım. Nitekim Dışişleri Bakanlarımız kendi aralarında görüştüler. Bu sayıyı D-8'i, D-20'ye kadar çıkarabiliriz. Böyle bir adım atmamızın çok çok faydalı olacağını ve bu konuda da birebir yaptığım görüşmelerde arkadaşlarımız 'Biz bu düşüncenize olumlu bakıyoruz.' dediler. Bunun takibini, detaylarını Dışişleri Bakanlarımız aralarında görüşecekler.
Oybirliği ile karar anlayışını kaldıralım. Ya nitelikli çoğunluk veya oy çokluğu anlayışını getirebiliriz. Çünkü bu oybirliği anlayışı mekanizmaları tıkamaktan başka bir şeye yaramaz.
20 yılı geride bırakan ve olgunluk çağına doğru yelken açan D-8'in günümüz dünyasında artık daha fazla görünürlük kazanması gerekiyor. Zirve oturumunda da belirttiğim üzere D-8 üyesi ülkeler olarak geleceğimizi birkaç uluslararası kuruluşun ve aktörün insafına bırakamayız. Artık belli güçlerin belli ülkelerin gündem belirlediği bir dünyada yaşamıyoruz. Biz dünyada adalet arıyoruz. Birilerinin sürekli olarak 'ben ne diyorsam o' diyeceği bir dünya değil.
Kendilerine binlerce nükleer başlık olan ülkeler başkaları yaparken “hayır yapamazsınız” deme hakkını kendilerinde nasıl buluyorlar. Bunu hangi adalet anlayışı ile açıklayacağız. “Ben güçlüyüm o halde yaparım” anlayışı ile mi açıklayacağız.
SORU & CEVAP
- Takas Odası sistemi nasıl ilerleyecek?
D-8 ülkeleri kendi içlerinde alışveriş yapıyorlar. Bunu yaparken kendi parasını kullanarak karşı taraftan malını alabilecek. O malı alabilmek için Dolar yahut Avro almasına gerek yok. Mesele bu. Bunların paylaşımı işte o Takas Odaları'ndan yürütülecek. Merkez bankalarındaki.
-Terörle mücadele konusunda nasıl adım atılacak?
D-8 ülkelerinin tamamında terörle mücadele konusunda bir kararlılık var. Bütün terör örgütlerinin hepsine karşı bir ortak tavrı belirleyerek üzerlerine gitme kararlığını ortaya koyduk. Buradaki dayanışmamızı çok önemsiyoruz. Ancak Suriye’deki gibi bir terör örgütünü yanına al başka terör örgütünün üzerine git böyle bir anlayış olamaz.
ABD BUNU NASIL İZAH EDECEK
Rakka'da terörist başının posterini orada bir yere asmışlar. Şimdi bunu Amerika nasıl izah edecek? Hadi buyurun. Lafa geldiği zaman 'PKK terör örgütüdür' diyorsun. Avrupa Birliği üyesi ülkeler 'terör örgütüdür' diyor. Peki Fransa kendi devlet televizyonunda binaya aynı şekilde terörist başının posterini astılar, polis de oradan seyrediyor. Bunu neyle izah edecekler? Terörle mücadelede dayanışma bu mu? Ama biz ikili görüşmeyi yaptığımız zaman diyorlar ki 'Biz terörle mücadelede yanınızdayız'. İnanmıyoruz, yanımızda değilsiniz, yanımızda olsanız polisinizle bunları korumazsınız. Almanya'da yürüyüş yapıyorlar, yürüyüş yaparken polis nezaretinde, güvenlik altında her türlü bağırma, çağırma, o posterlerle birlikte yürüyüş var. Dürüst değiller. Ben kendilerini önce dürüst olmaya davet ediyorum. Ondan sonra da kalkıp da bizden zaman zaman talepte bulunmasınlar. Bilsinler ki her şeyin bir karşılığı vardır.