İşte o konuşmadan satır başları...
Gündemdeki konulardan biri de dershaneler. Oturmuş karar vermiş beyefendi, kapanacak! Kimsin sen? Kimsin sen de kapatıyorsun. Sen kendini kral sanabilirsin, ama değilsin. Önce oturup düşüneceksin, neden bu dershaneler var? 4 binin üstünde dershane var. 50 bin öğretmen, diğer çalışanlarla beraber 100 bin kişi. Sen kapatacağım diyorsun, kimsin sen? Nereden alıyorsun bu yetkiyi?
'EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMEDEN BU İŞ OLMAZ'
Rahmetli Özal, dershaneler özel okula dönüşürse vergi almayacağım dedi. Bir kısmı özel okul oldu. Ama sistem değişmediği için böyle olacak. Varlıklı kapatırsan özel hoca tutacak. Orta sınıf ne yapacak, parası olmayan ne yapacak. Eğitim sistemi değişmeden bu iş olmaz. O sistemi değiştirmek için de her türlü katkıyı veririz.
İktidarı dinlediğinizde her şey günlük gülistanlık. Ama kış kapıda bekliyor. 24 Kasım öğretmenler günü. 300 binin üstünde öğretmen atama bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacı 140 bin. Büyük kentlerde matematik, Türkçe öğretmeni olmayan okullar var. 4+4+4 sistemini getirdiler. 5 yaşındaki çocuğu okula göndermek istemeyen anneler rapor almaya kalktı bu iktidar sizin çocuğunuz geri zekalıdır dedi. Anneler, sizin çocuğunuza böyle diyen birine oy verirseniz iki elim yakanızda olacaktır. Sizi kaygılandıran iktidara oy vermeyin, hesap sorun sizin göreviniz bu.
'BU RAKAMLARI BULAMAZSINIZ'
Zaman zaman vatandaş neden siyasetle ilgilenmiyor diye şikayet ederiz. Bu rakamları televizyonda duyamaz, gazetede göremezsiniz. Oralarda yer almaz. Ekim 2013, Vatandaşların bankalara olan tüketici kredisi borcu 322 milyar'a ulaşmış. Eski parayla 322 katirilyon. Ne ile uğraşsın bu vatandaş. 49 kat artmış… Şimdi o vatandaşlara sesleniyorum. Senin gelirin 2002'den bu yana 49 kat artmışsa koşa koşa git oyunu AKP'ye ver. Ama artmadıysa düşüneceksin. Nereye gideceksin, çözümün yeri belli, halkın siyasallaşmasını savunan tek parti CHP'dir.
2012'de bankalara kredi borcunu ödeyemeyen 2 milyon 812 bin kişi. Yaklaşık 3 milyon yurttaş pes ediyor. Borcumu ödeyemeiyorum diyor. 2001'de, kriz yılında, başbakanlığın önünde yazar kasa atılıyordu. 2002 yılında o krizin yoğun olduğu yıl icra dosyası 10 milyon. 2010 yılına geçelim. İcra dairesindeki dosya sayısı 20 milyon 506 bin. 2011, 20 milyon 772 bin… 2012 21 milyon. Bunlar törenle icra dairesi açtılar. İnsan biraz utanır.
43 Milyon 686 bin kişi şiddetli maddi yoksulluk içinde. Ven demiyorum TUİK söylüyor. Nüfusun % 78'i mobilyalarını yenileyemiyor. % 56'sı iki günde bir et yiyemiyor. Bunlar Türkiye'nin gerçek rakamları.
BENİM PARAM NEREYE GİDİYOR DİYE SORUN
AKP son 10 yılda 1 trilyon 600 milyar dolar harcadı. Bütün Cumhuriyet hükümetlerinin toplamından daha fazla. Her doğan çocuk vergi verir. Ölürsün yine vergi verirsin veraset vergisi. Yoksulluğu söyledim, icra dairelerini söyledim. Peki bu para nereye gidiyor. Yırtık ayakkabı ile siyasete girip dünyanını en zengini olan başbakana vatandaş sormalı, bu parayı nereye harcadın. 6. gemiciği alanlara gidiyor o para. Vatandaşsan sormalısın. Benim param nereye gidiyor. Biz ne diyoruz, siyasetçi değil halk zenginleşecek.
'O BİR DEVRİMCİ'
Büyük sanatçı Ahmet Kaya, türkülerini büyük bir hüzünle, büyük bir keyifle dinleriz. Paris'te sosyalist enternasyonel toplantısında mezarını ziyaret etmiştim. Hüzün ile ayrılmıştı ülkesinden, giderken çok eleştirilmişti, ama o bir devrimci, bir müzisyen, bir sanatçıydı. Zulme uğrayanların yanındaydı, 12 Eylül'den sonra hapiste işkence görenlerin sesi oldu. Haksızlığa hukuksuzluğa direndi. Mücadele etti. Onu saygın kılan zalimin değil mazlumun yanında durmasıydı. Mağrurca yoluna devam etti. Ben devrimciyim, kimliğim var dedi. Halkın çıkarlarını savunurum diyordu. İktidar yalakasından sanatçı çıkmaz bunu biliyordu. 'AHMET KAYA GEZİ EYLEMLERİNDE OLURDU'
Diktatörler her şeyi istismar eder. Kendi çıkarları uğruna dini, etnik kimliği, sanatçıları istismar ederler. Erdoğan Ahmet Kaya'yı da istismar ediyor. Ahmet Kaya yaşasaydı Gezi Eylemcilerinin yanında olurdu ve şimdi hapisteydi.
7478 yurttaşımız Gezi Eylemlerinde yaralandı. 91 kişi kafa travmasına uğradı. Binlerce genç işkence gördü, 10'u aşkın gencin gözü kör oldu. Hayatının baharında 7 gencimiz öldürüldü. Ahmet gibi bir sanatçı böyle bir olay karşısında iktidarın mı yanında olurdu Gezi Eylemcilerinin mi? Yaşasaydı sen onun karşısında olurdun. Neden? Gezi eylemcileri demokrasi ve özgürlük istiyordu. Ahmet Kaya da tüm yaşamını demokrasi ve özgürlük için yaşadı. Ahmet Kaya Ethem Sarısülük için, Ali İsmail Korkmaz için ağıtlar yazardı. Sen onu tanımıyorsun, türkülerini bile dinlememişsin. Sen içinden geldiği gibi konuşamıyorsun, cama yazıyorlar oradan okuyorsun. Camdan adam olmaz. Ahmet Kaya 12 Eylül zulmüne uğrayanlar için türküler yazdı, söyledi. Hepimiz dinledik. Sen onun ismini nasıl ağzına alabilirsin. Onu tanımıyorsun. O yürekli, devrimci, dirençlidir. Senin savunduğun özel yetkili mahkemeler onun yurt dışına çıkmasına neden oldu. "Haydi sen git işine/Herkes kendi işine /Sokaklarda (Taksim'de Uludere'de) zulum var lo/Düşemem Tayyibin peşine" derdi...