AKP komisyon kurdu
İlk ve ortaöğretimde zorunlu din dersi, 1982 Anayasası'nda düzenlenmesinin ardından sert tartışmalara neden olmuş; özellikle Alevi kökenli vatandaşlarla bu zorunluluğun laikliğe aykırı olduğunu savunanlar tarafından sürekli olarak eleştirilmişti. Ancak aradan geçen sürede din dersinin anayasal zorunluluğu kaldırılmamıştı. Konu AKP'nin yeni anayasa hazırlıkları kapsamında yeniden gündeme geldi. AKP Merkez Yürütme Kurulu da parti ve parti dışından gelen eleştiri ve öneriler üzerine, Anayasa'nın 24. maddesinde yer alan zorunlu din ve ahlak öğretimi dersinin nasıl düzenlenmesi gerektiğine ilişkin öneri geliştirmek üzere Devlet Bakanı Yazıcıoğlu başkanlığında bir komisyon oluşturdu.
Yeni bir öneri
Komisyon, Erdoğan'ın ABD gezisinden sonra netleştirilip kamuoyuna açıklanacak yeni anayasa taslağında din dersinin nasıl yer alacağına yönelik öneri geliştirmeye çalışırken, AKP'nin Alevi kökenli milletvekili Çamuroğlu'ndan dikkat çekici bir öneri geldi. Yeni anayasa ve din dersi konusunda Radikal'e konuşan Reha Çamuroğlu şu görüşleri dile getirdi:
Hâlâ 1982 Anayasası'nın etkisindeyiz: Dünyada, Türkiye'deki kadar ayrıntılı bir anayasa bulmak çok zor. 1982 Anayasası'nı değiştirmek ve sivil bir anayasa yapmak üzere yola çıktık. Ki bu doğru bir yaklaşım. Ama tartışmalara bakılırsa, değiştirmek istediğimiz Anayasa'nın mantığından kurtulamıyoruz. 82 Anayasası'nın etkisi hâlâ zihnimizde. Tartışmalar da mevcut Anayasa'nın kapsamında yürütülüyor. Bundan kurtulmak gerek. Anayasalar devletin, rejimin genel çerçevesini çizer; ayrıntılı olmaları, her konuyu düzenlemeleri gerekmiyor.
82 Anayasası zorunlu din dersi gibi konuları içeren, düzenleyen tuhaf bir anayasa.
Anayasada Türkçe, matematik gibi dersler zorunlu sayılmıyor, hiç söz edilmiyor; ama din dersi için özel bir düzenleme var ve 'zorunlu' deniyor.
Anayasa dışına: Biz de şimdi kalkıp 'din dersinin zorunlu mu, seçmeli mi olması' tartışmasını yapıyoruz. Bu konu anayasal bir konu değildir. Anayasada böyle bir konu tümden yer almamalıdır. Bunun tartışılması da abestir. Din dersi anayasa dışına çıkarılmalıdır. Bu konu yasal bir konudur ve yasayla düzenlenmelidir. Çağdaş bir anayasa kısa, somut ve koordinatları belli olmalıdır. Anayasa bu işle ilgilenmemelidir; başka düzenlemeler yapmalıdır.
'Randevu istedim'
Komisyon makul karşıladı: Din dersinin ne olacağı konusu yasayla düzenlenir; bu da TBMM' nin işidir. Ben bu yöndeki, din dersinin anayasa dışına çıkmasına yönelik çabamı sürdürüyorum. Din dersinin nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin görüşlerimi de ancak bu tartışmanın netleşmesinden sonra açıklayacağım. Ben din dersi komisyonda yer almıyorum. Ancak Yazıcıoğlu ve Aydın'la görüştüm. Randevuyu ben istedim. Bu öneri ve görüşlerimi anlattım. Önerim makul karşılandı.
Bu yönde düzenleme yapılacağından umutluyum: Din dersinin anayasal bir düzenleme olmaktan çıkmasını bekliyorum; olabileceğine de inananıyorum. Bu konudaki tartışmalar ancak bu adımdan sonra sağlıklı bir zemine taşınır. Bu konuda son kararı Başbakan Erdoğan verecek; ben de bu yönde bir düzenleme olacağından umutluyum.
İbrahim Yiğit: Din dersi yine zorunlu olsun, içeriği değiştirilsin
AKP'nin Alevi kökenli milletvekillerinden İbrahim Yiğit ise din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin 'zorunlu olmaya devam etmesi, ancak içeriğinin değiştirilmesi' görüşünde:
"Bu derste bütün dinler teorik olarak verilmeli. Kuran, İncil, Tevrat, diğer kitaplar ve mezheplerle ilgili bilgi verilmeli. Sünni İslam'ın yanı sıra, Türkiye'de bir realite olan Alevi İslamı'na da yer verilmeli. Bu ders teorik olarak anlatılmalı kesinlikle uygulamaya dönük bir tavır sergilenmemeli. Okulların ibadet yeri olmaması gerekir. Bu anlamda okullarda dinlerin uygulamasının öğretilmesi anlamında, din eğitimine gerek yok; bu konu başka yerlerde çözülmelidir. Seçmeli din dersi beki ideal olabilir; ancak ben toplumun buna hazır olmadığı kanaatindeyim. Seçmeli din dersi bazı ayrımcı uygulamalara neden olabilir, öğrenciler, öğrencilerle öğretmenler arasında sorun yaratabilir. Bu konuda hassas olmak gerek."