- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör sorunun Türkiye’nin bekası meselesi olduğunu vurgularken, “Bu meseleye salt parti çıkarları açısında yaklaşırsanız yazık edersiniz ülkenize” dedi. Kılıçdaroğlu, bu sorunun çözümünde AKP ve CHP’nin değil, 4 partinin bir araya gelmesi gerektiğini vurgularken, “Emin olun biz o masaya oturursak orada vereceğimiz fotoğraf, Türkiye’de büyük bir iklim değişikliğine yol açacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, katıldığı HABERTÜRK yayınında gündeme ilişkin değerlendirmeler bulundu.
Kılıçdaroğlu, 8 askerin şehit olduğu son terör saldırısına ilişkin, “Terörün suç olduğunu herkes biliyor. Yüreğinde insan sevgisi olan herkes teröre karşı durmak zorundadır. Terörün olduğu bir yerde zaten siz demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden de söz edemezsiniz” dedi.
-“300 KİŞİ NASIL GELİYOR?”-
Olaya sadece 8 asker gözünden bakılmaması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Ondan önce de bazen 1, bazen 2 askerimiz şehit oluyordu. Terör 30 yıldır devam eden bir olgu. Şehit sayımız 5’in üzerine çıktığı zaman hep beraber sesimizi çıkarıyoruz ama 1, 2 şehit olduğu zaman da o gazetelerde küçük bir haber olarak iç sayfalarda yer alıyor. O gerçeği de unutmamak lazım. Biz son olaya bakıp o çerçevede çözüm üreten bir yaklaşımı hiçbir zaman benimsememeliyiz. Olayın derinliğini, geçmişini dikkate alarak, daha sağlıklı, daha tutarlı nasıl çözüm üretebiliriz onun üzerinde düşünmemiz gerekir. Son olayı da bu bağlamda ele almak gerekir. Tabii bunun tartışılacak çok yönü var. Nasıl oluyor da bunlar geliyorlar, 300 kişi olduğu söyleniyor, kimsenin haberi yok, etraf sarılıyor, ateş ediliyor, 8 askerimiz şehit ediliyor, ağır silahlar ile geliyor bunlar. Yani bakınca Türkiye’nin teknoloji açısından bir sıkıntısı yok, nasıl bunlar saptanamıyor, Üstelik bunlar Kuzey Irak’tan mı geldiler, nasıl oldu? Bu konularda hale kamuoyunun kafasında ciddi soru işaretleri var.”
-“KARARLAR BURADAN OYBİRLİĞİYLE ÇIKACAK”-
Türkiye’de 30 yıldır devam eden bir terör sorununun olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, siyaset kurumunun bu konuda hep kolaycılığa kaçtığını belirtti. Kılıçdaroğlu, bugün gelinen noktada ortada 30-35 yıldır çözülemeyen bir sorun varsa, bir sorumlu aranacaksa o sorumlunun siyaset kurumu olduğunu belirtirken, bu sorunun çözümü için bir yol haritası belirlediklerini anımsattı. Parlamentoda, grubu olan 4 siyasi parti ile arzu etmeleri durumunda parlamento dışındaki partilerin de bir araya gelmesiyle bu sorunun nasıl çözülebileceğinin oturup konuşulabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
-"UCUNDA ÖLÜM VAR"-
“Ayrıca yine bizim düşündüğümüz parlamento dışında bununla beraber eş zamanlı çalışacak bir de akil adamlar heyeti olsun. Beraber bunlar çalışsınlar. Bu yöntem bilinen bir yöntem aslında. Anayasa Uzlaşma Komisyonunda böyle yapıyoruz. 30 yıldır devam eden, darbe anayasasında daha eski bir sorun bu ve ucunda da ölüm var. Binlerce insanımızın hayatını kaybettiği bu kadar temel bir sorun karşısında neden siyasal partiler bir araya gelmezler. Bunlar meşru zemin olan TBMM’de bir araya gelecekler, herkes de bu sorunun nasıl çözüleceği yönündeki düşüncesini söyleyecek. Bir mutabakat komisyonu olacak bu. Kararlar buradan oy birliğiyle çıkmış olacak, oy çokluğuyla değil. Anayasa Komisyonu’nda kararlar oy birliğiyle çıkıyor. Bu komisyonda ortak paydamızı ne kadar genişletirsek, sonuca o kadar kısa sürede varabiliriz. Bizim ortak paydamız bayrak mı, bir sorunumuz var mı? Hayır. Ortak paydamız milli sınırlar mı bu konuda da bir sorunumuz yok. Daha buna benzer ortak paydaları genişletebiliriz. Daha sonra ağır ağır içeriye gelerek biz bu sorunu çözebiliriz."
-"HUKUK DEVLETİ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MASAYA OTURAMAZ"-
Bu sorunu Türkiye kendi iç dinamikleri ile çözemezse, dışarıdan birlerinin el atacağını ifade eden Kılıçaroğlu, "Bakın Oslo görüşmeleri meşru görüşmeler değil. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse, terör örgütüyle masaya oturamaz, kimse kusura bakmasın. Bunu biz kabul etmiyoruz. Gayrimeşru zeminlerde devlet hukuk kimliğini o masada temsil edemezsiniz” dedi.
-“TEK PARTİNİ ÇÖZECEĞİ BİR SORUN DEĞİL”-
Bu sorunun çözümünde AKP ve CHP’nin değil, 4 partinin bir araya gelmesi gerektiğin vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Çünkü bu sorun ulusal sorun, milli sorun artık. Bu sorun bir partinin tek başına çözebileceği bir sorun olmaktan da çıkmış. Çünkü bu sorunun birden fazla yönü var; psikolojik yönü var, sosyolojik yönü, ekonomik yönü, silahlı güvenlik yönü, dış ilişkiler diplomatik yönü var. Tek boyutlu bir sorun olsa oturup çözerlerdi şimdiye kadar. Baktığınız zaman çok karmaşık bir sorun. O nedenle olaya çözüm üretirken, bu karmaşık yapıyı bilerek ve buna uygun da akil adamlar seçerek bizim çözüm üretmemiz gerekiyor” dedi. Diyaloga açık bir iklim yaratılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Oturalım biz bu sorunu çözelim. Emin olun biz o masaya oturursak, orada vereceğimiz fotoğraf, 4 siyasi partiden milletvekilleri bu olayı çözmek için bir araya gelip, masada oturdukları fotoğraf Türkiye’de büyük bir iklim değişikliğine yol açacaktır. ‘Demek ki bu ülkede siyaset kurumu, Türkiye’nin temel sorunlarında bir araya gelip bu sorunu çözmek için adım atabiliyorlar’ denilecektir. Bizim amacımız bu, bunu yakalamak istiyoruz” ifadesinde bulundu.
-“BÜYÜKELÇİLER GELİP BİLGİ ALDI”-
CHP’nin terörün çözümüne yönelik getirdiği önerinin ülke içinde ve dışında olumlu sonuçlar doğurduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Pek çok büyükelçi gelip bilgi almak ihtiyacı hissetti” şeklinde konuştu.
Türkiye’de herkesin haklı talebi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Sadece Kürt’ler için demiyorum herkesin haklı talebi var. Çiftçilerin de haklı talebi var Kürt’lerin de var. Bir dönem bizim ülkemizde Kürt demek yasaktı. Bir demokraside herkesin haklı talebi olabilir. Kürt’lerin de talebi var. Kürt demek yasaktı o yasak kalktı Özal’la beraber. Anadil yasağı vardı, Kütçe konuşmak yasaktı. Anadil yasağının kalkmasıyla ilgili ilk kanun teklifini veren CHP’dir. Şimdi anadil yasağı kalktı. Dolayısıyla her talep değerlidir. Belki de bizim bilmediğimiz farklı talepleri de olabilir. Her talep demokrasi ve özgürlük bağlamında ele alınıp değerlendirilmek zorundadır. Aksi halde biz hukukun üstüne inanan bir ülke değiliz o zaman, başka bir ülkeyiz” dedi.
-“BAŞBAKAN, OBAMA İLE PKK KONUSUNU NİYE GÖRÜŞMEDİ”-
PKK’nın silahlı bir terör örgütü olduğuna, binlerce insanı barındırdığına, beslediğine ve bunlar için de bir yerden para geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Nerden geliyor bu para, bizim dost bildiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden. Gideceğiz Almanya’ya, Fransa’ya, Belçika’ya, İngiltere’ye, Hollanda’ya, Amerika’ya ne oluyor, bizim ülkemizde insanlar ölüyor, buralardan paralar gidiyor. İstihbarat alanında bir işbirliği var mı yok mu söyleniyor ama ne kadardır bu bilmiyoruz. Parlamentoda bir komisyon kurabilirsek, bu ülkedeki bütün milletvekillerinin ortak dil kullanmaları mümkün olacak. Herkes belli konularda belli şikayetleri, belli yerlere gittiği zaman, Brüksel’e, Londra’ya, Berlin’e gittiği zaman seslendirecektir. Ben mesela merak ediyorum. Sayın Başbakan gitti Obama ile Suriye konusunu görüştü. Niye PKK konusunu görüşmedi. Görüşmesini isterim. Belki de görüşmüştür. Ne görüştü o zaman, bunlara bizim ihtiyacımız var.”
-“BEN HERKESİN BİR ARAYA GELEBİLECEĞİNE İNANIYORUM”-
Çözümün parlamento zemininde olmasının işin meşruluğu açısından çok önemli olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “İki partinin, iktidar ve anamuhalefetin uzlaşması ise parlamento dışı bir olaydır. Parlamento dışında bizim bir araya gelmemizin çözüme katkısı olmaz. İktidar partisi bir çalışma yapar, parlamentoya getirir. Uygun görürsek zaten biz destek veririz. Uygun görmezsek gerekçesini komisyonlarda ifade ederiz. Bu durumda iktidar partisinin çoğunluğu var arzu ederse yasayı çıkarır. Ama biz bu yöntemle sorunun çözülemeyeceğini gördüğümüz için parlamentoda bir araya gelelim, 4 siyasal parti bu işi çözelim diyoruz. Bu talep sadece bizim talebimizin olması ötesinde toplumun her kesimin ortak talebi olarak yansımalıdır” diye konuştu.
-"UMUTSUZ DEĞİLİM"-
4 partinin bir araya gelmesi konusunda umutsuz olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “30-35 yıllık sorunu üç günde çözeriz dersek hayal peşinde koşmuş oluruz. Bu kadar derinliği olan bir sorunu ne yapacağız; önce bir iklim yaratacağız, üslubumuzu yumuşatacağız. Şimdi MHP Genel Başkanı bir şey söyledi diye kalkar Başbakan ‘Siz morg önünde bekçilik yapıyorsunuz’ derseniz bu olmaz. Üslubu, iklimi yumuşatacağız, toplumsal desteği sağlayacağız. Ben herkesin bir araya gelebileceğine inanıyorum" dedi.
-“BEN BAŞBAKAN OLSAYDIM; ŞU ANDA SÖYLEDİĞİMİ YAPARDIM”-
Sorunun adının ne olduğunun çok önemli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bütün mesele var olan sorunu sağlıklı teşhis etmektir. 4 siyasi parti farklı pencerelerden ortadaki cenazeye bakıyor, farklı çözümler üretiyor. Halk bizden çözümü bekliyor. Kavga etmeden çözmemizi bekliyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine de “Ben Başbakan olsaydım; şu anda söylediğimi yapardım. Her siyasi partiye giderdim, buyurun gelin masaya oturalım şu olayı tartışalım derdim” şeklinde konuştu.
-“CHP’DE TARTIŞMA OLMAYACAK DA HANGİ PARTİDE OLACAK”-
Çözüm konusunu MYK’da görüştüklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, bu konuda CHP içinde tartışmaların olduğunu söyledi. “CHP’de tartışma olmayacak da hangi partide olacak” diyen Kılıçdaroğlu, “CHP demokrasiyi, özgürlükleri getiren partidir. Tartışmaların hepsine de saygı duyacağız. Bunları partinin içinde bir kaynama, ayrışma var diye yorumlamak doğru değil. Ama partinin içinde demokratik ölçüler çerçevesinde elbette tartışacağız” değerlendirmesinde bulundu.
-“BU MESELE TÜRKİYE’NİN BEKASI MESELESİDİR”-
“Kendi iktidarınızın pahasına, oyları kaybetme pahasına bu olayın üzerine gitmede kararlı mısınız?” şeklindeki bir soruya, “Bu mesele Türkiye’nin bekası meselesidir. Ciddi bir meselesidir. Uluslararası, boyutu olan bir meseledir. Bu meseleye salt parti çıkarları açısında yaklaşırsanız yazık edersiniz ülkenize” yanıtını verdi. (ANKA