MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 5 Mayıs 1990’da kuruldu ve 2005 boyunca 15’inci yaşını kutluyor. Hedef yıl bitmeden üye sayısını 3.000’e getirmek.

Şu anda ülke genelinde 28 şubesi ve 2381 üyesi olan MÜSİAD bu üye sayısı ile 7.500 firmayı temsil ediyor. Bu firmalarda 500.000 civarında istihdam var. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat AKP ile MÜSİAD’ın doğal taban uyuşmasının sürdüğünü vurguluyor ancak AKP’nin hükümet olduktan sonra MÜSİAD tabanının ekonomi alanındaki beklentilerini, IMF ve ‘TÜSİAD eksenli finans sermayesi’nin baskısı nedeniyle, siyasi alandaki beklentilerini de ‘sırça köşklerde yaşayan beyaz Türklerin istikrarsızlık tehditlerinden dolayı gerçekleştiremediğini söylüyor. Bolat’a göre hükümet, bu beyaz Türklerin ablukasında. MÜSİAD’ı, 1980’lerde (Özal dönemiyle) oluşan ‘Muhafazar Anadolu Sermayesi’nin ‘aksiyoner örgütü’ olarak niteleyen Bolat, sorularımızı şöyle yanıtladı:

AKP’nin kendisini iktidara taşıyanların taleplerini sürekli ertelediği söyleniyor. Hükümetin ‘taban örgütlerinden biri olarak’ beğenmediğiniz icraatları neler?

- MÜSİAD ne şahsi ne de siyasi yelpazedeki duruşlara göre hareket eder. Enflasyonun düşürülmesi, bütçe açığının azaltılması, üç yıl üst üste büyümenin sürdürülmesi, ihracatın hızlı artması, bütçe açığının, faizlerin düşürülmesi başarıdır. Ancak enflasyonu düşürürken Merkez Bankası’nın yüksek faiz düşük kur çıpasını kullanması, dış ticaret ve cari işlemler dengesinde önemli ölçüde handikap oluşturmaya başladı. Bu toparlanma ve istikrar sürecinde üretici işveren kárından; işçi, memur, emekli ücretlerinden fedakárlık etti ama rantiyenin fedakárlık ettiği söylenemez.

IMF sizi de dinliyor. İstediklerinizi onlara da söylüyor musunuz?

- Üretim girdileri üzerindeki maliyetlerin düşürülmesi (enerji, vergi, SSK primleri), akaryakıt üzerindeki vergilerin azaltılması gibi. Biz bunları IMF’ye anlatıyoruz. IMF’nin bakışı tek yönlü; mümkün olduğunca vergiler artırılsın, gelirler yükselsin ve borçlar ödensin. Hükümet bütçe açıkları azaldıkça, faiz yükü indikçe, taleplerimizi karşılayacak.

TÜSİAD FİNANS SERMAYESİ

TÜSİAD ile sizin ekonomi görüşleriniz neden farklı?

- Uygulanan IMF destekli programda ortaya konan reçete ve küreselleşme rüzgarları daha çok finans kesiminin işine yarıyor. TÜSİAD ile aramızda orada bir ayrışma var. TÜSİAD üyeleri arasında finans kesimi ciddi ağırlık oluşturuyor. Ayrıca teknolojik gelişmesini sağlamış sermayesi güçlü firmalar bu programla avantajlı duruma geçiyor. MÜSİAD ise reel sektörün tabanını temsil eden kuruluş. Bizim raporlarımız, 28 vilayette üyelerimizden sektör kurullarımızdan gelen bilgilere dayanır. Öyle bir uzmana rapor hazırlatıp; içindeki görüşler bizi bağlamaz türünden bir yaklaşımımız yok. Biz üreten kesimin, Anadolu sermayesi ağırlıklı firmaların ortaya koyduğu fotoğrafı sunarız.

İktidara getirenlerin beklentileri bekliyor

AKP Hükümeti MÜSİAD’ın siyasi beklentilerini karşılıyor mu?

- Türkiye’de iki grup var; birinci grup iktidara kim gelirse gelsin kendi beklentilerini ve politikalarını o iktidara kabul ettirmeye çalışan seçkinci grup yani Beyaz Türkler. Bunlar, sırça köşklerde, yalılarda ülkeyi yönetmeye çalışırlar. Diğer grup ise iktidarı belirleyen ama daha sonra beklentilerinin gerçekleşmesini bekleyip duran bir grup. AKP, tabanın beklentilerini karşılayabilirdi fakat Türkiye’de iktidar sadece hükümet olmakla olunmuyor. Bu noktada AKP devraldığı tabloda ciddi güçlüklerle karşı karşıya kaldı. Bu yüzden de denge politikası gütmeye çalıştı. Bunları yaparken siyasi alanda adım atmaya kalkıştıkça bazı güç odaklarının baskılarına maruz kaldı. En önemli beklentilerimizden biri YÖK sisteminin ciddi reforma tabi tutulmasıydı. Siyasi iktidarın tek görevi ekonomiyi düzeltmek değil ki. AKP kendisini iktidara getirenlerin beklentilerini de karşılamalıdır. Ak Parti’nin bu dönemde gerçekten de değişiklikler yapmak istediği biliniyor ama bu aşırı çekingen durumu da desteklenmiyor.

İTO seçimlerinde belden aşağı vuranlar kaybetti

İTO seçim sürecinde ‘İTO’yu alırlarsa abdestsizleri İTO’dan içeri sokmazlar, personelin başını kapatırlar v.s. propagandalar da duyduk. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

- MÜSİAD 1980’lerde Türkiye ekonomisindeki serbestleşme, piyasa ekonomisi ve dışa açılma politikaları çerçevesinde kendini ortaya çıkarma şansını bulan sanayicilerin örgütü ki bunlar genelde muhafazakár tabana oturur. Bu yüzden de metotlarımız özgündür. Ticaret ve sanayi odalarına da hareketlilik ve rekabet getirdik. Bu TOBB’a da yansıdı. MÜSİAD güçlendikçe, üye sayısı, tabanı, teşkilatları büyüdükçe görüşlerimizin ve etkinliğimizin artması tabii bir sonuçtur. MÜSİAD sadece İTO’da değil, bütün oda ve borsalarda temsil ediliyor. Türkiye’de kendilerine rakip istemeyenler hemen bazı kutsallara müracaat ediyorlar ya da belden aşağı çalışıyorlar. Hep de kaybediyorlar. İTO’nun son seçimlerinde de oldu bu. Evet ‘Seçimi kazanırlarsa Abdestsiz kimse Oda’dan içeri giremeyecek, başörtüsüz kimse orada çalışamayacak’ gibi personeli bile korkutmaya yönelik açıklamalar yaptılar. Sürekli olarak yeşil sermaye, irtica suçlamaları yaptılar.

28 Şubat bize yaradı işlerimiz bereketlendi

Yeşil sermaye, irtica suçlamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bizler bu ülkede doğmuş büyümüş, bu ülkenin vatandaşlığını şerefle taşıyan insanlarız. Biz de bu ülkede askere gidiyoruz, vergi veriyoruz. Dolayısıyla bu ülkenin vatandaşı olmanın getirdiği sorumlulukları, vazifeleri şerefle yapıyoruz. Bu ülkenin imkanlarından, haklarından istifade etmek bizlerin de hakkı. Ancak bazı insanlar kendilerini beyaz Türk olarak görüyorlar ve halka tepeden bakıyorlar. Rekabet olduğu zaman da bu rekabeti piyasa mekanizması içinde önleyemeyeceklerini gördüklerinde ülke açısından istismar edecekleri bazı kutsalları kullanmaya çalışıyorlar. 28 şubat sürecinde boykot edilen kebapçılar, lokantalar, pastanelerle ilgili listeleri hatırlayın. Bu listeler bize şunu gösterdi: 28 Şubat sürecinde daha iyi büyüdük, işlerimiz bereketlendi, gelişti. Haksızlık ve zulüm hiçbir zaman payidar olamaz. Bu açıkça görüldü. O dönemde irtica, yeşil sermaye suçlamaları yapanların işleri bozuldu, kimileri hortumcu yaftası yedi, iflas etti, İstanbul Yaklaşımı ile kurtarıldı, bazıları da hapse girdi. Ama işini dürüstçe yapan çok daha iyi şartlarda devam ediyor.