Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
"Ülke ve millet olarak böyle bir Meclis’e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır.Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama şansına sahip olmuştur.
İktidarımızın ilk döneminde vesayet kurumlarının küstah meydan okumalarına tanık olduk.
Attığımız her adımda meselenim yamalarla çözülemeyeceği gerçeğiyle karşılaştık. "Yeni anayasada tercihimiz, tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz.
Şu veya bu sebeple kimi siyasi partiler kendilerini sürecin tutsa bile milletimizin tüm kesimiyle konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmasını temin edeceğiz.
Acele etmeden, her kesimle gereken istişareleri yaparak, önümüzdeki asrın ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa metni ortaya çıkartmalıyız. Gelin hep birlikte yeni anayasa konusundaki tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım, yapıcı bir yaklaşımla milletimize paylaşalım.
Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve milletimize yakışan yeni sivil bir Anayasa ile karşılayalım. Bizim şu anda hazinemiz tamamen esnafımızın ve milletimizin emrindedir. Sadece sosyal koruma kalkanı kapsamında vatandaşlarımıza ve çalışanlarımıza verdiğimiz destekler 51 milyar lirayı geçti.
Yeni anayasamızın şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Belediyelerimiz de salgın döneminde farklarını hissettirdi. Geçtiğimiz günlerde televizyonda hepiniz izlediniz. İzmir’de yaşanan yağışlar sonucu yaşanan sel felaketiyle ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Sel felaketinin ardından nasıl olduysa hatırladı, İzmir’i ziyaret eden CHP Genel Başkanı’na esnaf kardeşim, ‘Altyapı İzmir’de gerçekten bitik. Vatandaş, esnaf olarak canım yandı. Burada 35 senedir CHP var, lütfen altyapıyı düzeltin” siteminde bulundu.
Aklıma bu vatandaşımız kimi kimi şikâyet ediyor düşünmedim değil. İzmir’deki Çiğli tramvayı temel atma töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi belediyesinin hazineden daha uygun şartlar borçlandığını övünerek anlatıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi zaten bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir, Bay Kemal. Bunları öğren
Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlayan birisi olmadığı için hazinenin altyapı yatırımları için sağladığı kredilerinin şartlarının kendi bulduklarını iddia ettikleri krediden daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil!
Gerçi bunların hangi yalanlarını, iftiralarını düzelteceğimizi bilmiyoruz. Bunları görünce 1994 yılında İBB Başkanlığı’na seçildiğimiz günleri hatırladım. Bak sayın Kılıçdaroğlu şunları iyi bil, Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermeden belediye borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, ben onamadan yine aynı şekilde böyle bir dış borçlanmayı yapamaz. Hatta ve hatta eski belediye başkanı Aziz Bey’e sorarsanız anlatır. Bundan sonra da sen bu yanlışla gidecek olursan burada soru işaretleri akmaya başlar."
İstanbul'u sokakları çöpten geçilmeyen, ulaşım felç, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP belediyesinden devralmıştık. Bu meselelerin bazıları yeniden hortlamaya, CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde görülmeye başlandı.
Bu ülkede kimin hizmet, kimin eser, kimin istismar siyaseti yaptığı bu örneklerle ayan beyan ortaya çıkmıştır. Öyle zannediyorum ki ayda bir bazı başlıklarda görüntülerle gerçekleştireceğim. Devamlı hatırlatmamız gerekiyor. Milletimize bunları hatırlatmak şart.
Bunlarda yalan bol, işte görüyorsunuz İzmir'in hali ortada. 35 yıl insan altyapı yapmaz mı? İzmir tüm altyapı ve kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette. İzmir gibi güzel şehrimizin halini görünce 'Eyvah' diyorum. Ne iş yapıyorsunuz? İzmir'e suyu biz getirdik, DSİ'ye verdiğim talimatla. Halk benim halkım.
Aklı erdiği günden beri bu partiye hizmet etmiş kişileri dahi isyan ettirecek istikamet sapmasına uğramış olan şu andaki CHP, siyasetin nice önemli isimlerinin CHP’si midir? Siyasetteki rekabeti kendi ülkesini felaketini dileyecek, kendi halkını aşağılayıp azarlayacak seviyesizliğe indiren şu anki CHP, adını aldığı kavramların CHP’si mi? ABD ve AB’den demokrasi dilenen, oradan kulağına üflenenleri içeride tekrarlamayı siyaset sanan şu andaki CHP, yıllarca emperyalizme karşı yumruk sallayanların CHP’si mi?
CHP’nin başındaki zat yüzsüz ve onursuz bir yöntemi ısrarla partisine ve ülkeye dayatıyor. Bu zatın aynı hezeyanları ısrarla tekrarlamasını acı bir tebessümle seyrediyoruz. Yalanla mutlu olan, iftirayla beslenen, yüzü kızarmayan, vicdanı sızlamayan karikatür bir tiple, bir adamcağızla karşı karşıyız.
Yeni yönetim sistemizde kabinenin nasıl kurulduğunu idrak edemeyen bu zat bakanların atamayla geldiğini söylüyor. Yeni sistemde bakanlar CHP’nin genel başkanları gibi kasetle gidip kasetle gelmiyor, milletin seçtiği cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
Biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de özellikle karışılmasını istemeyiz. Geçmişte vekil ödünç verme yöntemiyle siyaseti zehirleyen CHP ilkelerimizi yerle bir etmiştir. Seçim bölgelerinize sıkı sıkı sahip çıkın. Artık kongrelerimiz büyük oranda bitti, bitiyor. İnşallah martın sonu gibi büyük kongremizi yapacağız.
Kıbrıs meselesi Türk ve Kıbrıs halklarının ortak davasıdır.
Miçotakis meydan okudu. Sen meydan okuduktan sınsa biz nası bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin. Masayı tekmeledin, masadan kaçtın, biz masadaydık. Neyinizi güveniyorsunuz ya? Türkiye dimdik ayaktadır. Gereğini de gerektiği zaman yapmasını bilir. Miçotakis, o güvendiğin dağlara kar yağdı kar. Onun için çılgın Türklere inanacaksın. Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs’ta çıkış yolu kalmamıştır. Artık federasyon mederasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi."