Altaylı'nı "Baykal’a hatalı tedavi mi uygulandı?" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Önceki akşam Türkiye’nin önde gelen kalp ve damar cerrahlarından biri aradı.
Yıllar önce Onkoloji Enstitüsü Başkanı Erkan Topuz’dan duyduğum bir cümleyle girdi söze:
“Fatih’çiğim, Türkiye’de isimsiz, ünsüz, hatta parasız hastalar daha doğru tedavi alır.”
“Ben bu lafı biliyorum da şimdi ne alaka?” dedim hemen.
“Deniz Baykal, Deniz Baykal değil de vatandaş Ali Efendi olsaydı, muhtemelen şimdi evinde oturmuş televizyon izliyor olurdu” dedi.
Sonra da “Ne yazık ki, önemli insanların kaderi bu. Deniz Bey’e fazla ihtimam göstereceğiz, hemen bir şeyler yapacağız diye peş peşe hatalı uygulamalar yaptılar. O yüzden de az ciddi olan durumu, çok ciddi hale geldi” diyerek yanlışları sıraladı:
- Beyin damarlarına pıhtı atımı, çok rastlanan bir durumdur. Bazen bir operasyon sonrası, bazen de yaşa bağlı olarak ortaya çıkar.
- Bu durumda yapılacak en doğru şey, bir süre beklemektir. Anında müdahale etmek çok yanlıştır. Durum stabil ise beklemek en doğrusudur.
- Sonrasında ilaçla açma cihetine gidilebilir.
- Ameliyat da bir seçenektir. Yapılabilir ama pıhtıyı almak için yapılan ameliyat sırasında damara stent takmak tam bir felakettir.
- Çünkü stent takıldığı zaman mutlaka kan sulandırıcı ilaçlar da vermek gerekir.
- Deniz Bey’in durumunda kan sulandırıcı ilaç vermek, felakete davetiye çıkarmaktır. Hassas olan beyinde kanama riski ortaya çıkar.
- Nitekim Deniz Baykal hastaneye geldiği sırada beyin kanaması olmadığı halde stent takılması ve sonrasında kan sulandırıcı ilaç verilmesi sonucu beyin kanaması oluşmuştur ki, bu genelde kaçınılmaz bir durumdur.
- Daha sonra yapılan iki ameliyat bu kanamayı durdurma amaçlıdır, ama kan sulandırıcı kullanılmış ve akciğer komplikasyonları da olan bir hastada bu ameliyatlar beklenen sonucu vermez.
- Türkiye’deki hekimlerin yüzde 90’ı sıradan bir hastada benim dediğim gibi davranırdı, ama Deniz Baykal olunca gereksiz işler yapıldı.
- Hiçbir şey yapılmasa bile en fazla sol yanında hafif bir felç oluşur, o da zamanla büyük oranda düzelirdi.
“Peki şimdi ne olur?” diye sordum.
“Beyin ilginç bir organdır. Yarısı alındığında bile gayet sağlıklı yaşam süren hastalar var literatürde. Beklemek lazım. Toparlama ihtimali var, ama mutlaka bir hasar kalacaktır. Hiçbir şey yapılmasa daha iyi toparlardı” dedi.