Ahmet Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmenin ardından başbakanlık ve AKP genel başkanlığı görevini bırakmasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her şey, bir kişinin arzusunun gerçekleşmesi, başkan olma sevdası için yapılıyor. Dolayısıyla ülkeye başbakan değil saraya uşaklık yapacak kişi arıyorlar" dedi. Kılıçdaroğlu, "Bu tabloya karşısında, bütün vatanseverlerin parti farkı gözetmeksizin bir yerde kümelenmesi lazım. Cumhuriyetimizi, demokrasiyle taçlandırabilirsek çocuklarımıza karşı görevimizi o zaman yapmış olacağız" diye konuştu.
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'nun, ‘23 milyonun oyunu aldım' deyip direnmesi lazımdı ama o hemen çekildi. Bu bizim demokrasi kültürümüz açısından derin bir yara… Bunlar, bir kişinin arzu ve emellerinin gerçekleşmesi için yapılıyor” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Halkın derdiyle ilgilenen yok"
Vatandaşın dünya kadar derdi var. Kilisli vatandaşlarımız, “Nerede bu devlet, hükümet?” diye soruyor. Her gün roket düşen ilimizde vatandaşlarımız dertlerini duyuramadıkları için gazetelere ‘Ey Cumhurbaşkanı, Başbakan' diye ilan verdi. Kimse dertleriyle ilgilenmiyor.
Seçimde yüzde 49 oy alan AKP, geleceğini bir kişinin iki dudağına hapsetmiş durumda… Bir kişinin iradesi 23 milyon kişinin verdiği oydan üstün sayılıyor. Demokrasi tarihimizde daha önce böyle bir şey görülmedi. Madem bir kişinin iradesi geçerli, 23 milyon insanı niye, hangi gerekçeyle sandığa götürdünüz?
"Vatanseverler bir yerde toplanmalı"
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun “23 milyon kişinin oyunu aldım' deyip direnmesi lazımdı. ‘Seçmen bana 23 milyon oy verdi, siz beni nasıl tasfiye edersiniz?' demeliydi. Davutoğlu, hemen çekildi. Bu, demokrasi kültürümüz açısından derin bir yara…
Her şey, bir kişinin arzusunun gerçekleşmesi, başkan olma sevdası için yapılıyor. Dolayısıyla ülkeye başbakan değil saraya uşaklık yapacak kişi arıyorlar. Bu tabloya karşısında, bütün vatanseverlerin parti farkı gözetmeksizin bir yerde kümelenmesi lazım. Cumhuriyetimizi, demokrasiyle taçlandırabilirsek çocuklarımıza karşı görevimizi o zaman yapmış olacağız.
DOKUNULMAZLIKLA KANDIRIYORLAR
MİLLETVEKİLİ dokunulmazlığı konusunda da halka gerçekleri söylemiyorlar. Kimin dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsanız, onun dosyasını getirirsiniz. AKP'nin, dokunulmazlığı kaldıracak milletvekili sayısı fazlasıyla var. Şimdi, anayasa değişikliğiyle herkesi kandırıp, sanki dokunulmazlığın kaldırılması için 367 oy gerektiğini öne sürüyorlar. Halbuki, salt çoğunlukla dokunulmazlık kaldırılabilir.
AKP, Erdoğan'ın, isimleri rüşvete karışan eski bakanların da dokunulmazlığını kaldırmıyor. Vatandaşlarımız bilmediği için dokunulmazlıklar kalkarsa terörle mücadele edileceğini, engellerin kalkacağını sanıyor.
YARGIYI BU HALE KİM, NİÇİN GETİRDİ?
AKP döneminde bütün ülkelerle kavga ettik. Sıra Avrupa Birliği'yle kavgaya geldi. Totaliter bir yönetime doğru sürüklenen bir Türkiye, dünyada kaygılı gözlerle izleniyor artık…
“TERZİ kendi söküğünü dikemez' diye ata-sözümüz var. Yargıyı bu hale getirdiler, şimdi düzeltmek istiyorlar ama düzeltemezler. Şu soruyu vatandaşımızın sorması lazım: Yargıyı bu hale kim getirdi ve niçin getirdi? Hukukun üstünlüğüne inanmayan, “Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum” diyen anlayış, yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını sağlayamaz.
MÜDAHALE EDEMEZ NOKTAYA GELDİLER
KİLİS'E her gün roketli saldırılar yapılıyor. Türkiye, izlediği dış politikayla, kendine yapılan saldırılara karşı müdahale edememe noktasına geldi. Havadan müdahale edemiyor çünkü Suriye hava sahasına giremiyor. Karadan müdahale edemiyor çünkü karşısında başka güçler var. Türkiye, bu haliyle dünyada alay edilir hale geldi. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayabileceğimiz politikayı bu iktidarın üretmesi mümkün değil.