Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,5164
EURO
44,0307
IMKB
9.225,000
ALTIN
4.110,040
 
Hava Durumu ANKARA
7 / 19 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"CİNSEL SINIRLAMA OLMAZSA MEDENİYET DE OLMAZ"
 CİNSEL SINIRLAMA OLMAZSA MEDENİYET DE OLMAZ
 
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Psikiyatri Klinik Şefi olan Prof. Dr. Hayrettin Kara, aynı zamanda yayın hayatına yeni başlayan Başka adlı psikiyatri ve düşünce dergisinin de editörü. Kara ile cinselliği konuştuk
 
5.1.2009 - 04:15
Cinsellik neden yasak?

Yasak değil aslında. Adam öldürmek ya da hırsızlık gibi değildir. Fakat cinsellik kültürel anlamda sınırlandırılmıştır. O sınırlar aşıldığında yasağa dönüşür. Cinsel sınırlamalar bilinen bütün toplumlarda görülür. 

Cinsel yasakların fonksiyonu ne?

Ben bütün kültürel nitelikli cinsel sınırlamaların aslında aile dediğimiz sosyal birimi oluşturmak için olduğunu düşünüyorum. Cinsel sınırlamalar olmasaydı aile olmazdı, dolayısıyla medeniyet de olmazdı.

Nasıl yani?

İnsan yavrusu, diğer memelilere kıyasla en zayıf, sürekli korunması gereken ve gelişip olgunlaşması çok uzun süren bir canlı türü. Bu süreçte erkeğin, dişinin yanında olması gerekir. Erkekle kadının uzun süreli birlikteliği şarttı. Burada en hassas nokta şu: Erkek neden kadının yanında bu kadar uzun süre kalmaya razı oldu? Bence insanlığın temelinde bu razı oluş var. Erkeğin, doğası, cinsel nitelikleri itibariyle bu sınırlar içinde kalması aslında zordur.

Peki ya kadın?

Çocuğu doğuran ve onunla en baştan itibaren içgüdüsel ve biyolojik olarak kuvvetli bağları bulunan kişi kadın. Cinsel sınırlamalar, erkeğin çocukla bağının esnekliğini giderdi ve erkeği orada durmaya zorladı. İlk insanların durumunu anlamaya çalışalım: Evrimsel bakış açısı da böyle düşündürüyor: Erkeğin, kadının yanında kalmaya razı olması için, doğacak çocuğun kendisinden olduğundan emin olması gerekir. Bir kadın her zaman kendi çocuğunu doğurur. Erkek ise hiçbir zaman emin olamaz. Bu konuda bir netlik sağlanabilmesi için cinsel sınırlar çizildi. 

Ve erkeğin boyun eğişi sayesinde bugünlere geldik?

Evet. İyi ki de boyun eğmiş erkek. Yani cinsellikle ilgili kısıtlama ve tabuları anlamak gerek. En temel tabular ensest ve eşlerin sadakati... Bu tabular olmasaydı insanlık gerçekten var olamazdı. Bugün insanın dağılmasına, ailenin çözülmesine neden olan, cinsellikten başka da birçok faktör var. Aidiyet duygusunun kaybolması mesela... İnsanlar gerçek anlamda bir arada olmayı, bir topluluk oluşturmayı mümkün kılan değerleri kaybettiler. Bu koşullarda cinsellik havada kalıyor. 

Cinsel sorunlar, sorun değildir mi diyorsunuz?

Cinsel sorunların abartıldığını düşünüyorum. Cinselliğin insan hayatındaki yeri ve işlevi abartılıyor. Reklamlarda; haz eksenli bir hayatımız olduğundan bize haz üzerinden mesajlar veriliyor. Fakat hazlarımızı başka niteliklerle dengeleyemediğimiz zaman, bizimle o dil konuşuluyor.

PORNOGRAFİ NORMALLEŞTİ

İhlale dayalı bir olgu olan pornografi, internet dolayısıyla büyük bir yaygınlık kazandı...

Pornografi aslında pornografi olmaktan çıktı. Normalleşti. 20 yıl önce yasak, çocukların erişemeyeceği, insanın bir tanıdığıyla birlikte izleyemeyeceği bir şeydi. Cinselliğe ilişkin sınırlar bir anlamda görecedir. Neyin erotik neyin pornografik olduğu uzlaşımsaldır. 

Erken ergenleşme hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çocuğun fiziksel gelişimi ile cinsel bilgi ve deneyiminin uyumlu olması gerekir. Erişkin cinselliğine hazır değilken, kültürel uyarıların devreye girmesi ciddi sorunlar doğuruyor. Domateslerin, tavukların genleriyle oynamak nasıl aslında bir arsızlık ise cinsel sınırların zorlanması da arsızlıktır. Fakat bu günümüzün temel yönelimi.

Bir uzman olarak arsızlık mı diyorsunuz?

Evet, insanın bedelini ödeyeceği bir arsızlık. İletişimsel, politik, ekonomik, askeri süreçlerde de izlerini görebileceğimiz bir şey bu. 

Homoseksüellik, 1993’te sanırım, tıp literatüründe hastalık olmaktan çıkarıldı...

Bu, bilimin, tıbbın ya da psikiyatrinin ne kadar kültüre ve ideolojiye bağlı olduğunun bir göstergesi. Homoseksüellik belki de hastalık değildir fakat birilerinin oturup ‘Artık biz homoseksüelliği psikiyatrik bir hastalık saymıyoruz’ diye ilan etmeleri ve diğer hekimlerin de ‘Aaa! Meğerse hastalık değilmiş’ demeleri biraz gülünç aslında. 

Homoseksüellik hastalık mı peki?

Her iki cinsin de homoseksüelliği, doğal olandan bir tür sapmadır. Sapkınlık demiyorum, bir tür sapmadır. Sapma ile hastalık da birbirine yakındır. Yani homoseksüelliği doğallık içinde görmüyorum.

Tedavi edilmesi mi gerekir?

Homoseksüellik egosintonic ve egodistonic olarak ikiye ayrılırdı. Yani benliğe uyumlu ve benlikle uyumsuz. Kişi homoseksüelliğinden rahatsız ise o zaman hekim olarak yardımcı olmaya çalışırsınız. Ama eğer halinden memnunsa, bir şey yapamazsınız.

Cinsel suçlar hızla yaygınlaşıyor. Buna ne diyorsunuz?

İbn-i Sina, insanın iki temel dürtüsü olduğunu söyler: Gazap ve şehvet. Freud buna mortido ve libido der. Bunlar insanın var olabilmesi için gerekli güçler... Olumlu ya da olumsuz değildir. Gazabın saldırganlığa dönüşmesi, kişinin onu denetleyememesinden. Ben diyorum ki kişinin onu denetleyebileceği psikolojik mekanizmalar zayıflatılmıştır. Kişi diğer insanlardan yalıtılmış ve yalnızlaştırılmıştır. Sonuçta bu suçları insanın moral değerleri ya da kişisel denetimiyle değil, devletin kolluk güçleri ve hukuksal denetimiyle engellemek zorunluluğu doğdu. Eski mahalle kültürünü yitirmemiz iyi olmadı mesela. 

Mahalle denince akla mahalle baskısı geliyor?

Hiç alakası yok. Sosyolojik anlamda mahalle baskısı, tam da mahallenin olmadığı yerde ortaya çıkıyor.

Bencil birey, cinsel deneyimden psikolojik tatmin sağlayamıyor

Modern hayat tarzında cinsellik metalaştırılıyor mu?

Cinsellik metalaştırılmaya açık bir şeydir, günümüzde bu daha da kolaylaştı. Çünkü insanlar cinselliği ‘tüketmeye’ hazır. İnsani ilişkilerden mahrum kalındıkça, bencillik yaygınlaştıkça, insanın cinselliği algılaması tümüyle farklılaşacaktır. Çünkü insan artık kendisini kendisi olarak tanımlıyor. Halbuki önceden bir ilişki bağlamında tanımlıyordu. 

Ne demek bu?

‘Ben bir babayım, anneyim, kocayım, evladım ya da kardeşim’... bütün bunların ötesinde ‘Ben insanlığın bir parçasıyım’ demiyor artık, ‘Ben Murat’ım’ diyor. O zaman daha kolay kötü olabiliyor ya da içindeki kötülüğü denetleyemez hale geliyor. 

İnsanlıktan çıkarak mı birey oluyoruz?

Böyle paradokslar var. Bireyin güçlenmesi için insani ilişkilerin zayıflaması şart değildi fakat süreç öyle işliyor. 

Dolayısıyla cinsellik de bencilce bir hal mi alıyor?

Cinsel deneyim, aslında insanın benlik sınırlarının silikleştiği bir deneyimdir. Cinsellik bu anlamda haz verici olduğu kadar iyileştiricidir. İnsanın sınırlarının zaman zaman silikleşmesi terapötiktir. Fakat hiç sınırının olmaması da deliliktir. 

Cinsel deneyimin fiziksel olmayan bir yönü var yani?

Kesinlikle. Cinsel tatmin yalnızca fiziksel nitelikli değil. Aynı zamanda moral bir tatmin. Çünkü cinsel deneyim, yalnızlığı aşmanın bir yoludur. Günümüzde cinsel ilişkilerden bedensel tatmin sağlanırken, moral tatmin sağlanamıyor. Bu aslında pornografinin işlevidir. Pornografinin yaygın bir şekilde tüketilmesi de cinsel sorunların yaygınlığının bir göstergesi. Çünkü pornografi cinselliğin moral kazançlarını sunamaz.


Gücün manyetik alanı vardır 

Beğendiğimiz her şeye ‘seksi’ diyoruz artık. Seksi fincan, seksi gömlek, seksi bilgisayar?

Cinselliğin kendi içindeki çözülme gibi, bağlamından koparılmasıyla alakalı bir şey bu. Biraz da şaka yollu söyleniyor sanırım. Sezai Karakoç, Çay şiirinde ‘Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibi çay’ der. ‘Seksi çay’ demez. Derinliği kaybediyoruz. 

Bütün ünlüler, iktidar sahipleri otomatikman çekici, karizmatik kabul ediliyor. Ahmet Mete Işıkara bile en seksi erkek seçilmişti?

İktidar yalnızca cinsel çağrışımlar ve cazibe üretmez aynı zamanda neyin güzel ve çekici olduğunu da bir ölçüde belirler. Gücün her zaman bir manyetik alanı oluyor.


MURAT MENTEŞ/STAR


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


PİYANGO'NUN İKİNCİ TALİHLİSİ BİR POLİS

ŞEYH'İN CENAZESİNE 10 BİN KİŞİ KATILDI

YARGITAY "TELEKULAK" KOCAYI HAKLI BULDU
»  TURKCELL'İN "İKİ GÜN BEDAVA" KAMPANYASI YENİDEN
»  ASKERİN DAVASI YARGIYI BÖLDÜ
»  TUZ GÖLÜ KURUTULACAK
»  ARDA TRAFİK KAZASI GEÇİRDİ
»  EMRE'NİN NİKAH ŞAHİDİ ERDOĞAN OLDU
»  FACEBOOK MAFYA'YA BAYILIYOR
»  HAMİLE OLDUĞUNU DOĞURUNCA ANLADI
»  ALMAN DOKTORLAR KESECEKTİ, TÜRK DOKTOR KURTADI!
»  FACEBOOK PARALI OLMAYACAK
»  KARAYALÇIN'DAN 3 MİLYAR DOLARLIK PAKET!
»  LEYLA ZANA'YA 45 YIL HAPİS İSTEMİ
»  ANTAKYA BELEDİYESİ İSRAİL'E AMBARGO KOYDU
»  20 YAŞINDA SÜNNET, HASTANELİK ETTİ!
»  BAŞKAN ADAYLARI UÇUŞTA SINIR TANIMIYOR!
»  DOĞALGAZ'DAN KÖTÜ HABER
»  ERKEĞE TECAVÜZ'E 15 YIL HAPİS İSTEMİ
»  YERE İZMARİT ATAN 25 TL CEZA ÖDEYECEK
»  BATMAN'LIYA ELEKRİK ZAMMI VIZ GELİYOR ÇÜNKÜ..!
»  BATMA TEHLİKESİ GEÇİREN FERİBOT'TA CAN PAZARI
»  MUCİZE KURTULUŞ!
»  KÜRTÇE TV YAYINI "TÖRENLE" BAŞLADI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.