Terör örgütü PKK'nın eski yöneticilerinden Osman Öcalan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, ''ABD, PKK'nın lider kadroları için direkt yakalama emri verdi'' açıklaması için, ''ABD Kürtler'in müttefiği. Siyasi konjonktür PKK liderlerinin teslim edilmesine uygun değil'' dedi.
Öcalan, Leyla Zana başta olmak üzere eski DEP'lilerin öncülüğünde şekillenen Demokratik Toplum Hareketi'nin (DTH), daha güçlü bir Kürt hareketinin oluşması için, ağabeyi Abdullah Öcalan'ın ''oluru'' ile kurulduğunu söyledi.
Öcalan, DTH'nın ortaya çıkışını şöyle açıkladı: ''DEHAP'ın seçim başarısızlığı vardı. PKK önderliği (Abdullah Öcalan) bu gerçeği gördüğünden dolayı, daha kapsayıcı bir partileşme amacıyla Demokratik Toplum Hareketi'ne olurunu belirtti. Hareket içinde tabii ki Abdullah Öcalan'ın etkisi daha fazladır.''
PKK içinde bir grup
''Fidan cinayetinin Abdullah Öcalan onaylı olmadığını söyleyebilirim'' diyen Öcalan, şunları kaydetti: ''Şüpheler PKK üzerinde toplanmış. Eğer PKK yaptıysa kınıyorum. PKK içinde siyasal şiddetten sorumlu güçler tarafından gerçekleştirilmiş olabilir. DTH içinde, PKK'nın otoriter sosyalist yaklaşımı ile demokratik yurtsever kesim arasında ciddi bir mücadele yaşanıyor. PKK karşısında retçi olan, PKK ile diyalog yoluna ve ortak çalışmaya set çeken kesim, bağımsız parti oluşturmadan yana. Fidan böylesi bir çalışmadan yanaydı.'' Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''PKK liderlerinin, ayrılmış olanlar da dahil, yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesinin siyasi konjonktürü mevcut değil. ABD çıkarlarını düşünmek zorunda. Kendisine müttefik Kürtlerdir. Kürtlerin yüzde 90'ı ABD yanlısı bir tavır içinde. Buna karşılık Türkiye'de Türk halkının yüzde 80 - 90'ı ABD'ye karşı. Roller artık değişti'' diye konuştu.
ABD çıkarlarını düşünür
Öcalan, çıkacak bir affın Abdullah Öcalan'ı kapsaması halinde yararlı olacağını öne sürdü. Lübnan'da yayınlanan ''El Mustakbel'' gazetesine de demeç veren Öcalan, PKK'nın son zamanlarda artan eylemleri konusunda, ''PKK çıkmaz bir yola girmiştir. Onların Kürtlerin lehine olacak bir şey yapma imkânları yoktur'' dedi.