CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Suriye politikası konusunda iktidara yönelik eleştirilerde bulundu. Başkanlık Sistemi ile ilgili son sözü söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından konu başlıkları şöyle:
- Ölen insandır. Terörü her dönem lanetledik. Terörle sonuç olmayacağını her zaman söyledik. Terör yüzünden ölen insanlara kimliği ne olursa olsun sahip çıkmak bizim insanlık görevimiz.
- Suriye politikası bizim kanayan yaramızdır. Sizin ne işimiz var sizin Suriye'nin içişlerine müdahale etmekle? Öbürü de senin içişlerine karışıyor. Ona niye kızıyorsun?
- Lizbon'daki Sosyalist Enternosyanel toplantısında bir Suriye komisyonu kurulmasını teklif ettik. Teklifi sunan biziz.
- Biz her uluslararası toplantıda, Türkiye'nin onuruna yaraşır kararlılığı göstermeye çalışıyoruz.
- CHP olarak Suriye konusundaki çözümün bir parçası olacağız.
- Suriye halkı acı çekmemeli. Suriyeliler birbirlerine silah çekmemeli.
- Biz CHP olarak, anayasa değişiklikleri konusunda söylediklerimizin hep arkasında durduk. Şimdi bazı önemli düzenlemeler de var bizim önerilerimiz arasında. Örneğin kanun hükmünde kararnameyi çıkararak parlamentoyu devre çıkaran bir düzenlemeye karşı çıkıyoruz.
- Efendim, ya Mart ayı sonuna kadar bitirirsiniz, bitirmezseniz biz kendi anayasamızı vereceğiz dediler. Şantajla bir ülkenin anayasası değişmez. Hiçbir şantaj, hiçbir CHP'li için yeterli değildir.
- Kabul etmezseniz, sonuçlandırmazsanız biz kendi anayasamızı getireceğiz diye şantaj yapıyorlar.
- Erzurum ve Sivas Kongreleri'ne bakın önce. Niye onlar Başkanlık Sistemi'ni kurmadılar? Halkın doğrudan iradesine saygı duydukları için.
- Başkanlık sistemi gelsin. Niçin? E ben Cumhurbaşkanı olacağım. Ee? E benim yetkilerim olmayacak.
- Sizin rejim değişikliğiniz, CHP parlamentoda olduğu sürece gerçekleşmeyecektir.
- Bir tek CHP'li kalana kadar asla ve asla düşüncelerimizden taviz vermeyeceğiz.
- Bu ülkenin meclisi kan ve gözyaşı ile kurulmuştur.
- Bir kişi çıkıp "herşey benim yetkilerimdedir" derse, orada demokrasi söz konusu olmaz. Orada totaliter rejim söz konusu olur.
- Sen önce kanunların sana verdiği yetkileri doğru düzgün kullanmayı öğren!
- Çağdaş uygarlık statik bir anlam taşımaz. İnsan Hakları üzerine kuruludur. İnsanı odağına alır. Herkesin karnının doyduğu, işi aşı olduğu bir şeydir çağdaş uygarlık.
- Yönümüzü batıya çevirdik derken, yüzümüzü çağdaş uygarlık yönüne çevirdik diyorduk biz.
- Demokrasi yüzde 51 ile ölçülmez. Dünyanın düz olduğunu milyonlarca insan kabul ediyordu. 1 kişi çıkıp dünya yuvarlaktır dedi.
- Her CHP'liye büyük görevler düşüyor. Biz üstümüze düşeni yapıyoruz. Ama herkes yapacak. Bu ülkede yaşayan herkesin çocuklarına karşı sorumluluğu vardır.
- Biz çocuklarımıza çağdaş, bağımsız ve özgür bir Türkiye bırakmak zorundayız.
- Yapay gündem belirleyerek bir ülkenin başbakanlığını sürdürmek ne kadar ahlaklıdır? Sıradan bir söz değil bu: "Ben gündemi belirlerim. Halkın gündemini çalarım." Bu demek bu.
- Köşe yazarları, gazeteciler daha yürekli olmalıdır. Bedel ödemek gerekiyorsa, o bedeli ödemekten kaçınmamalıdırlar.
- Aydın olmak demek, halkın çıkarlarını savunmak demektir. Bir şey söylersem acaba iktidar sahiplerini üzer miyim? Böyle medyacılık olmaz.
- Size Ayşe hanım teyzeden bir iki örnek vermek isterim. Ayşe hanım, tencereyi koydu ateşin üzerine ve başladı yemeği pişirmeye. Önce kuru soğanı doğradı ve düşündü. Kuru soğana gelen 1 aylık zam yüzde 30. Sonra sivri biber doğrayayım dedi. Sonra domates doğrayayım dedi. Domatese 1 ayda gelen zam yüzde 12.
İşte bu AKP yemeğidir. Bu yemeğin tadı tuzu olur mu?
- Neredeyse en temel gıda maddelerinde zam yüzde 50'yi bulmuştur.
- Hani medya halkın gözü, kulağı ve sesiydi? Halkın değil iktidarın sesi olursa, o medya tiraj kaybeder.
- Ben Ayşe teyze kötü yemek yapar demiyorum. Elbette güzel yemekler yapar. Ben Ayşe hanımın sesini yükseltmesini istiyorum.
- Kış aylarındayız. Sadece mutfak masrafı yok. Fatura ödeyecek halk. Kabahat sadece AKP iktidarında mı? Hayır. Ayşe teyzenin de kabahati var. Sen iktidara taşıdın!
- Yemeyeceğiz, içmeyeceğiz. Türkiye'yi dolaşıp halka AKP iktidarını anlatacağız.
- Değerli arkadaşlarım, ekonomi iyi yönetilmiyor. Defalarca söyledik. Artık Türkiye'de vatandaş da ekonominin iyi yönetilmediğini zamlardan sonra gelecek.
- Türkiye iyiye gitmiyor. Kim ne derse desin. Gazetelerin renkli sayfalarına kanmayın. Herkes evindeki mutfağına baksın. Herkes gırtlağına kadar borca batmış.
- Ekonomiyi iyi yönetmek için Bülent Ecevit bir kurum getirmiştir. Bu kurum en son ne zaman toplanmış? 2009. 3 yıldır toplanmamış. Ekonomi perişan.
- O sözde aydınlara bir şeyi hatırlatmak isterim: Recep Tayyip Erdoğan'ın ipiyle kuyuya inmeyin, sizi çok fena ters köşeye yatırabilir.
- Düne kadar herkes Ergenekoncu'ydu. Biz burada insan hakları ihlalleri var dediğimiz zaman, bize hemen "haa sen Ergenekoncu'sun" dediler. Şimdi ne yapacaklar, merak ediyorum.
- Sayın başbakanın gidip Ergun Saygun'u ziyaret etmesi doğru bir harekettir dedik. Vicdanı rahatsız arkadaşlar, vicdanı rahatsız.
- Artık unutmamamız gereken bir şey var: Erdoğan hatalı davrandığını anladı. Jetonu geç düştü. Hiç düşmemesinden iyidir. Böyle davrandı diye hemen aklandığını sanmasın. Kamu vicdanında aklanmadı daha.
 - Kim olursa olsun, savunma, bütün demokrasilerde kutsal bir haktır. İstanbul barosuna uygulanan baskıyı şiddetle ama şiddetle protesto ediyoruz.
- Suriye'de insan hakları ihlalleri varsa biz de tepki gösteriyoruz. Dünyanın her yerindeki ihlallere karşı çıkacağız. Birisi Türkiye'de işkence var dediğinde "siz içişlerimize karışmayın" diyebilir misiniz? Dememeniz lazım.