MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli NTV-Star TV ortak yayınında Nazlı Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyor.
Nazlı Çelik: Bir yandan Kandil operasyonu gelirken bir yandan da bugün Münbiç gündeme geldi. Türk askerleri Amerikan askerleri ile Münbiç’teler.
Devlet Bahçeli: Öncelikle Star ve NTV televizyonuna teşekkürlerimi sunuyorum. Tabi ülkemizin gündemi çok ağır. Sorunlar gittikçe derinleşerek geliyor. Fakat son yıllarda özellikle bölücü terörle, FÖTE ile mücadelede ve Türkiye’yi yakından tehdit eden komşu ülkelerdeki gelişmeler karşısında bugünkü siyasi iktidar TSK iel birlikte çok azimli ve karralı bir tavır içine girmişlerdir ve bazı tehditleri ortadan kaldırmışlardır. Bunlardan birisi Afrin’dir. En son Menbiç bir çıban başı olarak durmaktaydı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle bir askeri müdahaleye gerek kalmaksızın diplomasi ile olayları takip etmek suretiyle ABD ile bugüne kadar aykırı bir politika takip eden ABD’yi ikna etmek suretiyle Münbiç’te Amerikalı askerlelr Türk askerlerinin güvencesini sağlayarak YPG’yi oradan uzaklaştırmışlardır. Bunlar önümüzdeki günlerde dış politikanın gelişimi sürecinde temel taşlar olarak tarihe kayıt düşecektir. O bakımdan ben tebrik ediyorum. Çok hayırlı bir teşebbüstür. Münbiç sorununun diplomasiyle çözümü olumlu, arkası gelmelidir diye düşünüyorum.
Nazlı Çelik: Kandil operasyonu sürerken muhalefet adayları zamanlamasını manidar buldular bu operasyonun ve bir seçim yatırımı olarak değerlendirdiler.
Devlet Bahçeli: Her biri Cumhurbaşkanlığı adayı olarak toplumun huzuruna çıkan şahsiyetler. Bazı konular vardır ki bunlar beka meselesidir, milletin temel güvenlik meselesidir ve önemli bir köklü sorunun çözümünde atılan hayırlı adaımlardır. Bunları 4 günlük seçimle ilişkilendirerek Türkiye’nin mücadelesinin önünü kesmeye kalkmak caydırıcı bir vasıfla bazı dış güçlere hoş görünmek, PKK’ya taviz vermek çok yanlış bir hareketttir. Bu tür davranışların gereği yoktur. Seçim olsa da olmasa da Kandil’e Türk bayrağı dikilmelidir. Bundan niye rahatsız oluyorlar. 4 gün daha sabretsinler seçim nasıl olsa olacak. Bunu Kandil’le ilişklendirerek caydırıcılık görevini üstlenmiş bir takım zumreler olmaları çok dikkat çekicidir. Milletimiz bunları affetmeyecektir.
Nazlı Çelik: Bir grup toplantısında erken seçim teklifinizi açıkladınız ve bir tarih verdiniz. Dönüp baktığımızda yaptığınız çıkışlarla hep kritik bir rol oynadınız. Belki de ülkenin kaderini tayin eden çıkışlar oldu bunlar hep. Neden bu erken seçime gerek duydunuz acaba?
Devlet Bahçeli: Erken seçim ihtiyacın ötesinde zaruri hale gelmişti. Onun için Türkiye’nin bekası, güvenliği, geleceği, açısından bir erken seçim uygulaması bana göre doğru bir yaklaşım olacağı kanaatini taşıdım. Arkadaşlarımla da bunu paylaştım. Yeni bir anayasa değişikliği arkasından halk oylamasıyla anayasa değişikliğinin milletçe kabulü dikkate alındığında önümüzde üç önemli siyasi olay bulunmaktaydı. Bunlardan birisi Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurulması, 31 Mart 2019 tarihinde mahalli idareler seçimleri, üçüncüsü de 3 Kasım 2019’da Cumhurbaşkanlığı ve meclisin seçimine dayalı bir siyasi faaliyet. Bunları dikkate aldığımızda Türkiye’nin geçirmiş olduğu süreçler, terörle mücadele, FETÖ ve kalıntılarıyla sürdürülen mücadele ve çevremizdeki ateş çemberi dikkate alındığı vakit seçimin erkene alınması ve güçlü bir iktidarın ve güçlü bir meclisin oluşması ve bazı kararların daha etkin ve verimli şekilde alınmasının yolunun açılması gerekiyordu. Yerel seçimler nereden bakarsanız bakın 23-24 bin insanla ilişkili bir seçimdir. 11 partinin yerel seçimlere girme ihtimalini dikkate aldığınız vakit Türkiye’de neredeyse 200 bine yakın kişinin aktif siyasetle meşguliyeti söz konusudur. Her partiden insanın bulunduğu çevreden etkileme ve etkilenme gücünü dikkate aldığınızda Türkiye’deki siyasi kutuplaşmayı, kaosu, kargaşayı arttırabilecek bir konuma gelebilirdi. O sebepten bu sistem oturduktan sonda mahalli idareler seçimlerinin yapılması daha doğru olur düşüncesi ile hareket edilmiştir. 26 Ağustos 2018 tarihinde bir erken seçimi yapılması düşüncemizi kamuoyuyla paylaşmış olduk.
Nazlı Çelik: Neden 26 Ağustos efendim?
Devlet Bahçeli: Bir zaferin devamı, yeni bir sistemin oturması, onu bir zaferle taçlandırmak, tarihimizdeki hem 1071 hem 26 Ağustos’u dikkate alarak bir anlam yüklemek için bu yapılmıştı. Bu önerimiz tabi biraz daha ayrıntılı şekilde düşündükleri takdirde Kurban Bayramı’nın sonuna veya önüne geliyor o tarihler. 100 bini aşkın bir hacca gitme arzusu taşıyan milletimizin evlatları var. Onları da dikkate aldığınız takdirde 26’sı belki de seçimlere katılım oranı açısından bir zafiyet yaratır düşüncesiyle bunun erkene alınması siyasi iktidar ve sayın Cumhurbaşkanı tarafından değerlendirmelerde bulunmuşlar. Sonra bizi davet ettiler erken seçim kararımızla ilgili çok yönlü araştırdıklarını, düşündüklerini fakat bunun belli sebeplere dayalı olarak 24 Haziran’da olmasının yararlı olduklarını ifade ettiler. Ben de, “Bu takdirinizi saygıyla karşılıyorum, bugün isterseniz hemen kamuoyuna duyurabilirsiniz” diye...
Nazlı Çelik: Siz ilk Salı günü yaptığınızda açıklamayı Cumhurbaşkanının haberi var mıydı efendim?
Devlet Bahçeli: Hayır haberi yoktu. Daha önceki görüşmeler sırasında seçimlerin ne zaman yapılması gerektiği konusunda karşılıklı görüş alışverişi oluyor. Zaten kamuoyunda da bu tartışılıyor. Televizyonlarda 60 günden buyana hiç değişmeyen bir kadro var. Bunlar Türkiye’nin, dünyanın bütün gelişimini yorumlayan, takdirini önceden bildiren ve Türkiye’de de zaman zihni kargaşalara sebebiyet veren bir zümre bu. Bunlar erken seçim olabilir, ittifaklar şöyle olabilir, ittifaklar bozulabilir, barajı aşıp aşmayacakları şüphelidir, bunlar şöyledir bunlar böyledirler zaman eritiyorlar. Bunu önlemek lazım. Şimdi 24 Haziran’da bütün 60 günlük düşünce birikimini beklesinler 25 Haziran’da ne kadar doğru ne kadar yanlış olduklarını anlasınlar.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:
(İttifak konusu) Cumhur ittifakının hayırlı olacağını düşünerek toplumla paylaştık. Yasal çerçevede ele alınması ülke için önemliydi. Terörün belinin kırıldığı bir dönemde çözüm süreci olamaz. Malum televizyonlarda arkadaşlarımız seçim süresine girdiğimiz günlerden beri bazı sinsice kavramları ortaya koyarak hatalar işlemişlerdir. Bunlardan biri Kürt oylarının Cumhur ittifakını dikkat alındığında oy kaybına uğranacağını ve MHP'ye destek vermeyeceklerini düşünerek meydanlarda işlediler.
(AK Parti ile MHP'nin ortak miting yapması) Birlikte miting yapmak tartışmalara neden olabilirdi. Fitne yaratan bir zümre var, ona engel olmak istedik.
Yeni sistemle Cumhuriyet'in 3.evresine geçiyoruz. Erdoğan'ın rakiplerine hiçbir şans tanımıyorum. İnce'nin üslubu sert ve kavgacı. Muharrem İnce Bey karşılıklı atışmalardan zevk alıyor.
Geçmişte söylediğim sözlerin arkasındayım. 15 Temmuz bir milattır, birbirimize destek vermeliyiz.
Cumhurbaşkanı birinci turda belirlenmeli. Türkiye'yi geri götürmeye gerek yok.
Bize suçlamalar geliyor. Geçmişte böyle düşünmüyordunuz. 49 yıllık bir siyasi partinin başkanıyım. Türkiye'de hiçbir siyasi partide olmayan görüş MHP'de vardır. Ama bazı konular vardır ki MHP hassas davranır. Açılım ve çözüm sürecinin çok yoğunlaştığı bir dönemde 28 maddelik bir anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi istendi. Biz hayır grubunu temsil ettik. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmesine karşı çıktık. Sebebi vardı. Çözüm süreci ortadan kalkacaktı.
(Bahçeli'nin AK Partililere uyarısı) AK Parti'den bazı isimler halkla münasipleri sırasında ne cumhurbaşkanını ağızlarına alıyorlar ne de ittifakı. Sadece AK Parti'nin Meclis'te güçlü kalmasını hedefliyorlar. Bunu saptırıp MHP'ye verilecek oyları alma çabasındalar. İsim söylersem fitneye biz de katılmış oluruz.
(Cumhur ittifakı) Tabanımızda herhangi bir rahatsızlık yoktur.
(Bahçeli'nin başkan yardımcılığı iddiası) Aynı noktadayım, herhangi bir beklenti ve talebim yok. Ülkücünün bir haysiyeti vardır, pazarda alınıp satılmaz.