İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de insanların borç yükü ve işsizlik altında ezilmeye devam ettiğini belirterek, "Millet gerçek sorunlarına çözüm beklerken, ülkeyi yönetenlerin derdi sosyal medyayı baskılamak, muhalifleri içeri atmak, işe yaramayan ama birilerinin işine çok yaradığı bizler tarafından bilinen birtakım kanuni düzenlemeleri yapmak, paralel barolar kurmak" görüşünü savundu.
İktidarın konuşulmasından korktuğu tek konunun ekonomi olduğunu öne süren Türkkan, ekonomiyle ilgili herhangi bir konu gündeme geldiğinde iktidarın hemen yapay bir gündem oluşturduğunu söyledi.
TWİTTER
Kulis: AK Partili vekil 'Babacan kur gibidir, dolar yükselirse yükselir, düşerse düşer' dedi
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilirken çok pembe tabloların çizildiğini dile getiren Türkkan, "Türkiye'yi yeni sistemle beraber dünyadaki ilk 10 ekonominin içine sokacaklardı. Geldiğimiz noktada Türkiye, dünyadaki ilk 20 içinde bulunduğu sıralamadan aşağıya düşmek üzere. Şu anda 20'de tutunmakta zorlanıyor. Hani dolar düşecekti, Türk lirası değerlenecekti. Dolar 2018'de 4,68 TL iken bugün 6,85. Bu rakama da kanmayın. 7 Lirayı geçmesin diye Merkez Bankası, döviz rezervlerinden, dünyadan borçlanarak temin ettikleri 100 milyar doları 7 lirayı aşmasın diye piyasaya verdiler." değerlendirmesinde bulundu.
Ekonominin koronavirüs ile "komaya girdiğini" iddia eden Türkkan, "Salgın sürecinde yüz binlerce iş yeri kapandı. Şu anda milyonlarca işsiz insan var. Kovid-19 sürecinde Türkiye tarihinin en yüksek işsizlik rakamlarına ulaştı. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) hesaplama yöntemine göre, Türkiye'de işsiz sayısı 18 milyona dayandı." dedi.
Türkkan, kamu bankaları aracılığıyla maliyetinin çok altında krediler dağıtıldığını, esnafa 6 ay ödemesiz 25 bin TL ile 50 bin TL destek kredisinin açıldığını, vatandaşa 6 ay ödemesiz 10 bin lira destek kredisi verildiğini ve bu destek kredisinden 7 milyon kişinin faydalandığını söyledi. Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu parayı dardaki vatandaş, işini kaybeden esnaf falan göremedi. İyi, kötü maaşı olan, tükenmekte olan orta kesimler bu borçların altına girdi. Karşılıksız para bastılar piyasayı paraya boğdular. İktidarın hamlelerine bakınca baştan aşağıya seçim yatırımı kokuyor. Bütün bu yapılanların altında yatan tek bir şey var; bir erken seçim hazırlığı. Erken seçim bağıra bağıra geliyor. Psikolojik ve ekonomik olarak yıpranan vatandaşlarımız olası bir erken seçimde iyi hissetsinler diye de birtakım şeyler düşündüler. Şartlar daha kötüleşmeden ikinci el araca altı ay ödemesiz, sıfır arabaya 12 ay ödemesiz krediler açmaya başladılar. Zararına verilen konut kredisiyle 'evini bugün al, 12 ay sonra ödemeye başla' demenin ne anlama geldiğini ilk başta anlamak zor gibi görünür. Daha vergi ödemesi, aldığı kredinin geri ödemesinin ilk taksidi, çektiği tatil kredisi borcunun ilk taksidi gelmeden seçime gidecekler gibi görünüyor. İktidar koltukta kalma uğruna ülkeyi ekonomik iflasa sürüklemeyi göze aldı."