Cumhurbaşkanı Erdoğan Sakarya'daki toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Sen gidip başka ülkelerde seçim propagandası yapıyorsun. Bak İsveç'in eski başbakanı, dışişleri bakanı güzel bir açıklama yaptı "Siz gelip bizde yapıyorsunuz" dedi. "Yoksa beni de içeri mi alacaksınız" dedi.
Şimdi çok enteresan... Aynı zamanda yine geçenlerde bir Alman televizyonunda, eski genişlemeden sorumlu komiser, bir programda burada mahkum olup kaçıp Almanya'ya giden bir ajan terörist var ya, onlarla aynı programda rezil etti onu. "Bir defa Erdoğan’a diktatör demekle yanlış yapıyoruz" dedi. "AB sürecinde biz sık sık görüşürdük" dedik. Ve "Ne dediysem Türkiye yerli yerine getirdi" dedi.
NE GERİ KABULU YA... GEÇ ONLARI
Ne geri kabulu ya... Geç onları geç. Sen benim bakanımı, Hollanda'ya sokmayacaksın, sen benim dışişleri bakanıma uçuş izni vermeyeceksin, benim topraklarım olan başkonsolosluk binasında görüşme yapmak, oraya girmesine fırsat vermeyeceksin. Eee? Bizden buralara girişi bekleyeceksin yok öyle şey. Arapların güzel bir sözü var "Men dakka dukka" Kim dak ederse, orada dak olur. Şimdi siz bunları mı yaptınız? Sen atını itini benim oradaki Türk vatandaşlarımın üzerine mi saldın? Benim orada Hüseyin Kurt'umu itlerine mi ısırttın. Bunun bedelini ödeyeceksin.
TÜRKİYE GİBİ BİR DOSTUNU KAYBETTİN
Ey Rutte, sen seçimi birinci parti olarak almış olabilirsin. Ama bilesin ki Türkiye gibi bir dostunu kaybettin. Efendim "seçimden sonra başbakan ile bir yemek yiyebiliriz" Biz de öyle bir başbakan yok, geç o işi. Sen kaybettin. Avrupa'da kim bunları yapıyorsa ki, Almanya bu işin başını çekmiştir. Onlarla da bu işi enine boyuna oturup konuşacağız.
4 bin 500 PKK'lı dosyası verdim bunlara ben. Hiçbiriyle alakalı adli bir işlem yapmadı. ama kendisi kalkıyor buradaki bir ajan teröristi... Bir Alman rezidansında bunlar saklıyor. Bir ay sakladılar. Bunu alman şansölyesi benden istiyor. “dedi ki onu bıraksanız…” Dedim ki “bizim yargımız bağımsızdır” Sonunda mahkeme çıktı ve tutuklandı. Neymiş Alman vatandaşıymış… Ne vatandaşı olursa olsun. Eğer bunlar Türkiye’de gizli ajanlık yapıyorsa bunun bedelini ödeyecek.
‘HAYIR’ PROPAGANDASI YAPANLARA KAPILARINIZI AÇIYORSUNUZ
Bizim ki diplomat ya… Sen onun önünü kesiyorsun. Öbürleri vatandaşım, senin de vatandaşım. Benim de aynı zamanda soydaşım. Ben onların hakkını aramazsam, kimin hakkını arayacağım? Üstelik ‘hayır’ propagandası yapanlara kapılarınızı açıyorsunuz. Hayır kampanyası yapmak üzere, PKK ile beraber Avrupa’yı dolaşan, ki bunlardan birisi Barolar Birliği Başkanı’dır. Sen nasıl Barolar Birliği başkanısın ya… Senin PKK ile birlik olduğunu kim anlatabilir…
Şimdi sesleniyorum. Hayır diyenler, Cumartesi günü Çanakkale Köprüsü’nün temelini atıyoruz. Evet mi hayır mı? Sıkıysa Hayır desinler… Diyebilirler mi? Artık millet bunu yutmuyor. İnşallah dünyanın bir numaralı köprüsü olacak.
TÜRKİYE'DEKİ OYLAMADAN SİZE NE YA...
Türkiye’deki halk oylamasından, bu Avrupa’dakilere sesleniyorum. Size ne ya… Bu sistem değişikliğiyle Türkiye’nin nasıl sıçrama yapacağını bunlar iyi biliyor.
Ya sen napıyorsun ya… Atlarını itlerini insanların üzerine salıyorsun ya… Bunlarda medeniyet diye bir şey yok. Dünyaya demokrasi dersi verirler öyle mi? Özgürlük dersi verirler. Ama kendi çıkarları söz konusu olduğunda, faşizmin en alasını sergilemekten kaçınmazlar. Bir de ben diyorum ya ‘bunlar yeni Nazizm’dir. Bundan rahatsız oluyorlar. Çünkü Hollanda Nazi tokadı yedi. Peki Hollanda, Srebrenitsa’da 8354 tane Müslüman kardeşimi katlettiniz, onu neyle ifade edeceksiniz? Bunların hepsini yaktılar biliyorsunuz ve bir çoğunun kabri bilinmez. Yazıklar olsun bunların demokratlığına. Yazıklar olsun sizin Avrupa Birliği değerlerinize. Yazıklar olsun sizin hukukunuza adaletinize.
BUNLAR HAÇLI HİLAL MÜCADELESİNİ BAŞLATTILAR
AB’nin Adalet Divanı bir açıklama yaptı. İşverenlere diyor ki “isterseniz işyerlerinize başörtülü çalışmak isteyenlere müsaade etmeyebilirsiniz. Hani inanç özgürlüğü? Hani din özgürlüğü? Bu kararı veren kim? AB’nin Adalet Divanı. Bunlar Haçlı hilal mücadelesini başlattılar, başka izahı olamaz ve şu anda yaptıkları budur. Açık söylüyorum, Avrupa hızla ikinci dünya savaşı öncesi günlere doğru yuvarlanıyor.
TÜRK TİPİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre bir model oluşturduklarını belirterek, "Birileri Cumhurbaşkanlığı sisteminin dünyada örneği yok diyor. Ben Türk tipi başkanlık dedim. Biz de kendi modelimizi oluşturuyoruz. Türkiye olarak kendi ihtiyaçlarımıza, kendi kültürümüze uygun model geliştirdik. Milletimizin onayına sunuyoruz. Anayasanın hükmü neyse, Cumhurbaşkanı ona uymak zorundadır. Meclisin çıkardığı kanun Cumhurbaşkanının kararnamesinin üzerindedir. Olay bu kadar açık ortada" dedi.
Türkiye’nin büyük ve güçlü olmak için istikrarlı bir yönetime ihtiyacı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Gençler Türkiye’yi son 16 yıldır yönetildiği gibi zannediyor. Öyle bir şey yok. Türkiye 1991 yılından beri istikrarlı bir yönetimle yönetilseydi büyümemiz 2 kat olacaktı. Kişi başına milli gelir 11 bin dolar olmayacaktı, 22 bin dolar olacaktı. Fena mı olur? Ama yakalayacağız. İşte yeni yönetim sistemi. Ülkemizin gelecekte bu imkana kavuşmasına sağlayacak. Bu seçim asıl gençler için önemli. 16 Nisan sizin gününüz. Seçme hakkına sahip 18-25 arasındaki 8 milyon genç seçilme hakkına sahip oluyor. Ana muhalefetin başı 18 yaşındaki çocuklarımızı meclise doldurup askerden kurtarıp, iki yıl sonra 10 bin lira emekli maaşı bağlayacakmışız yalanının haddi hududu olur. Bunlarda yok. 18-25 yaş arası gençlerin yarısı erkek, yarısı kız. Askerliğini yapmamış milletvekili çıktı. Milleti temsil etmek askerlikten daha mı az değerli? Belki CHP, MHP, Ak Parti’den de olacak. Niye bunu bir partiye mal ediyoruz. Gelelim emeklilik meselesine. Bir vatandaş hangi yaşta oluyorsa, milletvekili de aynı yaşta olacak. Bir dönem mi yaptı, milletvekili çalıştığı kurumda sigortası ödenecek. Önce bunları öğren. Güya bu ülkenin ana muhalefetinin başındaki zat bu yalanları söylemekten geri durmuyor. Yalanlarını alt alta sıralasam okul çağına gelmemiş çocuklar gülmekten kırılır" diye konuştu.
DURUP DURURKEN HAKARET ETME
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, yeni yönetim sistemine ilişkin "Kararnameler her şey" söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Erdoğan, "Yok böyle bir şey. Anayasanın amir hükmü neyse cumhurbaşkanı ona uymak zorundadır ve anayasanın düzenlemelerinin üzerinde kararname olamaz. Hatta parlamentonun çıkardığı kanunun üzerinde kararname olamaz. Meclisin çıkardığı kanun cumhurbaşkanının kararnamesini üzerindedir." diye konuştu.
Erdoğan, vatandaşların kendisini İstanbul Belediye Başkanlığı yaptığı dönemden tanıdığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Biz millet nasıl yönetilir biliriz. Diyor ki 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda sanki muhtarlara hitap ediyor.' Sen hayatında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda hitap ettin mi? Orada kimlerin oturduğunu biliyor musun? Önce bir haddini bil. Kendi Cumhurbaşkanına durup dururken hakaret etme, saygısızlık etme. Burada ne konuşulursa orada o konuşulmazmış. Biz omurgalıyız. Ülkemde başka, orada başka, bizde böyle bir şey yok. Bir konuda gerçek neyse, onu burada nasıl konuşuyorsak orada da öyle konuşuruz. Öyle yalpalama yok. Dürüst siyaset budur. Halk bizim kendimiz için birşey istemeyeceğimizi bilir."
Cumhurbaşkanlığı sistemi için vatandaşlardan, ülkenin ve milletin faydasına olduğuna inandıkları için destek istediklerini vurgulayan Erdoğan, "Görüyoruz ki milli demokratlar cumhurbaşkanlığı sisteminin yanında, bölücüler ve dış güçler ise karşısında yer alıyor. Milli olan, demokrat olan, yerli olan hiç kimsenin bu anayasa değişikliğine karşı çıkması için sebep yoktur" dedi. HÜRRİYET