BDP’li Önder, 9. gününe giren Taksim Gezi Parkı protestolarını NTV yayınında değerlendirdi.
Eli sopalı polisleri anımsatan Önder, “Şöyle bir sıkıntı var. Gerek İstanbul Valisi gerek şimdiki İzmir Valisi, sopalarla engellileri döven sonradan sivil polis olduğunu söyleyen vali, bunlar savaş dönemi valileri. Halka şiddet uygulamaktan haklarında soruşturma açılmaları gerekli” diye konuştu.
“Bu pervasızlık cezasız kalmamalı” ifadesini kullanan Önder, “Halk artık oyuncak hamurunuz değil. Hukuk için de başkasına hukuk çağrısı yapmadan öncede kamusal düzeni elinde bulunduran kendisine çeki düzen verir” dedi.
-“ÖNLEM DEYİNCE BUNLARIN AKLINA GAZ BOMBASI GELİYOR”-
2 Mayıs günü polis şiddetinin protesto için kendisinin Taksim Meydanı’nda olduğunu hatırlatan Önder, “En az iki üç defa Gezi Parkı’nda konuştum. Vali isen sorumluluğun var. Bu insanlar senin emanetinde. Bunu göreceksin, önlem alacaksın. Önlem deyince bunların aklına halka gaz bombası atmak geliyor. Bunlar savaş dönemi valisi. Ben o bölgenin vekiliyim. Yetimin hakkını gasp ediyorlar. Bütün bunlar üst üste geldi, millet de ‘yeter artık’ dedi.
Demokratik taleplerini dile getiren halkın net bir tavır beklediğini vurgulayan Önder, şunları kaydetti:
“Cesaretlendirmek lazım, bunun dar bir gündelik politika malzemesi olmadığını anlatmak lazım. Devlet de bu konuda kararlı bir tutum geliştirirse bu mesele demokrasi tarihimize bir kazanım olarak geçer. Kepçenin önüne nasıl durduysam demokrasi dışı yöntemlerle seçilmiş bir hükümete demokrasi dışı yöntemlerle yönelen olursa o tankın önüne aynı şekilde dururum. Herkes durur. Bu demokrasi bilincine halk geldi yönetenlerin de gelmesi gerekiyor.”
-“ASIL OLAN SÜREÇ”-
Önder, eylemlerden herkes ders çıkarması gerektiğini dile getirerek, buna kendilerinin de dahil olduğunu söyledi. “Bir sosyalist olarak söyleyeyim size; ben yerel seçimlerde kesinlikle adaya bakarak oy veririm” diyen Önder, “Tüm bu hak arama mücadeleleri sanki barış sürecinin karşıtıymış gibi konuşlandırılmaya çalışılıyor. Bu tam tersine Kürt halkının çizdiği en önemli çerçeve yasal ve anayasal anlamda tam demokratik Türkiye” şeklinde konuştu.
İmralı heyetinde olup olmamasıyla ilgili hiçbir zaman tartışma yapmadıklarının altını çizen Önder, “Sürece katkı vermek sadece heyette yer alıp almamakla sınırlı değildir. Aktif bir katkı sunmaya devam edeceğim. Bana bildirilmiş ne partim ne bakanlık tarafından bir talep söz konusu değil. Ağzımı açıp niye göndermediniz serzenişinde bulunmam asıl olan süreçtir. Özenli yürütülmesi gereklidir. Artık sivil toplum, akademisyenler de gitmeli. Toplumun bütün temsiliyetçilerinin İmralı’ya soracakları vardır. Bu konularda cesur, kararlı bir yaklaşım içerisinde olmalı, sınırlayıcı değil.” (ANKA)
(HM/ÖZK)