Özince, piyasalarda yaşanan krizi CNBC-E'ye değerlendirdi. Özince'nin konuşmasından dikkat çeken noktalar şöyle:
* Krizle ilgili bir öngörüde bulunmak kolay değil. Ama şunu söyleyebilirim: Benim meslek hayatımda bununla kıyaslanabilecek hiç bir kriz yok. Üstelik yaşanan güven bunalımı yönü de dikkate alınırsa kolay kolay biteceğe benzemiyor.
* Nasıl biter derseniz... Her ülke biz etkilendik mi sorusunu kendisine sormalı, etkilerini ortaya çıkarmalı ve bu etkileri ortadan kaldırmalı. Rating şirketlerinin de bunu teyit etmesi lazım ki piyasadaki güven yeniden oluşsun.
*ABD 'nin yürürlüğe koyacağı 700 milyar dolarlık plan çok büyük hareket ama ben bir bankacı olarak muhattaplarımın sıkıntılarının bittiğini söyleyemem.
* Yaşanan kriz Avrupa'yı da etkileyecek. Sadece Avrupa'da değil dünyanın her tarafında etkiler yaratacak.
* Uluslararası sistem hem bu ortama ve sanal ürünlerle destekli yapısına hem de bu yüksek hacmin rahatlığına çok alışmıştı. Aslında bu kriz öncesinde de bankacılıkta konsolidasyon ihtiyacı vardı.
* Yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıracak uygulamalar ne olmalıdır? Şimdi bunları düzenlemeye çalışacaklar.
* Yatırım bankacılığı bitti diyemeyiz. Şekil değiştirse de öneminin azalacağını düşünmüyorum. Zaten mevcut yatırım bankalarına dahi müşterilerin çıktığı görülüyor.
* Türk bankacılık sektörü halen sığ. Milli gelire oranladığınızda büyüklük çok az. Böyle bir yapıda, krizden falza etkilenmeyecek kadar da klasik türde işimiz var. Türkiye'de bankacılık oldukça sade bir yapı. Karşılıklı dış ticaret ilişkilerinin de etkisiyle bu krizden fazla etkilenmeden yola devam edebilecek.
* Dış finansmanda kısa vadeli işlemlerde dahi ciddi sıkışıklık var. Uzun vadeli dış borç bulmak neredeyse imkansız hale geldiği gibi, kısa vadede de kaynak bulmakta zorluk yaşanıyor.
* Borçlanma maliyetleri hiç tereddütsüz arttı. Bankalar o maliyetleri katlanarak görecek. Türkiye'nin proje finansmanı için uzun vadeli fonlara ihtiyacı var ve kaynak oluşturmak geçmişteki gibi kolay olmayacak.
* 'Türk bankacılık sisteminde sermaye ihtiyacı var' denebilecek hiçbir veri yok. Üstelik ciddi bir likidite var bankacılık sektöründe. Ben böyle bir sermaye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. BDDK'nın buradaki tavrı sektörü çok destekleyici ve özgüveni artırıcı nitelikte.
* Türk bankaları, hele böyle dönemlerde, yurtdışında banka satın alma arayışı yerine Türkiye'de zaten fazlasıyla mevcut olan iç potansiyeli değerlendirmeli. Önce kendi ülkemizdeki işleri bitirelim, konsantrasyonumuzu Türk mali sektörünü büyütmeye verelim.
* Borsadaki bankalarda yabancı payı 1-2 puan azaldı. Ben bankalardakiş stratejik yatırımcı açısından da büyük artışlar beklemiyorum. Özelleştirme ve satışlarla ilgili önemli bir fırsat dönemi geride kaldı.
* Bazı bankalardaki sermaye miktarları artacaktır. Burada yerli mi yabancı ortak mı, hangisi ağırlıklı olacak göreceğiz. Ama genel anlamda büyük hareketler olmaz.
* Bankaların kredi verme iştahı çok azaldı. Son birkaç haftaya kadar durum bu kadar cciddi değildi ama Lehman'ın iflası ve piyasalardaki aşırı ısınma hepimizi ciddi şekilde güçlü likidite politikalarına yönlendirdi. Bu durum çoğunluğu orta ve uzun vadeli olan kredi taleplerini etkileyecek
* Bankacılıktaki kredi arzı yaşanan süreçten çok etkilenecek.