Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen Sakarya Acil Durum Hastanesi, Büyükşehir Yatırımları ve Eğitim Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’nde bir konuşma gerçekleştirdi.
“BENİM ÜLKEM BUNLARIN ELİNE KALIRSA HALİMİZ NİCE OLUR”
Uzun yolculuklardan geldiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
* “Özbekistan’dan geldim. Özbekistan’dan New York’a geçtik. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hitabımızı dünyaya yaptık. Türkevi’nde, bizim inşa ettiğimiz Türkevi’nde dünya liderleriyle elhamdülillah arka arkaya 3 gün birebir görüşmeler yaptık.
* Kim adına yaptık? Milletimizin adına yaptık. Hamdolsun hepsinden de gerek yaptığımız konuşmayla ilgili gerekse milletimizle ilgili hep teşekkürler aldık. Bu teşekkürleri alırken yanımda da arkamda da sadece siz vardınız. Çünkü bu milletin bir evladı olmak, bu milletin bir ferdi olmaktan daha büyük bir bahtiyarlık olabilir mi? İşte onunla yürüdük. Bu coşkuyla yürüdük ve Rabb’im de önümüzü açtı.
* Yaptığımız bütün görüşmelerden hamdolsun ülkeme selamlar var. Ülkeme bu noktada gerçekten sevgiler var. Niye? Afrika’da Türkiye var. Asya’da Türkiye var. Myanmar’da Türkiye var. Arakan’da Türkiye var. Nereye gidersen git, Türkiye var.”
” BAY KEMAL, SAKARYA’NIN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ezelden beri Sakarya bizi bilir. Biz de Sakarya’yı biliriz.” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
* “Sakarya’yı bilmeyenler Ankara’nın batısında gerçekleşen Sakarya Meydan Savaşı’nın burada yapıldığını sanır. Öyle mi? Bay Kemal, Sakarya’nın nerede olduğunu bilmiyor. Yolları karıştırmış. Belediye başkan adayı olmuştu İstanbul’da. Kağıthane’ye ne diyordu? Kağıttepe diyordu. Düşünebiliyor musunuz? Benim ülkem bunların eline kalırsa halimiz nice olur. Onun için çok çalışacağız. Durmak yok, yola devam. Evvelallah ben size inanıyorum. Gümbür gümbür geleceğinize inanıyorum. Sakarya’yı bilmeyenler şu meydanın altında zaten var olan otoparkı seçim vaadi olarak söyler. Öyle mi? Ama hamdolsun bizim 40 yıldır tüm ilçeleriyle Sakarya’nın neredeyse her karışında izimiz var.”
Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yılını geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, bu yıl Ağustos’un 26’sından Eylül’ün 9’una kadar da ‘Yunan’ı ülkeden söküp atarak’, Milli Mücadele’yi zaferle neticelendirdikleri bir dizi zaferin 100. yılını coşkuyla kutladıklarını dile getirdi. Erdoğan, bu vesileyle Anadolu topraklarını kanlarıyla sulayarak kendilerine vatan olarak bırakan tüm şehitleri ve gazileri rahmetle yad ettiğini aktardı.
Erdoğan, “Bunlar şehit nedir bilmez. Bunlar şüheda nedir bilmez. ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Bay Kemal, bunları bilmez ama alışacak.” dedi.
ALTILI MASA ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki aktif sigortalı sayısının 167 binden 326 binin üzerine çıktığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
* “Biz öyle birileri gibi yarısı yalan, yarısı yanlış, bir kısmı da iftiradan ibaret boş laflarla milletimizin vaktini heba etmiyoruz. Biz yapılmış, bitmiş, milletin hizmetine sunulmuş yatırımları, seçim vaadi olarak söyleyerek kendimizi komik duruma da düşürmüyoruz. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Hizmetlerimizle konuşuyoruz. Projelerimizle konuşuyoruz. Yatırımlarımızla konuşuyoruz. Erenler ne diyor; ‘Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.’ İnşallah 2023’te bir kez daha kimin ülkemizi ve şehirlerimizi eserleriyle şenlendirdiğini, kimin yerinde yeller estiğini göreceğiz.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi partisindeki hizipleri idare etmekle karıştırıyor. Şimdi malum bir Altılı Masaları var. Bu Altılı Masa’dan bir şey çıkar mı? Bunlar her toplantıda, sadece bir sonraki toplantıyı kimin evinde yapacaklar onu konuşuyorlar, başka bir şey yok. Birileri ülkeyi yönetmeyi, kurdukları masaya oturttukları ve etrafında topladıkları güya gizli ortaklarını idare etmekle karıştırıyor.
* Birileri ülkeyi yönetmeyi, vesayet tetikçiliğiyle darbe destekçiliğiyle kendilerine emanet edilen kurumları batırmakla karıştırıyor. Ya bu Bay Kemal, Sosyal Sigortalar Kurumu’nu batıran adam değil mi? Orayı batırdı, batırmakla kalmadı ve nice insanlar, evet Savaş Ay’ın programını izlediyseniz, maalesef Sosyal Sigortalar Kurumunda, hastanelerde ölüm döşeklerinde kaldılar. Yine bunlar parti teşkilatlarından devşirdikleri figüranlarla sokak tiyatrosu oynamakla bu işi karıştırıyor. Halbuki kazın ayağı öyle değil.”
“200 ESİRİN TAKASINI KİM YAPTI? TÜRKİYE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’na değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
* “Rusya-Ukrayna arasında savaş var mı? Var. Peki, tarım tahıl koridorunda 4 milyon tonun üzerinde tahılı Karadeniz’den alıp dünyaya dağıtan ülke hangi ülke? Sadece bu mu? Esirlerin takasını, 200 esirin takasını kim yaptı? Türkiye. Aldık ve takası yapıp ülkelerine gönderilmesi gereken yerlere elhamdülillah biz gönderdik. Ve şu anda Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, dünya, evelallah kimleri konuşuyor? Bizleri konuşuyor, Türkiye’yi konuşuyor. Küresel krizlere rağmen bu olayı çözmenin gayreti içinde olduk ve bu işi de Rabb’imin lütfuyla başardık.”
“6’LI MASA’YI GEREKTİĞİ ŞEKİLDE MİLLET OLARAK DEVİRMEYE HAZIR MISINIZ?”
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
* “Eğitim, sağlık, adalet, emniyet ve daha sonra ne dedik? Bunlara ilave ulaşım, tarım, demokrasi. Yetmez. Ne dedik? Dış politika. İşte bu dış politikanın da en son tırmandığı nokta neresi? İşte gördünüz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda dünyaya hitap ettik mi? Hitap ettik.
* Birleşmiş Milletler binasının karşısına Türkevi’ni diktik mi? Allah’a hamdolsun. Artık Birleşmiş Milletler binasının hemen karşısında bizim binamız var. Bütün artık çalışmalarımızı oradan yürütüyoruz. Dikkat ederseniz bunların ülkenin ve milletin herhangi bir sıkıntısının çözümüne dair hiçbir projesini, vaadini duyamazsınız. Teklifini duyamazsınız.
* Çünkü hem öyle bir dertleri yok hem öyle bir kapasiteleri yok hem öyle bir hazırlıkları yok. Bütün umutlarını küresel krizin ekonomimizdeki etkilerine ve uzunca bir süredir fütursuzca yürüttükleri iftira kampanyalarına bağlamış durumdalar. Ülkemizin ve milletimizin sıkıntılarından medet umacak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler.”
“El atına binen tez iner” atasözünü de hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
* “Kendi emeği, kendi gayreti, kendi alın teri olmayan işlere bel bağlayarak iktidar rüyası görenleri, sandıkta sizlerin bir kez daha uyandıracağına inanıyorum. Bu 6’lı Masa’yı gerektiği şekilde millet olarak devirmeye hazır mısınız? Bunu zaten Sakarya söylüyor. Şu anda bu meydan söylüyor. 2023’e giden yolda öyle eskisi gibi siyasi ve toplum mühendisliği ürünü oyunlarla istikameti belirlenecek bir ülke olmadığını bunlara hep birlikte göstereceğiz.
* Ülkemizin son 8-9 yıldır yaşadığı kesintisiz saldırıların sebebi sadece AK Parti’yi, sadece Cumhur İttifakını, sadece Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek değildir. Asıl amaç, Türkiye’yi yeniden siyasetiyle, ekonomisiyle, dış politikasıyla, her şeyiyle, güvenliğiyle malum yerlere, malum güç odaklarına tekrar bağımlı hale getirmektir. Bunların rahatsızlığı bizden değil, Türkiye’nin özgürce kendi politikasını belirliyor, onurluca duruş sergiliyor, üretiyor, büyüyor, gelişiyor olmasındandır.
* Öyle ki Gezi olaylarından FETÖ’nün ilk büyük hamlesi olan 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe girişimine, PKK’nın çukur eylemlerinden DEAŞ saldırılarıyla sınırlarımızın tacizine, özellikle istikbalimizi hedef alan 15 Temmuz darbe teşebbüsünden ekonomimizi mahvetme tehditlerine kadar son dönemde önümüze konan faturanın gerisinde işte bu gaye vardır.”
“HANİ YA HER TARAF EKONOMİDE ÇÖKMÜŞTÜ, BATMIŞTI?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’ya gelirken helikopterden köprüleri gördüğünü belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
* “Allah’a hamdolsun Osman Gazi Köprüsü’nden, bunun yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden, öbür taraftan elhamdülillah İGA’dan uçan yolcu sayısı, Sabiha Gökçen’den uçan yolcu sayısı… Bakıyorsunuz İGA’dan uçan yolcu sayısı 235 bin, öbür tarafta bakıyorsunuz Sabiha Gökçen’den 100 bin. Dünyada havalimanları kapalı, uçuşları doğru dürüst yapamıyorlar ama Türkiye’de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor. Hani ya her taraf ekonomide çökmüştü, batmıştı?
* Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm, araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor ama gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiçbiri yok.
* Tüm dünyayı etkileyen corona virüsü salgını Rusya-Ukrayna savaşı herkes gibi bizim ekonomimizde de tabii ki dalgalanmalara yol açtı ama biz Turkovac’ı çıkardık, kendi aşımızı çıkardık. Sadece kendimiz kullanmadık, fakir fukara, garip gureba ülkelere de bu aşıdan gönderdik. Gelişmiş ülkeler dahi bu tablo karşısında gerçekten şaşkına döndüler. Ne yapacağını bilemez halde sağa sola savrulurken biz güçlü altyapımız ve ön alıcı politikalarımızla kendimizi krizlerden olumlu yönden ayrıştırmayı başardık.
* Daha düne kadar birileri bizi ‘Bu kadar yolu, köprüyü, tüneli, havalimanını, hastaneyi, okulu, savunma sanayi projesini, altyapı yatırımını ne yapacaksınız?’ diye kendi aklınca itham ediyordu. Şimdi aynı kesimler ülkemizin bu sayede hem krizlerin üstesinden başarıyla geldiğini hem de sürekli hedef büyüterek yoluna devam ettiğini görünce ‘Niye daha fazla yapmadınız?’ bunu sormaya başladılar.”
“Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla. İşte bu 5 başlıkla biz yolumuza devam ediyoruz.” diyen Erdoğan, “İktidar heveslerini, programları, eserleri, vizyonlarıyla milletin gönlüne girerek gerçekleştirmeye çalışmak yerine ülkenin felaketinde arayanlardan kimseye hayır gelmez. Varsın onlar karınlarında 40 tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırmaya çalışmakla vakit kaybetsin. Biz işimize bakacağız. Ülkemize kazandıracak daha çok eserimiz var, yapacak daha çok işimiz var. Şimdi burada Sakarya Demokrasi Meydanı’ndan öyle bir ses verin ki karınlarındaki tilkilerle, kafalarındaki sinsi hesaplarla beraber duymayan kalmasın.” şeklinde konuştu.
“BAY KEMAL HERHALDE SEN DE BU YOLDAN GEÇERSİN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından canlı bağlantıyla Kaynarca-Karasu-Kocaali yolu için yapılan açılış törenine bağlandı.
Erdoğan, “Şu yolun güzelliğine bir bakın. Tünellere bakın. Bay Kemal, herhalde sen de bu yoldan geçersin. Güzel değil mi?” dedi.
“8 AY SONRA BİRİLERİNİ İNANIYORUM Kİ SİZ DELİ EDECEKSİNİZ”
Recep Tayyip Erdoğan, AKP Sakarya Gençlik Buluşması'nda da bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, “Şimdi, genç bir kız kardeşim, kızım diyor ki ‘4 yıldır seçim görmedik, delleniyoruz’ Öyle mi? Geldi, 8 ay var. 8 ay sonra birilerini inanıyorum ki siz deli edeceksiniz. Çünkü onlar gençlik nedir bilmiyorlar, gençlik burada. Biz şimdi gençlerimizle bir aradayız. Heyecanınız için, sevdanız için, aşkınız için her birinize teşekkür ediyorum. Salonlara sığmayan şu muazzam coşkunuz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Genel merkez gençlik kollarımızı, böylesi müstesna bir atmosferde gönüllerimizi bir araya getirdiği için tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“EĞER SİZİ BEN YANILTMAYA ÇALIŞIRSAM BANA DA AYNI TAVRI GÖSTERİN”
Gençlere “Hiç kimsenin sizi yalan yanlış bilgilerle, sosyal medya illüzyonlarıyla asla tutmayacakları, içi de, altı da, üstü de boş vaatlerle yönlendirmesine izin vermeyin” diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
* “İradenize yani fikri özgürlüğünüze sahip çıktığınız, yüreğinizin sesine kulak verdiğiniz müddetçe kimse sizi yanıltamaz, kandıramaz, yanlış yönlendiremez. Açık konuşuyorum. Eğer sizi ben yanıltmaya çalışırsam bana da aynı tavrı gösterin. Benim karşımda da özgürlüğünüzden asla taviz vermeyin. Çünkü Türkiye’nin geleceğini zihni ve bedeni esir edilmiş mankurtlara değil, ancak fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, ufku açık gençlere emanet edebiliriz.
* Milletimizin geleceğini ancak aklıselim ile düşünen, kalbiselim ile hisseden, zevkiselim ile üreten gençlere emanet edebiliriz. Bunun için sizlerden siyasetin sabun köpüğü hükmündeki tartışmalarıyla değil, ülkenin ve milletin geleceğini inşa etme yönünü ifade eden Platon’dan, İbni Haldun’a kadar tüm büyük düşünürlerin konusu olan asıl vasıflarıyla ilgilenmenizi istiyorum.”
“BİZ GÖREVE GELDİĞİMİZDE OY KULLANMANIN YAŞI KAÇTI? 30”
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz seçme ve seçilme yaşını düşürdükçe, gençlerimizin sandığa gitme oranı arttıkça, AK Parti’nin oyu yükseldi. Biz göreve geldiğimizde oy kullanmanın yaşı kaçtı? 30, 30’un altındakiler oy kullanamıyordu. Peki bunu 25’e kim indirdi, 18’e kim indirdi? 25 yaşa indiren biziz. 18 yaşa indiren de biziz. Çünkü CHP gençlere güvenmiyordu. ’25 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ ’18 yaş, Meclis’i çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ Bu ifadeleri kullanıyorlardı. Biz ne dedik, ‘Kendinize gelin. İstanbul’un fethini gerçekleştiren genç 18 yaşındaydı.’ İşte biz o ecdadın torunlarıyız. Dolayısıyla biz gençliğimize güveniyoruz. İnanıyoruz ki bizim gençliğimiz şu anda nasıl parlamentoda 18 yaş genç, parlamentoyu evirip çeviriyorsa bundan sonra bunu çok daha başarılı bir şekilde yürütecek.”
BEYİN GÖÇÜ MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir süredir ‘Türkiye bir doktor, bir mühendis, bir sanatçı kaybetti, filanca ülke kazandı.’ türü hezeyanlarla gençlerimize umutsuzluk pompalamaya çalışıyorlar. Mükemmel çalışma ve hayat standartlarına sahip gösterdikleri ülkeler, karşı karşıya kaldıkları enerji ve gıda krizinin çözümü için bizden yardım istiyorlar. Emin olun bu tür beşinci kol faaliyeti ürünü kampanyalara alet olanların başları sıkıştığında kaçıp gelecekleri yer, yine Türkiye olacaktır. Şimdiden bunun işaretleri görülmeye başlandı. Gelsinler, teröre bulaşmamış ve ülkesine ihanet etmemiş herkese bizim kucağımız da gönlümüz de açık. Hazreti Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaşi Veli’nin, Ahi Evran’ın yaşadığı toprakların bereketi ve bıraktığı medeniyet mirasının gücü hepimize yeter” diye konuştu.