Beki, Hürriyet’teki köşesinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dünkü konuşmasında söylediği “Milletvekillerimiz ve partililerimizin, kulaklarına fısıldanan dedikodulara değil sadece işlerine, önlerine bakmalarını istiyorum. Kimse, basın üzerinden Ak Parti’yi dizayn etmeye heveslenmesin” ifadelerinden yola çıkarak, son dönemlere AKP’yi eleştiren hükümete yakın bazı gazetecileri, isim vermeden ima ederek,
“Medya gibi değil, hatta parti gibi de değil, parti içi bir hizip, özel bir çıkar grubu, dar bir fraksiyon gibi davranmalarından hemen tanırsınız onları. Başbakan’ı, parti yöneticilerini bir gazeteci üslubuyla eleştirmez, onu da geçtim uyarmaya dönük bir dost ve taraftar lisanı dahi kullanmazlar. Güç sarhoşluğuyla hepsini aşmışlardır bütün sınırları. Direkt komut verirler; tavır, söylem ve politika dikte eder, boylarına bakmadan hükümeti baştan aşağı azarlamaya filan yeltenirler” ifadesini kullandı.
Bazı gazetecileri fedai bozuntusuna benzeten Beki, yazısının devamında şunları yazdı:
“Giydikleri gazeteci kostümünün altından sırım sırım sırıtan bu fedai bozuntusu halleri, gördüğünüz yerde teşhis edersiniz. 28 Şubat’ın karanlık günlerinde en ileri giden gazeteci tayfası bile bunlar kadar azıtmamıştı. Eşi menendi eski Türkiye’de dahi görülmedi. Ortalarda bu tiplerin bir benzeri daha dolaşmadığı, zıpçıktılıkta yarışacak dublörleri bile bulunmadığı için, Davutoğlu’nun kastettiği medyanın bu türedilerden oluştuğuna kesin olarak hükmedebiliriz.”