Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,5604
EURO
36,9652
IMKB
10.029,000
ALTIN
3.097,050
 
Hava Durumu ANKARA
0 / 7 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"HİÇBİR MANŞETE ASKER DAHİL OLMADI"
 HİÇBİR MANŞETE ASKER DAHİL OLMADI
 
Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na konuşan Aydın Doğan çarpıcı açıklamalarda bulundu.Doğan, "Medya grubundaki bazı gazetecilerin işten çıkartılması konusunda siyasi bir baskı alıp almadığı sorulan Aydın Doğan, şu açıklamayı yaptı: "'Yazarlar çıkarıldı' deyince akla ilk gelen iki tane yazar oluyor. Biri Emin Çölaşan bir tanesi de Bekir Coşkun. Çölaşan'ı ben kovdum." diye konuştu
 
5.10.2012 - 15:47

"HİÇBİR MANŞETE ASKER DAHİL OLMADI"

Hiçbir manşete askerlerin dahil olmadığını belirten Doğan, "Demokrasi dışı yöntemlere karşıyız" diye manşet attıklarını hatırlattı. Gazete kupürlerini gösteren Doğan, "Silahsız kuvvetler halletsin" diyenin ise asker olduğunu ifade etti. "El koyacağız deseydi o da yapılırdı. Önemli bir haberdi" diyen Doğan, yorumu halkın yapması gerektiğini söyledi. "Siyasilerin yönetim tarzlarından kaynaklanıyordu. Eğer siyasiler muktedir olurlarsa, demokrasi dışı güçlere dik dururlarsa bunlar olmazdı. 27 Nisan'da hükümet dik durdu, eğer durmasaydı olurdu" ifadelerini kullandı.


"MANŞETİN KAYNAĞI DOĞRUYSA BUGÜN DE YAPARIM"

28 Şubat döneminde Anadolu sermayesi üzerinde medya ve silahlı kuvvetler kullanılarak baskı oluşturulduğuna ilişkin bir soruya ise Doğan, "Ben köküme kadar Anadoluyum. Anadolu sermayesine karşı olamam, olmam mümkün değil. Ülker grubu en büyük yeşil sermayeydi. Biz bunu söylemiyorduk. Bunlar bizim reklam verenlerimiz, bunlar batarsa biz de batarız. O gün de bunların yapılmasını doğru bulmuyordum. Manşetin kaynağı doğruysa bugünde yaparım. Tetkik edilmiş bir kaynaktan gelmişse bugün de yaparım" karşılığını verdi. 

"VAY ŞEREFSİZ VAY" MANŞETİ 

"411 el kaosa kalktı" manşetinin sorulması üzerine de Doğan, "Dua ediyorum ki bu soruyu Ertuğrul'a sorsaydınız ama sormamışsınız. Ben Bodrum'daydım ordan haberim oldu. Yanlış buldum, hatadır" ifadelerini kullandı. "Gerekirse silah bile kullanırız" başlığı konusunda Doğan, "Bu lafı söyleyen, abiziddin değil önemli fonksiyonları olan bir paşaysa bundan daha önemli gazetecilik olur mu?" şeklinde konuştu. Ahmet Kaya için atılan "Vay şerefsiz vay" manşeti için Doğan, "Keşke bu kadar keskin ve sert başlık atılmasaydı" diye konuştu.

"YAŞAR BEY'YE HALA KIRGINIM"

Aydın Doğan, Darbe Komisyonu'nun da geçmişin aydınlatılması açısından önemli gördüğünü, hiçbir konunun karanlıkta kalmaması gerektiğini ifade etti. Yaşar Okuyan ile daha önce yaşadığı bir polemik sorulan Aydın Doğan, "Yaşar Okuyan Beyi milletvekili olmadan önceden tanıyorum, zaten kökeni gazeteciliktir. Bakanken bana geldiği doğru. O gün yanılmıyorsam eşininin Tepebaşı'ndaki otelde bir resim sergisi olduğunu ilgi göstermemizi istedi. Ben de arkadaşlara 'sergi ile ilgilenin' dedim. Yaşar Bey iş yasasını sordu. Niye uğraşıyorsun demedim. 'İş olmayan bir memlekette iş güvencesi yasası çıkartmaya çalışıyorsun' dedim. Benden çıktıktan sonra maalesef bir iki kanalda yazıdan dolayı beni tehdit etti. 'Kur'an'a el basayım' daha ne diyeyim ki. Maalesef istismar etti yakıştıramadım, hala Yaşar Bey'e kırgınım" dedi.

"BANA HAVADAN SUDAN ŞEYLER SORMAYIN"

Kendisine gazeteci Mehmet Baransu tarafından gündeme getirilen, darbe komisyonun 28 Şubat tutuklamalarının önüne geçmek için kurulduğu iddiaları hatırlatılan Aydın Doğan, "Bu komisyonun kurulmuş olmasından rahatsızlık duymuyorum, grup olarak da duymadık. Hatta samimi olarak memnuniyet duyuyorum. Bütün korkum bana hep havadan sudan şeyler sorarlarsa olmaz, 'içine içine girsinler' dedim. 'Siz darbeye yardım ettiniz mi?' 'Askerlerle işbirliği yaptınız mı?', 'O dönemde servetinizde nasıl bir mal varlığı artışı oldu?', 'Nasıl zenginlediniz?', 'İhaleleri nasıl götürdünüz?' onları soracaksınız' diye bekliyorum" dedi.

"ERDOĞAN İLE MEDENİ İLİŞKİ İÇERİSİNDEYİZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la arasının nasıl olduğu sorulan Aydın Doğan, bu soruya da şu cevabı verdi: "Gayet iyi. Aramızda dostluk, samimiyet, arkadaşlık, ilişkisi yok ama gayet medeni ilişkiler içerisindeyiz. Kendisini görünce gerekli 'saygıyı' gösteririm, o da 'hal hatır' eder. Bir sıkıntım yok. Olduğu zaman da giderim ülkenin başbakanına. Eğer başbakana gidilecek bir meselem varsa giderim. Şu anda bundan birkaç yıl önce kamuoyuna yansımış olan sertlikler şu anda yok."

"EMİN ÇÖLAŞAN VE BEKİR COŞKUN'U BEN KOVDUM, İYİ Kİ DE KOVMUŞUM"

Medya grubundaki bazı gazetecilerin işten çıkartılması konusunda siyasi bir baskı alıp almadığı sorulan Aydın Doğan, şu açıklamayı yaptı: "'Yazarlar çıkarıldı' deyince akla ilk gelen iki tane yazar oluyor. Biri Emin Çölaşan bir tanesi de Bekir Coşkun. Çölaşan'ı ben kovdum. Kızım ve genel yayın müdürü kovmamak için bana 'şöyle yapalım böyle yapalım' diyerek beni uyutmaya kalktılar. Sonunda dedim ki, ikiniz birden gidersiniz. Sonunda İzmir'de Emin'i kovdular. Emin'in kovulmasında hiçbir siyasi parti, askerlerde dahil, 'bu adamı at' diye bir ısrarda bulunmadı. 'Emin' yönetilemez hale gelmişti, Emin bu gazetenin sahibinin gücü 'bana yetmez' diyordu. Takıntıyı meslek haline getirmişti. 'İ Melih', diyerek her yazısında 10 bin dolar ceza ödemeye başlamıştım. 'Emin takıntıyı bırak, kampanya açmayı bırak' dediğimde de 'hükümetin aleyhine yazmayayım mı?' diyorsun dedi. Ben de ağzıma geleni söyledim. Ben sana 'hükümet aleyhinde yazma' demiyorum, burası 'babanın çiftliği değil' dedim. Emin'i ben çıkardım, çıkarttığıma da çok iyi ettim. Ben kovdum, herkese de hesabını vermeye hazırım. Bekir'e hakkımı helal etmeyeceğim. Bekir'in gitmemesi için çok gayret sarf ettim. 'Gel sana İstanbul'da daire alalım' dedim. Emin her defasında bizden götürdü. Bekir öyle bir şey de yapmadı. Çünkü Bekir'e çok para vermişler. Gazetelerden insanlar ayrılır, giderler, gelirler. Bana hiçbir siyasi iktidar ne Turgut Özal ne Süleyman Demirel ne de askerler 'bunları işten atacaksın' demedi. Sadece telkinde bulundukları olmuştur. 'Bekir'e git' demedim. Bir gün telefon etmiştim 'iyi ki varsın demek için' kendisine. Bekir bir yazı yazmıştı 'iyi ki varsın Hürriyet' diye, çok duygusal bir yazıydı. Ben de onu arayıp 'iyi ki varsın' demiştim, şimdi de iyi ki yoksun diyorum." 

"PAŞALARLA BERABER KARAR VERDİ İDDİALARI ŞEHİR EFSANESİ"

Eski İstanbul Valisi Erol Çakır ve Çevik Bir Paşa ile evinde görüştüğü iddiaları sorulan Aydın Doğan bu soruya da şu cevabı verdi: "Erol Çakır'la Çevik Bir'in bizim evde olduğunu samimiyetle hatırlamıyorum ama Çevik Paşa ile 'ailecek görüşür' müydüm. Emekli olduktan sonra görüştüm, olmadan görüştüğümü bilmiyorum. İstanbul'da birinci ordu komutanları ile mesleğim dolayısıyla Cumhuriyet Bayramları'nda resepsiyonlarda tanışırdım. Genellikle birinci ordudan gelenler de genelkurmaya geldiklerinden genelkurmaydakilerle tanışırım. Özkök'le, Karadayı ile Başbuğ ile görüşürdüm. Ama bu görüşmenin suç olduğu veya 'bir gazete sahibinin askerlerle görüşemez' diye bir şey olduğunu da kabul ediyorum. Beraber oturdunuz, beraber karar verdiniz. Bunlar şehir efsanesi. Böyle bir şey olamaz"

MESUT YILMAZ VE TANSU ÇİLLER İLE İLİŞKİLERİNİ ANLATTI

Aydın Doğan, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller ile olan ilişkilerini ise şöyle anlattı: "Benim 'Mesut bey ya da Tansu hanımı desteklemem' diye bir şey yok. Olay şundan kaynaklandı. Sabah gazetesi Tansu Hanım'ı desteklemeye başladı. Bizimle de rekabetini devam ettiriyordu. Biz de 'Tansu hanıma karşıydık.' Çünkü Tansu hanımın Amerika'daki mal varlığını yayınlamıştık. Tansu hanıma karşı olduğumuz için değil. Gazetecilik yaptık. Hatta o gazeteyici taltif ettik. O haberden sonra Tansu hanımla aramızda 'limoni, hasmane' demeyeyim ama bir gerilim oldu. Ben kendimi birden bire bunun içerisinde buldum. Dinç Bilgin Grubu da 'Tansu hanımı' destekler oldu. Biz Tansu hanıma karşı olduğumuz için 'Mesut beyci' olmak durumunda göründük. Bana Canan Barlas söylemiş 'ihaleleri kredileri götürdüler' diye. Ben Refahyol iktidardayken İstanbul enerji dağıtımı ihalesine girdim ve 'birinci ben oldum.' Öyle biliyordum. Tam o günlerde iktidar değişti, Mesut bey geldi. Mesut bey beni 1,5 sene oyaladı ve iptal etti sonunda. Ben ne Mesut beyden ne Tansu hanımdan ihale aldım. Mesut beyle dostluğum var mıydı? Vardı. Aram iyi miydi? İyiydi. Ama Mesut beyin hükümetinin devrilmesinin en büyük etkenlerinden birisi Türk Ticaret Bankası olayıdır. Bu olayı benim gazetecilerim çıkardı. Birisi burada oturuyor birisi de Sedat Ergin. Benim arkadaşlarım Mesut'un hükümetini devirdi. 'Onunla arkadaşız' diye babam olsa korumam o haberi. Bunlar yakıştırmadır. Siyaseti dizayn ediyor. Ben siyaseti dizayn etmiyorum. O dönemin siyasetçileri beni kendi denetimleri altına alamadıkları için beni yıpratmaya çalıştılar. Devlet kredisi ne demek. Ben Türkiye'de 20 bin adam çalıştıran yılda 1,5 milyar dolar vergi veren bir grubum. Bunlar benim zoruma gidiyor. Aldığım 'evet hatadır POAŞ ihalesi' belki. Ama Koç alacak ona rahat, Ayhan Şahenk, Sabancı alacak ona rahat. 'Senin medyan var sen alamazsın' diye devlette ben onlardan daha mı etkiliyim. Bana sorarsanız onlar benden kırk defa daha etkili."

"SİYASETİ BEN NİYE DİZAYN EDEYİM"

Siyaseti kendisinin dizayn ettiği iddialarını reddeden Aydın Doğan, "Siyaseti ben niye dizayn edeyim, siyaset kendisini dizayn eder. 28 Şubat döneminde hiçbir zaman bizim 'askerler yönetime el koysun, askerlerden yana olalım' diyemeyiz. Askerler geldiği zaman beni 80 ihtilalinde Recep Ergun Paşa, Bülent Ecevit'in 'Arayış' dergisini çıkarıyorum diye 'hapse atarım' dedi. Ben yayınlıyorum 'siz yasaklayın' dedim. Askerin olduğu bir rejimde demokrasi olmaz, demokrasinin olmadığı yerde 'yayın olmaz.' Benim başka işlerim de var ama ana işim yayıncılık. Eğer yayıncılık hakkıyla yapılırsa 'doğru iştir.' Para da kazandırır ama yayıncılık yaparken 'devletten bankadan bir şey götüreyim' derseniz uzun ömürlü olmazsınız. Türk basınında 33-34 yıl kesintisiz gazete sahipliği yapan tek adam benim. Aileden gelmiyorum. Aileden gelenler hiç bu kadar uzun süre kalmadı. Bir zamanlar aileden gelenler yayıncı olurdu, taşradan gelenler olamazdı. Ben Kelkit'ten geldim, oldum. Öğleden sonra didik didik sorun anlatayım her şeyi…"



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


28 ŞUBAT KOMİSYONUNDA GERİLİM

AYDIN DOĞAN'DAN MÜTHİŞ İTİRAFLAR!

DİNÇ BİLGİN'DEN 28 ŞUBAT İTİRAFLARI
»  ÖNDER AYTAÇ GERİ ADIM ATMIYOR!
»  BİRAND, HANGİ GAZETECİLERE TAKLACI DEDİ?
»  STAR MEDYA GRUBU'NDA YAPRAK DÖKÜMÜ!
»  "BENİM İÇİN BUNLARIN HEPSİ HABERDİ"
»  "KOMŞULARIM BENDEN KORKARDI"
»  BİRAND, BU KEZ TWİTTER'DE GAF YAPTI!
»  İNTERNET MEDYASI KAZAN KALDIRDI
»  MEDYA'YA BASKISI AVRUPA GÜNDEMİNDE
»  AA'NIN HABER AKADEMİSİ İFLAS ETTİ!
»  TÜRK- ERMENİ İLİŞKİLERİNE YENİ BAKIŞ
»  VATAN VE MİLLİYET ÇALIŞANLARINA ŞOK
»  GAZETELERE DEKLARASYON CEZASI!
»  ERDAL ŞAFAK HAKKINDA BOMBA İDDİA!
»  YENİŞAFAK'TA YENİ ATAMA
»  GAZETELERİN DEKLARASYONUNA "HODRİ MEYDAN
»  ' SOL' GAZETESİ YAYIN HAYATINA BAŞLADI
»  GAZETELER HABERLERİNE SAHİP ÇIKTI
»  DOĞAN GRUBU MALİYE’YE BORCUNU KAPATTI
»  BEKİR COŞKUN'DAN GÜNÜN YAZISI
»  AKP'DEN YAYIN DURDURDU
»  ÇGD'DEN, AKP'YE YASAK TEPKİSİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.