Sabancı, bir gazetecinin holdingin aktiflerinde Akbank’ın yer alıp almadığı sorusu üzerine, hep konsolide konuştuklarını, hisseleri oranında yer verdiklerini söyledi.
Dünyadaki genel ekonomik trendlere ilişkin, ABD de dahil bir 'çok gelişmiş ülkede krizin ardından çok büyük teşvikler verildiğini, ancak gelinen noktada bundan sonrası için nasıl tedbirler alınacağı, nasıl bir yol haritasının takip edileceği konusunun netleştirilmesi, açıklanması gerektiğini vurgulayan Sabancı, bu konuda çok belirgin bir programın varlığından söz edilememesinin belirsizliği olduğuna işaret etti.
Sabancı, kriz noktasında tüm dünyada bir kere daha iniş olup, ondan sonra iyiye gidişin başlayacak gibi göründüğünü dile getirerek, Avro Bölgesi konusunda ise kuruluşundan bugüne Avro Bölgesinin ve parasının ilk kez böyle bir sıkıntı yaşadığını ve Avro olmasaydı bölgenin çok daha kötü etkileneceğine değindi.
Sabancı, AB’nin para birliğine giderken ülkelerin bütçe özerkliğinden fedakarlıklar gerektiği için entegre bir mali disipline sahip olmadığını ancak, gelinen noktada bunun gerekliliğinin ortaya çıktığını kaydetti.
-"BİZİM KORKULACAK BİR DURUMUMUZ YOK"-
"Şimdi Avrupa bunu yaşıyor" diyen Sabancı, bölgenin, sözünü ettiği entegre mali disiplini sağlamak zorunda olduğunu, bunun kolay olmadığını ancak, ellerinde çok başka bir seçenek de olmadığı düşüncesinde olduğunu ifade etti.
Güler Sabancı, bir gazetecinin, "birliğin dağılma aşamasına geldiği" yorumuna, aynı görüşte olmadığı ve birliğin, mali entegre disiplinle eskisinden daha güçlü olacağı karşılığını verirken, "Artık mütevazı büyümeler görülecek.
Çıkış uzun sürecek, herkesin dediği bu... Asla krizden önceki dengelere ulaşılamayacak, işsizliği azaltacak derecede büyüme uzun sürecek" dedi.
Avrupa ekonomisinde yaşanan gelişmelerden sonra holding olarak herhangi bir hesap revizyonu yapıp yapmadıklarına ilişkin soruya da Sabancı, "Bunu çok önceden öngörmüştük, yeni yıl mesajımda da söylediğim gibi artçı şoklar bekliyorduk. Yunanistan’ın yaşadığı sorun borçların GSMH’ye oranı... Rakamlara baktığımızda bizim durumumuz kötü değil... Bizim korkulacak bir durumumuz yok.
Borcun yapısı da önemli, ne kadarı özel ne kadarı kamu borcu... Bizim durumumuz çok kötü gözükmüyor" yanıtını verdi.
-"BELKİ ENFLASYON HEDEFİ TUTTURULAMAYACAK AMA..."-
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sabancı, Avrupa’da ya da gelişmiş ülkelerde krizden çıkışa ilişkin tek tek paketler dışında kapsamlı bir programın hala açıklanmadığını ancak, Türkiye’nin orta vadeli, 3 yıllık programını açıkladığını anımsatarak, belki enflasyon hedefinin tutturulamayacağını ama diğer onun dışındaki hedeflerin tutacak gibi göründüğünü, bunu iş dünyasına bir yön verdiğini, büyümenin özel sektör kaynaklı olmasının öngörüldüğünü, bunun memnuniyet verici olduğunu belirtti.
Bir başka soru üzerine de Sabancı, üretimde, satışta artış olduğunu, başta konut olmak üzere inşaat ve kredilerde hareketlilik başladığına dikkati çekerek, bunun, istenilen seviye olmadığını ancak bir hareketliliğin olduğunu belirtti ve yeni yatırım için de zaman olduğunu, şimdilik mevcut kapasitelerin doldurulmaya çalışıldığını söyledi.
Güler Sabancı, TÜSİAD’da başkanlık değişiminin ardından bir çizgi değişimi gözleyip gözlemediğini sorulması üzerine, "TÜSİAD’ın ana rotasında değişiklik olmaz. Üslupta, yaklaşımlarda değişiklikler olabilir. Ayrıca ekip olarak başarılı bir basın toplantısı yaptılar. Ekip olarak çıkmalarının güzel bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Başarılar diliyorum" dedi.
TÜSİAD’ın yeni programını nasıl bulduğu sorusuna Sabancı, "Çok çalışacakları gözüküyor" karşılığını verdi.
-"BU TOZ DUMANIN YATIŞMASINI DİLİYORUM"-
Güler Sabancı, kamuoyunda tartışılan güncel konulara ilişkin soru üzerine, bu konuda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanıtının en güzeli olduğunu, bu konularda fazla konuşulmasını doğru bulmadığını aktardı.
Bir gazetecinin, "Sayın Babacan, demokrasi evinin önünü süpürüyor, biraz toz duman olması doğal" açıklamasını anımsatıp, "Siz bu toz dumandan rahatsız mısınız?" diye sorması üzerine Sabancı, "Bu toz dumanın yatışmasını diliyorum.
Tüm Türkiye bunu diliyor zannediyorum. Tüm süreçlerin kısa zamanda tamamlanmasını, belirsizliğin ortadan kalkmasından yanayım. Bir an önce yatışmasında ülke için fayda var" yanıtı verdi.
Sabancı, iş ortaklarının Türkiye’de olup bitenle ilgili merak duyup duymadıklarına ilişkin, ekim, kasım aylarında daha çok Türkiye’nin dış politikası, komşularla sıfır problem konularında sorular geldiğini ama şimdi bu soruların da azaldığını, çünkü konunun anlaşılıp, kabullenildiğini bildirdi.
Böyle sorularla karşılaştığında kendisinin de muhatabına, "Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkileri olması, neden bu kadar yadırganıyor?" sorusunu yönelttiğini anlatan Güler Sabancı, sıfır problem stratejisinin, politikasının Türkiye için bölgede var olan potansiyelin, fırsatların kullanılması desteklediğinin altını çizdi.
Bu çerçevede Teknosa örneğini veren Sabancı, Türkiye’nin servis sektöründe büyümesinin çok önemli olduğu düşüncesini taşıdığını, toplam 3 bin 900 eleman çalışan Teknosa’da çalışanların üçte ikisinin meslek lisesi, lise mezunu ve ortalama yaşın 26 olduğunu anlattı.
"Ülkenin hali hazırda buna ihtiyacı var. Burada da potansiyel var. Her Teknosa’da o bölgenin çocukları çalışıyor, gelip eğitim alıp dönüyorlar memleketlerine ve orada çalışıyorlar. Öngördüğümüz büyümeler buralarda olacak" dedi.
Bir gazetecinin Toyota deneyimini anımsatması üzerine Sabancı, "Orada ortağımızın stratejisi değişti. İşimize geldi sattık. İş dünyasında da kısmet, şans diye bir şey var" dedi.
-"AKSİGORTA’DA AVİVASA’DAKİ GÜZEL ÖRNEĞİ MODEL ALIYORUZ"-
Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü ise bölgede Sabancı Holding için bir girişimin söz konusu olup olmadığı sorusuna, bir potansiyel var olduğunu ancak, ancak şu an için somut bir gelişme olmadığını söylemekle yetindi.
Dördüncü, Aksigorta ile ilgili olarak da 2010’da çok çalışmaları gerektiğini, Aksigorta’da, Avivasa’da yaşadıkları güzel örneği model aldıklarını, yaptıkları şirket birleşmesi, evlilikle sektör lideri haline geldiklerini, "Bu modeli neden tekrarlamayalım?" dedi.
Bir gazetecinin Garanti Bankası-GE örneğini verip Akbank’ta bir gelişme olup olmadığını sorması üzerine Dördüncü, "Ortağımızla gayet iyi gidiyor" yanıtını verdi.
Kriz nedeniyle enerji projelerinde erteleme olup olmadığına ilişkin olarak da Dördüncü, finansman sıkıntıları olmadığını bu nedenle herhangi bir ertelemenin söz konusu olmadığını kaydetti.
-ÇEVRE DUYARLILIĞI-
Dördüncü, holdingin enerji yatırımları konusunda santrallerin çevreye etkisi konusundaki bir soruya, bu konulara çok dikkat edildiğini, yatırımların, IFC, Dünya Bankası kredileriyle yapılması nedeniyle 6 ayda bir, bu kurumlardan müfettişlerin gelip, çevreye etkilerini araştırdığını, holdingin kendi hassasiyeti yanı sıra çok ciddi gözetim olduğunu söyledi.
Erzurum İspir Verçenik Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde yer alan Arkun Barajı HES ve Malzeme Ocakları Projesi;ni örnek veren Dördüncü, söz konusu saha için, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından hazırlanmış yönetim planı bulunduğunu kaydetti.
Alınan bilgiye göre, projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinde, olası etkiler ve önlemlerin değerlendirildiği ayrıca 3 üniversiteye değerlendirme raporları hazırlatıldığı ve ÇED Olumlu Kararı alındı.
Çengel boynuzlu dağ keçisi ile yaban keçisi olan hedef türlerin takibinde, Enerjisa’nın, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış Yönetim Planı çerçevesinde gerekli her türlü ekipman ve insan kaynağı desteğini sağladığı, halihazırda 1 yaban hayatı teknikeri ile 1 orman mühendisinin istihdamı vasıtasıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalara destek olunduğu bildirildi.
Bu bağlamda sahadaki hedef türlerin ve diğer türlerin izlenmesi amacıyla uydu vericili tasmaların Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne teslim edildiği öğrenildi.