CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Ekim’e kadar sürecek ziyaretleri için ABD’ye gitti. Kılıçdaroğlu, ABD’de bugün MIT’te bilim insanları ve öğrencilerle bir dizi görüşmeler yaptı.
Kılıçdaroğlu, Halk TV’nin Ana Haber bültenine bu akşam ABD’den katıldı. İrfan Değirmenci’nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Advertisement
“Türkiye derin sorunlar yaşayan bir ülke. Bu sorunları aşmak zorunda. Uzun zamandır seçkin bir ekiple Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılını kazandıracak bir planı çalışıyorum. Bir şekliyle var olan soruları aşalım ve İkinci Yüzyıla çok güzel yapacağımız işlerle devam edelim yolumuza. Asıl hedefimiz bu. Mevzumuz şu anki krizden çıkmaktan çok daha öte. İktidarı devraldığımızda ki Allah nasip ederse alacağız. Ülkeyi bu krizden çıkaracağız. Üstelik hızla çıkaracağız.
"YENİ BİR PARADİGMADAN BAHSEDİYORUM"
Mesele şu ki Türkiye hep krizlere girdi. Acı reçetelerle karşı karşıya kaldı. Sonradan yeni bir döngüye girdi. Sonuç hep aynı. Hüsran, hüsran, hüsran. Ve sosyal yıkımlar geldi. Çünkü siyasal ve ekonomik sistemi organize etme şeklimiz, bir hayli işlevsiz. Hayli yanlış ve yeni sorunlara imkan tanıyor. Ama bunu sonsuza kadar çevirmek için büyük bir fırsatımız var. Krizi bir daha tekrara düşmeyecek biçim de aşabiliriz. Yeni ekonomik ve siyasal vizyona ihtiyacımız var. Bu sefer ülkemizi girdiği bu girdaptan çıkaracak bir de planımız var. Yapısal değişikliklerden bahsediyorum. Yeni bir ekonomik paradigmadan bahsediyorum. Bu paradigmanın başarısı için birbirimiz ile yaşama, çalışma ve ilişki kurma şeklimizden bahsediyorum. Temel değişikliklerden söz ediyorum. Köklü bir toplumsal ve ekonomik değişimden söz ediyorum aslında. Yeni bir ilerleme anlayışı ve hızlı bir uygulama becerisi ile ülkenin yarattığı zenginliği hızla alt gelir gruplarına yayacağız. Yaymak zorundayız. Bir üretim ve paylaşım seferberliği ekonomisi kurmak zorundayız. Bunu yaptığımız zaman toplumsal barışımız sağlayacağız.
PARTİZANCA SİYASETİ BİTİRECEK ADIMLAR ATACAĞIZ"
İlan edeceğimiz yapısal değişikliklerle ekonomiyi hızla toparlarken, paralelde partizanca siyaseti bırakacak yada bitirecek adımlar da atacağız. Çünkü ülkedeki batıklıkları kurutmamız gerekir. Üzerinde tepinilen fay hatlarını kırmamız gerekir. Bunları kırmazsak geleceğin eski tarzda şekil almış siyasetini yeniden gündeme getirirsek yine gelip çıkmazlarla karşı karşıya kalacağız. Şu anda ortamımız yoksul ve vizyonsuz siyasetçi için oldukça elverişli. Bu siyasetçiler tarihsel fay hatlarını istismar ederek, yükselebiliyorlar. Yükselince peşinden ihaleciler, varlıkçıları, beşli çeteleri ve mafyaları getirebiliyorlar. Sadece 20 yıldan bahsetmiyorum ben. Açık konuşalım, uzun süredir Türkiye böyle. Atatürk’ten sonra hep böyle gitti. İlk yüzyılımızı açıkça ifade etmek gerekirse heba ettik. Atatürk’ün vizyonunu ama İkinci Yüzyıl’da inşallah uygulamış olacağız ve Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımış olacağız.
"ERDOĞAN ESKİ DÖNEMİN BİR SONUCU"
Bakın Erdoğan bu eski dönemin bir sonucu sadece. Darbeciler de geldi gitti bu ülkede. Çok rezil iktidarlar da oldu, bu ülkede. Hizmet vermeye kalktılar, veremediler. Gelenler, gidenler vs. Ama bataklıkları kurutamadılar. Bataklıkları kurutalım ki çürümüş siyasetçiler bu ülkeye yüklenmesin. Kavga üzerinden siyaset son bulsun, kavga üzerinden kolayca rant elde eden siyasetçiler var. Bunların son bulması lazım. Var olmak isteyen, milletine başka bir vizyon ile karşısına çıksın. Oturalım uygarca tartışalım, konuşalım. Bütünüyle siyasal kültürümüzü değiştirmekten söz ediyorum. Kısır tartışmaların ötesinde yapıcı bir siyaset, kucaklayıcı ve kapsayıcı bir siyasetten söz ediyorum. Türkiye hızla büyümeli ve gelişmeli. O büyümeyi, kalkınmayı bilim ve teknoloji ile gerçekleştirmeli. Siz teknoloji ve bilimi reddederseniz, bu ülkenin üniversiteleri bilgi üretmez ve siyaseten farklı görüşten olan hocalarımızı üniversiteden atarsanız, o zaman o üniversite bilgi üretmez. Onun için de bugün karşılaştığımız acı tabloyla bizi karşı karşıya bırakır.
ONLARA BOĞAZİÇİLİ ÖĞRENCİLERİN SELAMLARINI SÖYLEDİM"
Gençlerimizin yeteneklerini ve enerjisini biliyorum. Müthiş yetenekli burada genç kardeşlerimizle karşılaştık. Onlara Boğaziçi’li öğrencilerin selamlarını da söyledim. Ayrılıkları gayrılıkları bitirirsek bu enerji hızla dünya ile rekabet edecek. Bir güce döner. Bilim, teknoloji, sanat ve sporda. Dünya ile rekabet eden ve dünyaya ilham veren gençlerimiz ortaya çıkar. Sınırlarımız içinde didişmeye harcanan enerji, dünya ile rekabete harcanırsa, zenginlik ve refah ülkede kökleşir ve kurumsallaşır. Açık hedefimiz bu.
"İKİ MESELEYİ ÇÖZMEM GEREKİYOR"
Özellikle iki meseleyi çözmem gerekiyor. Bir hızla ülkeyi krizden çıkarmak. Orası kolay. Programımızda duyacaksınız. İkinci mesele ise bir daha da bu tarz sürekli tekrarlanan krizlere girmemizi engelleyecek yapısal adımları atmak. Burası kolay değil. Çünkü birikmiş öfke ve kırgınlıklarımız var. Bu öfkeler haklı bir öfke. Ama geleceğimizi etkilemişine izin vermememiz gerekiyor. Biraz daha sabırlı, geleceğe umutla bakan bir yapımızın olması gerekiyor. Geçmişte yaşananların çocuklarımızın geleceğimizi etkilememesi izin vermemiz lazım. Bu zorlu meşeliyi başaracağız. Bunda kararlıyım.
"ABD’DE HİÇ SİYASİ GÖRÜŞME İSTEMEDİM"
Seyahatim siyasal hiçbir içeriğe sahip olmayacak. ABD’de hiç siyasi görüşme istemedim. Önerileri ise reddettim. Etrafımdaki tüm kurmaylarım, buna şaşırdılar elbet. Ama ben kararlıyım. Siyasetin girdaplarından çıkıp dünyanın beyinleri ile geleceği konuşmaya geldim. Bu yolculuk ilk durak. İngiltere ve Almanya’da da çok değerli isimlerle, dünyaya anlam ve değer katan kişilerle buluşacağım.
"KASIM AYINDA HERKES HER ŞEYİ DUYACAK"
Bu çalışmalar bitince tüm Türkiye’ye açıklayacağım yapısal reçeteyi. Bu reçeteyi herkes görecek. Hem daha sağlıklı hem daha refaha ulaşan bir yapıyı inşa etmeye çalışacağız. Sadece biraz sabır rica ediyorum. Kasım ayında herkes her şeyi duyacak. Burada çok önemli buluşmalar ve ülkemize dair vizyonumuza değer katacak çalışma ziyaretleri gerçekleştiriyoruz.
Medikal teknolojiler, çığır aşan başarılara imza atan Sayın Dr. Canan Dağdeviren çok önemli bilgiler verdi. Gazeteci arkadaşlarımız da bu bilgileri yakından izlediler. Aslında Türkiye büyümeyi ve gelişmeyi hak ediyor. Dağdeviren medikal teknoloji alanındaki gelişmelerini bizle paylaştı. Bu çalışmalar çok ama çok değerli. Muazzam bir başarı öyküsü. Bu çalışmalardan ülkemiz için yararlanacağız. İnsanımız, ülkemiz ve geleceğimiz için yararlanacağız.
"GENÇLER KENDİ ÜLKELERİNE DÖNÜP ÜRETİM YAPMAYA HAZIRLAR"
Hiçbir genç umutsuzluğa kapılmasın. Kapımız sonuna kadar açık. Onların hayalleri benim hedefim olacak demiştim. Burada da gençlerle buluştum ve sohbet ettim. Gençler burada çalışıyorlar. Onlara iyi ortam sağlandığında kendi ülkelerine dönüp üretim yapmaya hazırlar. Açıklıkla ifade edebilirim.”