‘Ulusa Sesleniş’ konuşmasında Türkiye’nin içinde bulunduğu kutuplaşmış ortama ve gerilime dikkat çeken Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, siyasi yozlaşma ve liyakatın terk edilmesinin yanı sıra, adalet, eğitim, ekonomi ve dış politikadaki problemlere dikkat çekti. “Kral çıplak, hem de çırılçıplak” ifadelerini kullanan Karamollaoğlu, konuşmasında “Gün birlik olma günü. Gün birbirimize saygı ile, sevgi ile yaklaşma, birbirimizin göz bebeğinin içine bakıp tebessüm etme günü. Senlik benlik demeden, gelin bir olalım. El ele verelim. İçine düşürülmüş olduğumuz bataklıktan bir birimize el atarak, birbirimize umut olarak çıkalım” çağrısında bulundu.
Saadet Partisi tarafından yayınlanan videoda, konuşmasına “Türkiye son yıllarda büyük bir girdabın içinde. Çocuklarımız neşesiz, gençlerimiz işsiz, annelerimiz umutsuz, babalarımız çaresiz. Ekonomik, sosyal, ahlaki bir buhranın içinde sürüklenip duruyoruz. Sadece maddi varlığımız değil; inancımızla birlikte ahlak, vatan, millet, devlet, bayrak; her türlü manevi, mukaddes değerimiz tüketildi” ifadeleriyle başlayan Karamollaoğlu, hem Batılı hem de Doğulu düşünürlerin sözlerinden alıntı yaptı.
"Acısını anlatmaya çalışan insanlarımızı yerlerde tekmelemekten çekinmediler"
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının hemen ertesinde, faciayı protesto eden madenci Erdal Kocabıyık’ı tekmeleyen ve birkaç gün önce kazanın yıl döneminde özür dilediğini açıklayan dönemin Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel’in yaptıklarına da isim vermeden değinen Saadet Partisi’nin adayı, “Annelerin canları, evlatları; kadınların mahremleri, kocaları; sefil perişan çocuklarımızın sırtlarını dayadıkları babaları denetlenmeyen maden ocaklarında can verdi. Acısını, derdini anlatmaya çalışan insanlarımızı yerlerde tekmelemekten; meramını anlatmaya çalışan çiftçimizi kovmaktan çekinmediler” dedi.
"Koca bir ülke betona gömüldü; varsa yoksa beton, rant, inşaat dediler"
2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP’yi de eleştirerek “Son yıllarda söylenenlerle yapılanlar ne yazık ki birbirini pek tutmamaktadır. 3 Y deyip başa geçtiler. En başta liyakati terk ettiler” diye konuştu. Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Çocuklarımız, gençlerimiz bin bir umutla okudular. Bir işe girebilmek için iktidara yalvarır yakarır hale getirildiler. Ne yazık ki yöneticiler, bakanlar ‘Her üniversite mezunu iş bulur diye bir kural yok’ diyerek kapıları bu gençlerin yüzlerine kapattılar. Çiftçimiz köylümüz, tohuma, mazota, samana muhtaç hale geldi; kendi toprağını işleyemez, kendi yurdunda geçinemez hale düşürüldü. 100 yıldır bu milletin dişinden tırnağından keserek, canını dişine takarak yaptığı fabrikaları, tesisleri gözlerini kırpmadan yabancılara 3 kuruşa, beş kuruşa satıldı. Milletin malı, mülkü heba oldu. Devletin çalışanı, memuru, işçisi birbirine kem gözle bakar hale geldi.
"Koca bir ülke betona gömüldü. Varsa yoksa, beton, varsa yoksa rant, varsa yoksa inşaat dediler. Bu yolla, sadece bir avuç insan, zenginliklerine zenginlik kattı. Ülkemizin bu haliyle gidebileceği hiçbir yer bulunmuyor. Ya daha fazla yokluk, yoksulluk, yolsuzluk batağı içine saplanacak; ya da içine düşürüldüğümüz bu çıkmazdan el ele vererek birlikte çıkacağız.
"Araba yapıyoruz, uçak yapıyoruz denerek hayali vaatlerle halkımız oyalandı"
"Eğitim sistemimizin, ekonomimizin, sanayimizin, görüyorsunuz, hali ortada. Adeta sanayimiz çökmüş, tarımımız bitmiş durumda. Ülkemizin değerli neyi var, neyi yoksa işlemez, üretim yapamaz hale gelmiş durumda. Maalesef her seçim döneminde araba yapıyoruz, uçak yapıyoruz denerek hayali vaatlerle halkımız oyalandı.”
“Dış politikada düşman olmadığımız, taviz vermediğimiz ülke kalmadı"
Türkiye’nin mevcut dış politikasına yönelik eleştirilerde de bulunan Karamollaoğlu, “Dış politikada düşman olmadığımız, taviz vermediğimiz, çıkarlarına hizmet etmediğimiz neredeyse bir tek ülke kalmadı. Yanı başımızda, Irak’ta, Suriye’de yaşanan acılarda maalesef payımız, vebalimiz çok büyük” ifadelerini kullandı.
"Hâlâ borçla ayakta duruyorsak halkın değil 15 yıldır ülkeyi yönetenlerin başarısızlığıdır”
“Cenabı Allah bizim ülkemize her türlü nimeti vermiş. Her türlü imkan ve kaynağı sunmuş. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Asya, Avrupa ve Afrika’nın tam ortasındayız. Yer altı ve yer üstü kaynakları açısından bin bir çeşit zenginliğe sahibiz. En önemlisi de Avrupa’nın en genç, en dinamik nüfusuna sahibiz. Bu kadar imkâna rağmen hâlâ borçla ayakta duruyor, hala işsizlikten bahsediyorsak bu insanımızın değil, 15 yıldır ülkeyi tek başına yönetenlerin başarısızlığıdır” diyen Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Hepimiz biliyoruz. Kral çıplak. Hem de çırılçıplak. Karamsar bir tablo çizip sizi üzmek istemiyorum. Benim derdim, içine düşürüldüğümüz bu perişan halden kavgasız, gürültüsüz nasıl çıkacağız. Birbirimizi kırmadan üzmeden, el ele verip tüm bu yaşananları nasıl geride bırakacağız, işte bu.
"Bu memleket bizim, gelin hep beraber sahip çıkalım"
“7’den 70’e tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Senlik benlik demeden, gelin bir olalım. El ele verelim. İçine düşürülmüş olduğumuz bataklıktan bir birimize el atarak, birbirimize umut olarak çıkalım. Gelin el ele verelim.
"Bu memleket bizim, bu memleket hepimizin. Gelin hep birlikte sahip çıkalım. Gelin bu gidişi değiştirelim. Korkmadan, ürkmeden, endişe duymadan, huzur barış, kardeşlik içinde yaşanan bir ülkeyi birlikte inşa edelim. Gelin bu yolda hep birlikte yürüyelim.”