Bahçeli şunları yazdı:
Fetih kolay değildir, önce talihin ve tarihin bağrından bir Fatih doğacak, fakihlerle ruhu beslenecek, fethe inanmış faziletli yüreklerle desteklenecektir. Fetih sıradan askeri bir zafer değildir; akıl, iman, irade, istek, istiklal ve istikbal umudu olmazsa olmaz gerekliliktir.
Fetih, yalnızca kılıçla olmaz. Yani kalem yoksa sonuç yoktur. Diyor ya merhum Cemil Meriç: “Kalemle yapılan fetihler tarihe mal olur, tarihe, yani ebediyete.” O kalem ki, ariflerin dudaklarından dökülen kelam; alim ve gönül insanlarının dualarıyla devleşen irfan kalesidir.
Fetih; inançsız kalabalıkların, ülkü ve heyecanını kaybetmiş yığınların, gölgesiyle kavgalı, ruhen dalgalı, fikren buhranlı aciz ve küçük insanların harcı değildir. Fetih, her şeyden önce kendini aşmış, aşmayı mesele edinmiş, bu meselesinde erimiş yüksek karakterlerin haysiyetidir.
Her fetih bir fikre, her fikir bir birikime, her birikim bir mücadeleye, her mücadele ise inanmış bir kalbe ihtiyaç duyar. Kısaca fetih demek inanmışlık demektir. Kuruntulu, kuşkulu, kutuplu, vehimli, sancılı, güvensiz, sığıntı zihniyetlerden fetih değil şahsiyetlerinin defni çıkar.
Fetihte yağma yoktur, vahşet yoktur, dehşet yoktur, katliam yoktur. Fetih medeniyet kilidinin açılması, muzaffer ve müreffeh bir geleceğin müjdesi, karanlıkla aydınlığın yer değiştirmesidir. Fetih,onca Mehmet arasından birisini, hem de en görkemlisini Fatih yapma meziyet ve mükâfatıdır.
İstanbul’un Fethi’nin 565’nci yıldönümünde, Türklüğün fetih ruhunu, Fatih çıkarma potansiyel ve gücünü tekrardan gözden geçirmek ve değerlendirmek en samimi dileğimdir. Bizans fitneydi, günahtı, vebaldi, rezaletti, melanetti, o devirde tarihin çıbanbaşıydı. Türk geldi, batıl kaybetti.
Bizans çöktü sanıyorduk, meğer yaşıyormuş, çürük bedenlere nüfuz etmiş, soysuz fikirlere sinmiş, satılık ve karışık zihniyetlere sızmış halde husumeti kamçılıyor, huşuneti kışkırtıyor. Köhne Bizans durmuyor, ama 24 Haziran’da dağılacak, inşallah bir daha da toparlanamayacaktır.
Cumhur İttifakı, Bizans komplosuna karşı Millet Aklını harekete geçiren, Millet Aklıyla hıyanet ve hücuma sur çeken 565 yıl önceki aşk, ahlak ve adanmışlıktır. Belini doğrultan, iç ve dış destekçileri olan Bizans kalıntıları bir kez daha ezilecekler ve âdeme mahkûm edilecektir.
İstanbul hak eden ellere 565 yıl önce geçti. Ortaçağ’ın perdesi açılmamak üzere indi. Dünyanın en büyük Türk kenti İstanbul zincirlerinden kurtuldu. Surlara dikilen Üç Hilal devasa nitelikli Türk-İslam kültürünün, kardeşlik duygusunun müstesna örneğini beşeriyete gösterdi.
İstanbul’un fethinden itibaren dünya, hem Türklerin fütuhat ve adalet ruhu ile karşılaşmış, hem de fethi kutlu Peygamberimiz tarafından müjdelenen bu kentle birlikte inançlarımızın huzur verici mesajıyla doğrudan tanışmıştır.
İstanbul’un fethi ile birlikte, “Osmanlı Barışı” olarak tanımlanan hakkaniyet ve insaniyete saygı esasına dayanan; gıptayla, hayranlıkla, hürmetle hatırladığımız birlikte yaşama projesi gerçekleşme imkanı bulmuştur.
Bugün karşımıza çıkan küresel tuzakların ve tarihi düşmanlıkların dayanağı 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethi ile başlayan süreçle yakından bağlantılıdır. Bunu biliyor, bunu kavrıyor, oyunları milletçe bozmak için Cumhurun sinesinde ittifakla duruş gösteriyoruz.
Ümidim odur ki, 565 yıl önceki fetih ruhu, nesillerimizde tekrar doğacak; başta İstanbul olmak üzere ülkemizin bütün şehirleri layık oldukları refaha ve huzura kavuşacaktır. Çare Cumhur İttifakı, çözüm Millet Aklıdır. Demem odur ki, Cumhur İttifakı Millet Aklı, Geleceğin Teminatı.
Bilge Kağan’dan Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih’e, Kanuni’den Atatürk ve bugünlere kadar bağını koparmadan, ülküsünü kaybetmeden gelen muhterem ve muhteşem neslin açtığı çığır, yaptığı çağrıyla büyük Türk milleti tarihte olduğu gibi yine hak ettiği mertebelere mutlaka yükselecektir.
Bu vesileyle bir çağı değiştiren çok anlamlı tarihin yıldönümünde büyük Türk milleti için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, başta büyük hakanımız Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere kahraman ecdadımızı saygıyla, minnetle anıyor, Cenab-ı Allah’tan hepsine rahmet niyaz ediyorum
İnanıyorum ki, İstanbul bir kez daha Üç Hilalle parlayacak, Üç Hilalle doğrulacak; üzerine saçılmış ölü toprağı bir kez daha Türk ve Türkiye sevdalıları tarafından dağıtılıp atılacaktır. Unutulmasın ki, İstanbul tarihin ve dünyanın en büyük Türk şehridir. Bu gerçek değişmeyecektir.