Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, "Kişisel kaygılarımız, bireysel kaygılarımız ve ne acıdır ki örgütsel kaygılarımız, inancın önüne gelmiş durumda" dedi.

Antalya Alevi Kültür Derneğince Yenimahalle Semtevi’nde düzenlenen "Çalıştaylar Süreci ve Aleviler" panelinde konuşan Geçmez, hükümetin Aleviler ile ilgili düşüncelerini "kamufle ettiğini" öne sürdü. Hükümetin Alevi ve Roman çalıştayları düzenleyerek bu kişilerle "alay ettiğini" iddia eden Geçmez, bu şekilde sadece Türkiye kamuoyunun değil, dünya kamuoyunun da "idare edildiğini"
ileri sürdü.

Geçmez, "Bunlar, insanların en doğal ve doğuşsal haklarıdır. Bizim sorunlarımızın bizatihi devletin anlayış şeklinden kaynaklandığını biliyoruz ve Türkiye’de de bunu gördüğünü iddia eden bir hükümet var. Sadece bizi değil,
Avrupa Parlamentosu’na gittiğinde bunu Başbakan bizatihi kendisi söylüyor. Uçağa binice ayrı bir Başbakan, uçaktan Türkiye’ye gelince ayrı bir Başbakan görüyoruz" dedi.

Benzeri bir durumun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya gezisi sırasındaki konuşmalarında da görüldüğünü öne süren Geçmez, şöyle konuştu:

"Almanya’da Türklerin kendi dillerinde eğitim yapamamasının bir asimilasyon, bir insanlık suçu olduğunu söylüyor Başbakan, kendi ülkesinden hiç haberi yok. Ve yine Sayın Başbakan, Almanya’da Sünni insanların kendi inançlarını
ifade edememesi ve Avrupa’da yeterince cami olmamasını bir insanlık suçu olarak görmüştür. Oysa Türkiye’de Alevi çocuklarına yapılan zulmü, işkenceyi bir insanlık suçu olarak görmüyor."

Alevilerin ülkenin sorunları konuşulurken gerçekçi olmadığınını belirterek, "Kendi düşmanıyla yüzleşmekte en büyük sıkıntıyı yaşayan Alevilerdir" diyen Geçmez, Alevilerin kendisiyle yüzleşmek zorunda olduğunu söyledi.

Ercan Geçmez, şöyle devam etti:

"Sorunlarımızın büyüklüğü, inancın kendisinden kaynaklanmıyor, bizim pasifliğimizden, davamızı kavramayışımızdan, inancımızı ısrarla öğrenmememizden ve ısrarla o inancı kendi günlük hayatımıza feda etmemizden kaynaklanıyor. Kişisel kaygılarımız, bireysel kaygılarımız ve ne acıdır ki örgütsel kaygılarımız, inancın önüne gelmiş durumda.

Senelerce bizlere ’Türkiye laiktir, laik kalacak’ sloganını
bağırttırdılar. Senelerce bize ’Siz bu ülkenin güneşisiniz’ dediler. Türkiye’nin laik olmadığını biz ne yazık ki 87 yıl sonra öğrenebildik. Türkiye’nin laik olmadığı, Diyanet İşleri Başkanının varlığıyla çok nettir. Diyanet onun için
kaldırılmadı."

Türkiye’nin büyük sorunları olduğunu belirten Geçmez, "Asgari ücretin utanç olduğu bir ülkede 60, 40 kişilik dersliklerin görüldüğü bir ülkede, bayan nüfusun yarısının okula gitmediği bir ülkede, okuma yazma oranının çok düşük olduğu bir ülkede 100 bin tane imamı besliyoruz, bir o kadar camiyi besliyoruz, bir o kadar Kur’an kursunu besliyoruz ve bir o kadar Diyanet’in memurunu besliyoruz. Sadece bir inanca hizmet etmek için. Sadece bir inancı meşrulaştırmak için. Ondandır Diyanet İşleri Başkanlığına karşı çıkıyoruz" dedi.29/11/2010