- AK Parti Siyasi İşler Başkan yardımcısı ve Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar, ‘’Gezi parkı eylemi ile iktidara balans ayarı yapılmak istendi. Masum bir çevre eylemi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve polisin kontrolsüz davranması ve provokatörlerin de devreye girmesi sonucu, hükümet aleyhine kalkışmaya dönüştü’’ dedi.
Gazeteport’a açıklamalarda bulunan Tayyar, bu eylemin ardından uluslararası güçlerin de bulunduğunu savunarak ‘’ABD var, İsrail var, Madonna bile işe karıştı. Nihai hedef, yerel seçimlerde AK Partinin oyunun düşmesini sağlamak ve Cumhurbaşkanlığı seçimleridir’' dedi ve şunları söyledi:
BAŞLANGIÇTA İYİ NİYETLİYDİ: Gezi Parkı olayı önce iyi niyetli bir çevre eylemi olarak başladı. Saf ve temiz duygularla çevre adına bir eyleme başladılar ama orada bir tezgah vardı ve yetkililer bunu göremedi. Provokatif uu unsurlar araya karışarak ortamı gerdi. Provokatörler ile çevreciler arasına set çekilmeliydi.
POLİS VE BELEDİYE HATALI: Polis olaylar sırasında kontrollü değildi. Yetkililer de kamuoyuna ikna edici mesajlar veremedi. Bu işin bir numaralı sorumlusu olan ve Gezi Parkında ne yapılıp yapılmayacağını açıklaması gereken İstanbul Belediye Başkanı olaylardan 3 gün sonra ortaya çıktı.
MADONNA VE BALANS AYARI: Provokatörler, olayı bir kalkışma ve hükümet aleyhine gösteriye çevirdi. İktidara balans ayarı yapmaya çalıştılar. Bu işin uluslararası ayakları var. ABD iki kez açıklama yapıyor, Bruce Wİllis ve Madonna bile devreye giriyor. Suriye’de günde 100 kişi ölürken sesleri çıkmayanlar, Gezi Parkı için mesajlar gönderiyor.
HEDEF CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ: Olayın uluslar arası boyutu var çünkü ABD ve İsrail, Sayın Başbakanın güçlü bir Başkan olmasını istemiyor. Bu nedenle nihai hedefte Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Olaylar şimdi yatışsa da, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar provokatif eylemler, önemli isimlere suikast girişimleri olabilir. Nihai hedefte, AK Partinin 2014 yerel seçimlerinde oy kaybetmesini sağlamak ve güçleri yeterse Cumhurbaşkanlığı seçimini yeniden TBMM insiyatifine almak vardır.
MECLİS’E DÖNÜŞ: Biz halk iradesi diyerek Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngördük ve politikamızı buna göre dizayn ettik. Şimdi bazı güçler Cumhurbaşkanını halk değil, eskiden olduğu gibi TBMM seçsin istiyor. Güçlü bir başkan değil, kontrollü bir Cumhurbaşkanı isteniyor. CHP ve MHP de bu plana destek verir. AK Partinin Cumhurbaşkanının TBMM’de seçtirecek yeterli sandalyesi var. Bu isim yine AK Partiden çıkar ama, bizim halk iradesi söylemimiz sona erer, tezimiz çöker