Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,9677
EURO
37,1790
IMKB
9.952,000
ALTIN
3.308,250
 
Hava Durumu ANKARA
-4 / 4 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"MEDYA'DA TANIDIKLARIMIN ÇOĞU PUŞT"
 MEDYA DA TANIDIKLARIMIN ÇOĞU PUŞT
 
Akşam Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeni Serdar Turgut, yazılarında sıkça bahsettiği eşi Rana Turgut ile birlikte Sabah Gazetesi'nden Şirin Sever'e konuştu.
 
29.12.2008 - 06:46
Serdar Turgut ve eşi, medyadan, ailelerine kadar pek çok konuda Şirin Sever'in sorularını yanıtladı. Söyleşinin en dikkat çekici kısmı ise Serdar Turgut'un medya ile ilgili söyledikleri idi. Turgut, Akşam'da genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde medyadakilerden tiksindiğini söylerken 'tanıdıklarımın çoğu puşt, arkadan bıçaklayıcı o.. çocukları' dedi.

Ciddi bir kitle gazetesinde yapılacak belki de en absürt işi yaparak şöhret oldu Serdar Turgut: Penis yazıları yazdı yıllarca...

Penisin kültürel tarihini inceledi, penis üzerine denemeler yazdı, enine boyuna tartıştı meseleyi, sonunda da adı 'penis yazarı'na çıktı! Sonra bir gün 'bu konuda yapabileceğim bütün terbiyesizlikleri yaptım, bitti' diyerek son verdi bu yazılara.

Ancak en az penis kadar 'mühim' başka bir malzemesi daha vardı; karısı Rana! İşte ondan vazgeçmedi, hâlâ onunla uğraşmayı sürdürüyor köşesinden. Hürriyet'ten ayrıldı, Akşam'da yazarlık yaptı, yayın yönetmeni oldu ama karısıyla 'savaş'ı hiç bitmedi.

Turgut'un yazılarını okumayan varsa eğer, aydınlatalım kendilerini hemen: Ona türlü türlü işkenceler eden, onu çılgına çeviren, sabrını taşıran bir kadın Rana. Yazılarında karısı için şöyle cümleler kuruyor mesela: "Evden taşınma hazırlıklarına başladık. İlk 15 dakika içinde Rana'yı tam üç kez boğarak öldürmeyi hayal ettim. Bu taşınma işi 15 gün kadar süreceğine göre ya o yaşama veda edecek ya ben tımarhaneye gideceğim." "Özellikle bağırdığında son derece ilginç bir ses tonuna sahiptir Rana. Onun sesi, o anda etrafta ne kadar yoğun ve yüksek düzeyde farklı sesler de olsa, onları hemen bastırır. Bir keresinde Niagara Şelalesi'ni seyretmeye gittik, ben şelalenin sesini duyamadan geri geldim." Yani yıllardır evde ezilen, alay edilen, hor görülen 'zavallı' adam olarak karikatürize ediyor kendini Turgut. Haklı olarak herkes de Rana'yı merak ediyor; 'nasıl bir şeydir bu cadaloz?' diye.



Yazılarınızdan anlaşılan o ki hayatınızın merkezinde eşiniz Rana Hanım var. Gerçekten öyle mi yoksa bunların çoğu kurgu mu?
Serdar Turgut: Kurgu değil hayır. Yazarlık mesleğinden dolayı çoğu zaman evde de çalıştığım için hayatımın merkezine Rana'yı koydum. Mutluyum bundan; arada bir mizah yazılarıyla ona takılıyorum. Beraber yıllarımız geçti ve çok zorluklar aştık, birbirimize daha çok yakınlaştık. Seviyoruz birbirimizi!
Kaç yıllık evlilik sizinki?
Rana Turgut: 13 yıl oldu.

S.T.: Evlenmeden önce de dört yıl birlikte oturduk. Yani evden çıktık, gittik evlendik.

Bu kadar yıl sonra bile hayatınızın merkezine eşinizi koymanızın, bundan sıkılmamanızın sırrı nedir?
S.T.: Tarih boyunca süregelen bir tartışmadır bu. Normal aslında; çok yan yana, bir arada duran insanlardan ilk tanıştıkları andaki gibi coşkulu âşıklar olması pek beklenmemelidir zaten. Bu beklenti niye var bilmiyorum. Önemli olan o süre içinde o coşkulu aşkı, coşkulu bir yakınlığa dönüştürebilmektir. Bu da üzerinde çalışılması gereken bir şeydir elbette.

Siz bunun üzerinde çalıştınız mı peki? 
S.T.: Evet, çalışıyorum. Çünkü o benim mutluluğum için iyi bir şey. Evin içinde her şey iyi olursa ben mutlu oluyorum. O mutluluk olmazsa benim bütün dünyam mutsuz oluyor. Ben öyleyim, ev odaklıyım, evcilim.

R.T.: Hayatta nelere önem veriyorsunuz, neleri ikinci veya üçüncü plana atıyorsunuz... Bu değerler evliliğe bakışınızı çok belirliyor sonuçta.

S.T.: Bir de biz birlikte çok zorluklar atlattık.
Ben ölüyordum, çok ciddi bir hastalıktı, beyin kanaması geçirdim... İşte orada o coşkulu arkadaşlığı görecektiniz; ben sakat oldum, yürüyemiyordum, bana elleriyle baktı Rana.

-Ne kadar sürdü o sakat haliniz?
- R.T.: İki aydan fazla sürdü, sonra Almanya'da tedavi dönemimiz oldu. Çocuğumuz iki yaşlarındaydı daha... 

S.T.: Rana çok sağlam bir kadındır. Hayatımızın en karışık dönemlerinde o sağlamlığıyla beni sakinleştiriyor. Fakat bu, ona yük getiren bir şey aynı zamanda çünkü ben sorumluluklardan kaçabiliyorum. Hastalıktan kalktım, yayın yönetmenliği yaptım, hiç zamanım olmadı, çocuğun büyüme aşamalarındaki bütün zorlukları Rana yüklendi. Ben şimdi ilgilenmeye başladım oğlanla, dün ilk kez okuldan aldım onu.

SERDAR'IN EVLİ OLMASI BİR ŞEY DEĞİŞTİRMİYORDU 

Serdar Turgut'un yazılarına bakınca despot, kocasını ezen, dehşetengiz bir kadın fotoğrafı var ama hepsi bu kadar! Sizi merak ediyorum...

R.T.: İkimiz de Ankara TED mezunuyuz.
Sonra ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı'nı bitirdim. Oslo Üniversitesi'nde mesleki kurs da gördükten sonra iç mimar olarak çalışmaya başladım. Hürriyet gazetesinin Ankara bürosu, Hilton oteli, Ceylan Intercontinental Hotel ve Sait Halim Paşa yalısının tasarımı ve restorasyonu projelerinde çalıştım. Lisansüstü çalışmamı ise New York'taki Parsons School of Design'da tamamladım.

Hürriyet'in dekorasyonunu yaparken tanıştık Serdar'la. Oğlumuz Alp'in doğumundan sonra da çalışma hayatını bıraktım. 

S.T.: Meseleyi biraz ilginç yapayım; biz Rana ile tanıştığımızda ben evliydim. Ama âşık oldum ona! Bir gün, çok iyi hatırlıyorum o günü, çok güzel giyinmiş; deri kıyafet, pardösü falan var üzerinde... O anda, 'Tamam hapı yuttun Serdar' dedim içimden ve dediklerim çıktı.

İlk görüşte aşk yani! ,

S.T.: İlk görüşte aşk, evet.

Kaç yıllık evliydiniz o zaman?
S.T.: 10 yıllık evliydim.

RANA BENİ CİDDİ BİÇİMDE SÜRÜNDÜRDÜ

Peki evli bir adam sizi nasıl ikna etti?
R.T.: Riski aldım ama Serdar kadar ciddi bir bakışım da yoktu ilk başlarda. Flört edebiliriz ama kendi yollarımıza gideriz diye bakıyordum.
Ama Serdar ısrar etti. Serdar'ı çok evli gibi hissetmiyordum bir de; onun evli olması bir şey değiştirmiyordu.

S.T.: Çok zor oldu. O zamanki eşim yurtdışındaydı, çıkma teklif ettim, çıktık, arada çok sorunlar, ayrılıklar yaşadık. Ama ben çok net oynadım hep; eşimden ayrılacağımı, kendisiyle evlenmek istediğimi söyledim.

Geriye dönüp baktığınızda 'Çok süründüm,' diyor musunuz?
S.T.: Ciddi bir şekilde süründürdü! Rana'yla içip eğlendiğimiz bir bar vardı, ayrıldığımız dönemlerde oraya gidip tek başıma içerdim. Sarhoş olduktan sonra evine gider, kapısına dayanırdım. Beş-altı kez bunu yaptıktan sonra, en sonunda bir kez affetti beni, bugünlere kadar geldik.

KENDİME ŞAŞI DERİM, SALAK DERİM

Rana Hanım'dan gerçekten korkup çekiniyor musunuz?
S.T.: Mizahta biraz abartma yapmak zorundasınız çünkü rutini yazarsanız, yani her şeyi olduğu gibi yazarsanız komik olmaz.
Yazdıklarımın çoğu abartı tabii ama korkarım kendisinden! Babam da korkar. Yani korkutucu olmaya karar verdiği zaman...

Ne yapar mesela? 
S.T.: Sesini yükseltebilir! Ben ise böyle şeyler yapan biri değilim, yapsam da çok rahatsız olurum, sabaha kadar uyuyamam. Sakin ortamın insanıyım, kavga insanı değilim. Ayrıca ona söylediğimin bin mislini kendime söylemişimdir; şaşı olduğumu, salak olduğumu, sakar olduğumu, her şeyi söylerim. Bunlar da doğrudur.

Başka birinden duysanız bu lafları? 
S.T.: Üzülmem böyle şeylere.

Yazılarında sizi karikatürize etmesine kızmıyor musunuz Rana Hanım? 
R.T.: Kızacak bir şey yok ki. Komik geliyor, hoşuma gidiyor. Gerçekten! 

S.T.: Özelimizi yazmıyorum ki. Her evlilikte olabilecek şeyler benim yazdıklarım. Ben aslında evlilik parodisi yapıyorum. 

Bunu neden yapıyorsunuz? 
S.T.: Ee evlilikler komiktir çünkü! Birbirine tamamen yabancı iki insan, birbirleriyle hayat boyu birlikte yaşamaya çalışıyor. Çok zor, imkânsız bir şey. Aynı evdesiniz, kendinize özgü huylarınız var, hapşırıyorsunuz, tıksırıyorsunuz, bir de yabancı insan var yanınızda, bu zaten parodi.

MEDYADAKİLERİN ÇOĞU PUŞT, ARKADAN BIÇAKLAYICI O.. ÇOCUKLARI 

S.T.: O mülakat ben yayın yönetmeniyken yapıldı, yayınlatmamıştım.
Yayın yönetmeni olarak kendi babamı çıkarıp sunmak istemedim. Geçen hafta kullanmışlar, hoşuma gitti. Babam benim için çok şey yapmıştır ama bana yaptığı en büyük katkı okuma zevki aşılamasıdır.
Okumaya müthiş açılmış biriyim sayesinde, çok da iyi okurum. Odama kitap bırakarak sağladı bunu.
Ben de oğluma aynısını yapıyorum. Televizyon seyretmek yerine kitaba bakmaya tercih ediyor, roman okuma tekniğini öğretiyorum ona. Çok iyi bir okuyucu olacak. Tabii köşe yazarı da olabilir, o kötü olur gerçi ya!

Neden?
İstemem; çünkü bu meslekte, size söylediğimi zannetmeyin, tanıdığım insanlardan hoşlanmadım.

Dolayısıyla benden de hoşlanmamış olabilirsiniz!
Hayır, öyle değil, tanımıyorum sizi. Yakın ilişki içine girdiğim hiçbir insandan hoşlanmadım. 

Bu çok ciddi bir şey!

Ne yapalım, çoğu puşt, arkadan bıçaklayıcı o...pu çocukları. 

KİMSE KENDİLİĞİNDEN BU GÖREVİ BIRAKMAZ, PARASI İYİDİR ÇÜNKÜ

Nedir sizi inciten? 
Oyunlar, yalanlar, bunlar çok sıktı 15 yıldır.
Yöneticilikten de tamamen tiksinmiş durumundayım. Olanlara da üzülüyorum. Kıskançlık değil. Çok yıpratıcı bir iş ama kimse de kendiliğinden bırakmaz.

Neden bırakılmaz?
Parasal imkânları iyidir, güçtür, sekreteriniz, şoförünüz vardır, hayat kolaydır, insani duygularınızla oynarlar, bunlar insana güzel gelir, tutunmak istersiniz. Ama biz bitişi çok iyi yaptık Allah'tan... Yazmaya âşık olduğum için sorun yok benim için.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


TGRT'DE BÜYÜK KIYIM

REKLAMLARI KOKULU OLACAK GEZETE

PARLAMENTO MUHABİRLERİ YENİ YIL'A ERKEN GİRDİ
»  KARISINA GENELEV'DE RASTLADI!
»  DOĞAN GRUBUNA MALİYE DARBESİ
»  KÜRTÇE TV'DE HARF DEVRİMİ
»  STAR HABER'DE HASTNE SKANDALI ŞOKU
»  AYDIN DOĞAN'DAN GAZETE VE TV YÖNETİCİLERİNE FIRÇA
»  İNTERNET, GAZETELERİ GEÇTİ
»  PENGUEN ARITMAN'I SOY AĞACINI ÇİZDİ
»  CNNTÜRK'TE FLAŞ GELİŞME
»  TÜRKİYE GAZETESİ'NDE DEPREM
»  TGRT ÇALIŞANLARINA ŞOK,
»  KÜRTÇE TV'DEN SONRA KÜRTÇE RADYO YOLDA
»  MAHALLE BASKISI'NA FEHMİ KORU'DAN İLGİNÇ YORUM
»  KRİZ ABD'DEKİ GAZETELERİ FENA VURDU
»  "EVET,HACI'YIM, 10 YILDIR DA LAİKLİĞİN ÖNEMİNİ KAVRADIM"
»  GAZETECİ HÜSEYİN TAMER, EVİNDE ÖLÜ BULUNDU
»  BAYKAL'DAN ŞAŞIRTAN SABAH YORUMU
»  KURTLAR VADİSİ İÇİN KIRAN KIRANA
»  EMİN ÇÖLAŞAN, DÜELLO İÇİN NE DEDİ
»  UĞUR DÜNDAR: ''YILIN SABIR TAŞI ÖDÜLÜNE ADAYIM''
»  NEDENİ: ZOR SORULAR "SAYIN BAŞBAKAN"
»  TİME DERGİSİ OBAMA'YI YILIN ADAMI İLAN ETTİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.