Örgütten kaçarken yol aramasında yakalanabileceği endişesiyle Mardin il sınırına kadar kamyon kasasında geldiğini belirten F.T., yolun geri kalan 150 kilometresini yürüyerek 15 günde Diyarbakır’a ulaştığını da söyledi.
Terör örgütü PKK’nın dağ kadrosunda 11 yıl bulunan ve bir süre önce güvenlik güçlerine teslim olan terörist F.T. hakkında ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, F.T’nin Diyarbakır kırsalında silahlı faaliyet yürüttüğü, 1999 yılında teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Kuzey Irak’a çekilip faaliyetlerine Kandil Dağı ve Hınere kamplarında devam ettiği belirtildi.
Sınıra yapılan askeri yığınak nedeniyle son dönemlerde yurt içindeki gruplara mayın ve patlayıcı aktarımı yapılamadığını, örgütün patlayıcılar bedeli karşılığında Barzani ve Talabani güçlerinden temin ettiğini kaydeden F.T, şöyle konuştu:
“Şu anda örgütün elinde hava harekatlarına karşı 70 Rus menşeli füze vardır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son hava saldırılarından sonra tepeci ve nöbetçilerin sayısı artırıldı. Yoğunlaşan hava saldırılarından dolayı örgütte ciddi bir moral ve motivasyon bozukluğu var. Verilen zayiatlar ve barınma bölgelerinin emniyetli olmaması nedeniyle örgütten kaçanların sayısı artmaktadır. Ciddi hava operasyonu anında bu bölgeler terk edilip 2 kilometre daha iç kesimlerdeki güvenli bölgelere giriliyor. Hava operasyonları örgütte tam bir panik havası oluşturdu. Kamplarda can güvenliği kalmadığı için silahlı örgüt mensupları yakın köylerdeki sivil halkla birlikte yaşamaya başladı.”
‘ÖRGÜTTE KULLANILAN DİL TÜRKÇE’
Örgüte en çok katılımın Ermenistan, Suriye ve İran’dan olduğunu, PKK’dan kaçıp KDP’ye teslim olanlara 3 seçenek sunulduğunu, örgüte geri dönmek, Türkiye’ye teslim olmak ya da ev ve maaş verilerek KDP’ye peşmerge olmak gibi önerilerde bulunulduğunu belirten F.T. şunları söyledi:
“PKK’nın en büyük gıdası insandır. Örgüt birçok yabancı ülkeden eleman temin ediyor. Yabancı uyruklu olup Kürtçe dışında dil bilmeyenlere rağmen örgüt içinde kullanılan dil Türkçe’dir. Siyasi eğitimler Türkçe verildiği gibi, talimatlar, örgüt içi yazışmalarda Türkçe yapılmaktadır. Ancak kaçmalar artınca Türk kanallarının izlenmesi yasaklandı, sadece Roj TV ile örgütün radyoları dinleniyor. Ben Kandil Dağı’nda iken Kanicenge kampına iki Hummer marka ciple Amerikalı askeri yetkililer geldi. Murat Karayılan ile 2 saat gizli bir görüşme yaparak kamptan ayrıldılar. ABD, Irak’ı işgal ettikten sonra Irak ordusuna ait Biksi makinalı tüfek, Kanas suikast silahı, Kalaşnikof ve RPG- 7 roketleri çok ucuz fiyata peşmergeler örgüte sattı. Örgüt son yıllarda uyuşturucu madde sevkiyatı yapanlardan gümrük adı altında büyük paralar topluyor.”
‘PKK RİSKSİZ EYLEMLERE YÖNELECEK’
F.T., PKK’nın önümüzdeki dönem stratejisi hava harekatlarından dolayı tertiplenmesi bozulduğu için yurt içeresinde riski az, ama kamuoyunda yankı bulacak eylemlere yöneleceğini ileri sürdü. F.T., şöyle devam etti:
“İran’ın örgüte yaptığı operasyonlar Türkiye’nin operasyonlarıyla kıyaslanamayacak kadar zayıftır. İran’ın operasyonlarını örgüt ciddiye almıyor. Bunun yansımaları bile olmamıştır. Örgütteki üniversite mezunları ise siyasi birikimleri olduğu için ikna kabiliyetleri fazla olduğundan dolayı eleman temini için şehirlere gönderiliyor. Örgütte insan hayatının hiçbir önemi yok. Hizipleşme sonucu her an herkes devlet ajanı ilan edilip infaz edilebiliyor. 16 yaşında örgüte katıldım ve gençlik yıllarım dağlarda silah ve bomba sesleri içinde geçti. Abdullah Öcalan yakalanıp ateşkes ilan edince 1999 yılından sonraki faaliyetlerim Kuzey Irak’ta oldu. Kandil’deyken kaçarak Ranya kasabasına gelip burada bir Türk kamyon şoförüyle anlaşıp kamyon kasasında Mardin’e kadar geldim. Yolda yakalanabilirim korkusuyla kamyondan indim ve Mardin’den Diyarbakır’a 15 günde yürüyerek evime gittim. Amcamla birlikte teslim olmaya karar verdim.”
KANDİL’DE 5 ANA KAMP
Kandil Dağı’nda 5 ana kamp bulunduğunu, bunların toplam mevcudunun bin olduğunu, İran’a karşı eylem yapan PJAK'lı teröristlerin de bu kamplarda kaldığını belirten F.T., “Bu kamplar hava saldırılarına karşı füze ve uçaksavalarla korunuyor. Zap Kampı örgütün en önem verdiği kamptır. Çünkü askeri gücün düzenlenmesi ve grupların Türkiye’ye geçişi bu kamp üzerinden yapılıyor. Hakurk Kampı ise Türkiye- İran- Irak sırınının kesiştiği Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nin tam karşısındadır. Bu kampa giden yol üzerinde kontrol noktaları vardır. Daha çok yönetim kademesi, örgütün manifestosu ve ideolojisiyle ilgili eğitimler burada veriliyor. Bu kampa Avrupa’daki örgüt mensupları da sık sık geliyor. Avaşin- Basyan kampı Yüksekova ve Şemdinli arasındaki Irak topraklarında yer almaktadır. Metina Kampı ise Çukurca İlçesi’nin tam karşısındadır. Haftanin Kampı en stratejik öneme sahip olan kamptır. Türkiye sınırına çok yakındır ve sınırdan sızmalar bu kamptan olmaktadır. Gare Kampı daha iç kesimlerde olup burada terzihane, hastane, mühimmat deposu gibi lojistik ve sağlık ihtiyaçlar karşılanır. Mevcudu 450 civarındadır” dedi.
F.T.’nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.