CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın reform çalışmalarına ilişkin; "Reform yapmalarını çok isterim ama yapamazlar. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacaklar mı? Ekonomik veriler vatandaşlarımıza saydam bir şekilde aktarılıyor mu? SGK'nın açığı ne kadar?" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük vaka sayılarına ilişkin ise; "İstanbul'da bir günde 200-300 ölü var siz bunun yarısını bile Koronavirüs saymıyorsunuz. Defin işlemlerinde de aynı şey yapılıyor. 15 günlük bir kapatmada piyasa duracak buna devletin katkı sunması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Olay TV'de Murat Yetkin'in sunduğu "Gündem" programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun Yetkin'e yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Koronavirüs'ten vefat edenlerin sayısı açıklanan resmi rakamlardan daha fazla. Hayatını kaybeden vatandaşların raporları belediyelere gidiyor, cenaze töreninden sonra defin işlemi gerçekleştiriliyor.
"Rakamı düşük göstermek için rapora salgın hastalıktan ötürü ölüm yazılıyor. İktidardaki partinin halka doğru bilgi vermemesi kabul edilemez. Bilim Danışma Kurulu'nun bir sözcüsü olması gerekir. Bakan saraydan aldığı talimatlarla açıklama yapıyor.
"İstanbul'da bir günde 200-300 ölü var siz bunun yarısını bile Koronavirüs saymıyorsunuz. Defin işlemlerinde de aynı şey yapılıyor. 15 günlük bir kapatmada piyasa duracak, buna devletin katkı sunması gerekiyor.
"Yönetemiyorlar çünkü hiç kimse karar alacak pozisyonda değil"
"Ben olsaydım yarın hemen ekonomik sosyal konseyi toplardım. Biz vaka sayıları açısından 1'inci duruma geldik neredeyse. Bu işin tek başına devletin bütçesiyle karşılanması çok zor. Halka ne yapmalıyız diye sormalı. Merkez Bankası orada. 56 milyar bastınız 156 milyar basın.
"Topluma güven verdiğiniz sürece sorun çözülür. Erdoğan müşterek bir karar almalı. Bugün izlenen tabloyla geldiğimiz nokta hükümetin Koronavirüs sürecini yönetemediğidir. Yoğun bakım hemşiresinin aylığına ilave edilen para 7 TL idi.
"Yönetemiyorlar çünkü hiç kimse karar alacak pozisyonda değil. Hiç kimsenin karar alma iradesi yok bir kişinin var o da Erdoğan. Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum, ekonomik sosyal konseyi toplasın, bakanlarını yanına alsın, sorunu yaşayanları bir dinlesinler. Sonra bakanlar kurulu oturup bu talepleri ne kadar karşılayabileceğini tartışmalı.
"Reform yapmalarını çok isterim ama yapamazlar"
"Reform yapmalarını çok isterim ama yapamazlar. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacaklar mı? Ekonomik veriler vatandaşlarımıza saydam bir şekilde aktarılıyor mu? SGK'nın açığı ne kadar?
"Tam bir karadelik ama hiç ses etmiyorlar. Bütçe açıkları karşılayamaz durumda şu anda. Parayı gereksiz israfı da olağan karşılayan bir yönetimle karşı karşıyayız.
"İsraf örneğinin en somutu Erdoğan'ın 13 uçağının olması. İsraf devleti itibarsız kılan temel olgudur. Yaşamı boyunca itibar eksikliğini hisseden kişiler devletin mal varlığını güç olarak kabul edip kendilerine itibar kazandırdıklarını sanırlar.
"Şehit ailesine bağlanan para 192 TL 59 kuruştur. Halk 52 milyon lira bağış yaptı bunu vermediler 192 milyon veriyorlar.
"O gazetenin 5 kuruşluk olduğunu yargı kararıyla tescil ettirdim"
"Bu maaşı emekli sandığı bağladı ama onu bile bilmiyorlar. Liyakatli bürokrasi anlayışını bıraktılar. Tek adam rejiminde liyakat olmaz zaten. Gemimizi durdurdular 5 saat yanıt beklediler. 5 saat kimse Erdoğan'a ulaşamadı. Devletin itibarını sıfırladılar.
"Erdoğan kibirli bir insan. Bana açılan bütün davaları kazandım. Havuz medyasının yayın organı Sabah gazetesine bir dava açtım para kazandım. 5 kuruşluk davayı kazandım. O gazetenin 5 kuruşluk olduğunu yargı kararıyla tescil ettirdim.
"Fuat Oktay'a gazetelerin tirajlarını denetletin dedim. Havuz medyası iktidarın gölgesi altında devleti soyuyor. Saray bu yolsuzluğa çanak tutuyor. Fakir fukaranın tüyü bitmemiş yetimin parası yeniyor. Keşke Basın İlan Kurumu buna vaziyet etse. Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor, gazetelerin tirajlarını saptadı dese keşke."
Muharrem İnce'nin yeni parti açıklamaları
"Bir cenaze de yan yana durduk orada kısa bir konuşmamız oldu başka da bir konuşmamız olmadı. CHP efendim "ben küstüm partiden ayrılıyorum" böyle düşünmek doğru değildir. Dünyanın en köklü partilerinden biridir. Biz kurumsal kimliği olan sosyal demokrat bir partiyiz. İnsan hakları konusunda duyarlı bir partiyiz. Ben hiç kimsenin siyasi tercihlerine müdahale eden bir insan değilim. "Ben ayrılacağım" diyorsa kendi tercihidir. "Gel bizim partide dur demek" doğru değil. "