Kaçırıldığı Suriye'den kurtarılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, "Dışişlerinin devreye girmesiyle Özgür Suriye Ordusu özellikle benim tutulduğum evin bodrumunda eve yönelik büyük bir baskı yaptı. Beni onlar kurtardı. Yani beni onlar serbest bırakmadı, Özgür Suriye Ordusu beni tutanları da hatta esir aldı" dedi.
Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail casusu olmakla suçlandığını, yaklaşık 20 gününün elleri kelepçeli ve gözleri bağlı halde sorguda geçtiğini belirtti.
Kendisini kaçıranların, casus olmadığından emin olduklarında ve gazeteci olduğunu öğrendiklerinde, Türk olduğu için ve Milliyet gazetesinden olduğu için büyük sıkıntı yaşadığını ve sürekli yerinin değiştiğini ifade eden Aygün, ümidini son ana kadar kaybetmemeye çalıştığını söyledi.
"Özgür Suriye Ordusu kurtardı"
Özgün Suriye Ordusu'nun birkaç gündür Suriye genelinde bir operasyon başlattığını ifade eden Aygün, şöyle konuştu:
"En son kaldığımız yerde de yaklaşık 3-4 gündür çatışmalar devam ediyordu ve her an bizim oraya da bomba düşecek diye düşünüyordum. Çatışmalar burnumuzun dibindeydi. Ama sağolsunlar Sayın Başbakan'ın talimatıyla Dışişlerinin de devreye girmesiyle, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin de devreye girmesiyle özellikle İHH İnsani Yardım Vakfı'nı, Türkiye Foto Muhabirleri, Gazeteciler Cemiyetini es geçmemek lazım, bunların her attığı adım bana orada biraz daha iyi davranmalarını sağlıyordu. Beni kaçıran El Kaide'ye bağlı Irak Şam İslam Devleti örgütü. Dışişlerinin devreye girmesiyle Özgür Suriye Ordusu özellikle benim tutulduğum evin bodrumunda eve yönelik büyük bir baskı yaptı. Beni onlar kurtardı. Yani beni onlar serbest bırakmadı, Özgür Suriye Ordusu beni tutanları da hatta esir aldı. Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye'de Ehraru'ş Şam diye bilinen birimi, bugün beni kurtardı, onları da esir aldılar."
Bir süre Türklerin olduğu bir yere gittiğini anlatan Aygün, orada iyi günler geçirdiğini aktararak, "Sonra oradan alınınca günde sadece bir parça ekmekle geçirdiğimiz günler, tuvaletsiz, susuz geçirdiğimiz günler de oldu" dedi.
Kendisine psikolojik baskı yapılıp yapılmadığı yönündeki soruyu Aygün, "Yani casuslukla suçlanıyorsunuz. Savaşın olduğu bir ülkedesiniz. Fiziki işkence değil ama çok ağır. Eller kelepçeli, gözler bağlı, zaman zaman eller de bağlı. Dolayısıyla tahmin edin siz" diye yanıtladı.
Kendisini kaçıranların "kadı" dediği kişinin yaklaşık 20 gün sonra hakkında karar verdiğini dile getiren Aygün, "İnfazla ya kurşuna diziliyor ya da kesiliyor. 'Seni keseceğiz, kesilmek senin için daha onurlu, son sözlerini söyle' dediler. Tabiki çok zor oldu" ifadelerini kullandı.
Orada olduğu ilk 20 gün her gece Türkiye'de olduğunun rüyasını gördüğünü ifade eden Aygün, kendisini halen rüyada gibi hissettiğini söyledi.
Aygün, fotoğraf makinesi, telefonu ve bilgisayarının kendisini kaçıranlarda kaldığını da bildirdi.
Daha sonra, Hatay'da bir otele giderek gazeteden arkadaşlarıyla biraraya gelen Bünyamin Aygün'ün geceyi burada geçirdikten sonra sabah saatlerinde İstanbul'a gitmesi bekleniyor.(VATAN)