dedi.
Kılıçdaroğlu, Kadın Kolları Genel Başkanı ile kadın kolları MYK
üyelerinin devir teslim törenindeki konuşmasında, 8 yıldan sonra kadın kolları
kurultayını yapmaktan çok mutlu olduğunu söyledi.
Aynı şeyi gençlik kolları için de yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu,
”Gençlik kollarında beklediğim heyecan henüz yok. Kadın kollarında ciddi bir
kıpırdanma var, bu beni mutlu ediyor. Çünkü kadınların çalışmaları toplumun
dönüşümünü sağlar, kadın eğer yaşamı yeniden ele alıyorsa, sorunları yeniden ele
alıyor ve ’ben bu sorunları çözeceğim’ diye yola çıkıyorsa bilin ki o sorunlar bu
ülkede çözülür” dedi.
Kadının siyasetten uzak durmaya hakkı da yetkisi de olmadığını vurgulayan
Kılıçdaroğlu, kadının çocuklarına özgür, parlak, sorunsuz bir gelecek bırakması
gerektiğini, o yüzden de siyasette ana aktör olarak yer alması gerektiğini
kaydetti.
Türkiye’de birçok Avrupa ülkesinden daha önce kadına seçme ve seçilme
hakkının verildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, gelinen noktada önemli mesafe
alındığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.
-”Biz demokrasiyi kesinlikle parti içine getireceğiz”-
Kadını sosyal yaşamdan, iş yaşamından dışlamaya çaba harcayan bir yapı
olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ”Üzülerek söylüyorum, bu yapının yanında çalışan
kadınlar da var. Onları aydınlatmak, onların iki yüzlü siyasetini onlara öğretmek
bizden çok siz kadınların görevidir” ifadelerini kullandı.
Siyasette ve parti içinde demokrasiyi çok fazla öne çıkardığını, zaman
zaman da bunun ”bu kadar demokrasi olmaz, biraz daha baskı kurun elinizi masaya
vurun” şeklinde eleştirildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ”Ben hep sabırla
bekledim, biz demokrasiyi kesinlikle parti içine getireceğiz. Adaylarımız birden
fazla çıkacak, uygarca yarışacak. Kaybeden aday önce kazananı kutlayacak. ’Ben
arkadaşlarımla senin emrindeyiz’ diyecek. Olması gereken bu. Bu noktaya geldik.
Bütün alanlarda bu noktaya gelmedik. Hala seçimi kaybeden, kazanın aleyhine
çalışıyor, bu tür alışkanlıkları tam anlamıyla bitiremedik ama bitireceğiz,
kararlıyım bu konuda” dedi.
Kılıçdaroğlu, 5 ilde kadın kongrelerini yapamadıklarını, ancak önümüzdeki
seçim öncesi 81 ilde hem kadın hem de gençlik kurultaylarını yapacaklarını
bildirdi.
Türkiye’nin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ileri süren
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
”Şu yaşadığımız Suriye krizine bakın. Sırtı yerden kalkmayan bir Türkiye
Cumhuriyeti’ni görüyorsunuz. Sırtı yerde, burnu havada ama sırtı yerde, nasıl bir
anlayıştır bu. Uçağımız düşürüldü, bizi çağırdılar bilgi verdiler. Şimdi o
bilgilerle ilgili derin kuşkular oluşmaya başladı. Bir Amerikan gazetesi, ABD’den
Pentagon’dan bir yetkilinin, adını açıklamadığı bir yetkilinin açıklamalarını
gündeme getirdi. O gazeteyi çok sert bir şekilde eleştirdik. Namerttir dedik
vesaire vesaire. Söyleyen Sayın Başbakan’dı. Korkum o gazetenin söylediklerinin
gerçek olarak ortaya çıkmasıdır. Korkum odur. Bugüne kadar, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde hiç bir başbakan ana muhalefet başkanına özel görüşmede doğruları
söylememezlik etmemiştir. Bu çok önemli bir olaydır.”
-”Türkiye’nin uluslararası alanda elini güçlendirmiş olurlar”-
Başbakan Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na bir çağrı
yaptıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, ”Uçağımızın uluslararası hava sahasında
düşürüldüğünü söylediniz bize. Bizim elimizde yeterli bilgi olmaya bilir. Ama
ABD’nin elinde, Rusya’nın elinde, Kıbrıs’ta üssü olan İngiltere’nin elinde kesin
bilgiler vardır. Çağrı yapın, ellerindeki bilgileri açıklasınlar, Türkiye’nin
uluslararası alanda elini güçlendirmiş olurlar” dedi.
Uluslararası hava sahasında Türk uçağının düşürülmesini içlerine
sindiremediklerini söylediklerini ve iki kez çağrı yaptığını belirten
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
”Tık yok, üçüncü çağrıyı yapıyorum. Bu çağrıyı sayın Başbakan’a onun
iyiliği için yapıyorum. Bu çağrıyı sayın Davutoğlu’na onun iyiliği için
yapıyorum. Bir söz söylediniz, o sözün doğru olduğunu ABD’de, Rusya’da,
İngiltere’de ’evet bu doğrudur’ demeliler ki siz NATO’ya gittiğinizde veya
uluslararası bir toplantıya katıldığınızda sizin söylediğinizin doğru olduğunu,
ellerinde çok güçlü teknolojik olanakları olan devletlerin de ’evet bunlar
doğrudur’ demesidir. Kuşku bulutları yoğunlaşırsa Türkiye’nin itibarı yerle bir
olur. İtibar kaybeden bir Türkiye, sadece NATO’da değil, bütün dünyada. Dünya
kamuoyunu aldatan bir görüntü veren Türkiye, kabul edilemez. Vahim bir olaydır
bu. Siz uluslararası dengeleri tümüyle göz ardı edeceksiniz, kendi bildiğinizi
okuyacaksınız, sırtınız yere getirilecek ve sonra kalkıp sağa sola
efeleneceksiniz.”
-”Suriye’nin yalnız bir Suriye olmadığını göreceksiniz”-
”Türkiye Mavi Marmara olayında kaybetti, Kuzey Irak’ta askerlerimizin
başına çuval geçirilirken kaybetti, uluslararası hava sahasında uçağımız
düşürüldü yine Türkiye kaybetti” diyen Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk ve
arkadaşlarının kurduğu Türkiye’den farklı bir Türkiye ile karşı karşıya
olduklarını savundu.
Çok konuşanın hata yapacağını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
”Siz kalkıyorsunuz Suriye konusunda öyle büyük laflar ediyorsunuz ki
bütün dünya Türkiye’nin savaşacağını sanıyor. Burada kadın kolları genel
başkanlarının devir teslimini yapıyoruz, herhalde dünyada savaş istemeyen önce
kadınlar gelir. Hiç bir kadın oğlunun ölmesini istemez. Biz de bizim geldiğimiz
kültür de savaş istemiyor. Mustafa Kemal Atatürk boşuna ’zorunlu olmadıkça savaş
bir cinayettir’ dememiştir. Kurtuluş Savaşı’nda ülkemiz işgal edildiği için
savaşmışız, en son Barış Harekatı için Kıbrıs’a gittik. Soydaşlarımız katledildi.
Defalarca uyarmamıza rağmen göz yumdular. O zaman gittik oraya. Onun dışında
savaş hiç bir zaman olmamıştır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri de savaş
tetikçiliği, borazancılığı yapmamışlardır. Siz kendi bölgenizle ilgili konuşurken
BM’ye bakacaksınız, oradaki dengelere bakacaksınız, Güvenlik Konseyi’nde alınan
kararlara bakacaksınız. Suriye’nin yalnız bir Suriye olmadığını göreceksiniz.
Suriye, bir Libya, bir Irak değil. Bu dengeleri gözetmeden ahkam kesmeye
kalkarsanız, sırtınızı yere vururlar, burnunuz havada kalır, işin özeti
budur.”
Hükümetin yanlış dış politika yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, bu
politikayla başarı sağlanamayacağını ileri sürdü.
-Uludere olayı-
”Uludere’de de gittiler 35 yurttaşımızı öldürdüler” diyen Kılıçdaroğlu,
defalarca istihbaratı kimden aldıklarını sorduklarını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, ”Yine Amerika’daki o gazete verdi haberi. Nasıl oluyor bu.
Hala aydınlanmadı o olayda. Nasıl bir dış politikadır bu. Gazeteciler, ’emri kim
verdi?’ diye soruyorlar, defalarca söyledim, emri veren hükümet. Niye bu soruyu
bir daha soruyorsunuz, o yurttaşlarımızın öldürülmesi ile ilgili talimatı veren
hükümettir. Çünkü sınır ötesi operasyon yetkisi TBMM’ye aittir ve o yetkiyi
hükümete devretmiştir, belli bir süreyle. Şimdi sorumlu arıyorlar, ’sorumlusu
kim?’ Yetkiyi kime devretti parlamento, hükümete. Sorumlu kim) Hükümet. Bu kadar
basit bir sorunun yanıtını uzun uzun tahmin etmeye gerek yok” diye konuştu.
Kadınlara büyük görevler düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, kadınların her
yerde kendi hakları, demokrasi, özgürlük için örgütlenmesi gerektiğini
kaydetti.
-Kadınlara teşekkür etti-
Görevi yeni seçilen Hilal Dokuzcan’a devreden Deniz Pınar Atılgan da 5,5
ay önce atamayla göreve geldiklerini ve kadın kollarını kurultaya taşımanın
mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Yeni yönetime başarılar dileyen Atılgan, ”Ben ve arkadaşlarım yeni
yönetimin emrindeyiz” ifadelerini kullandı.
Dokuzcan da kendisinden önce görev yapan kadın kolları üyelerine teşekkür
ederek, üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olduklarını vurguladı. Dokuzcan,
yerel ve genel seçimlerde partilerini iktidar yapmak için tüm güçleriyle
çalışacaklarını belirtti.
Konuşmaların ardından Kılıçdaroğlu, eski ve yeni kadın kolları başkanları
ile yönetim kurulu üyelerine teşekkür etti, plaket verdi.