İsmet Yılmaz, şunları söyledi:
“MİT önemli kuruluşlarından biridir, gücüne güç katan bir kurumdur. Dosya içeriğini bilmeden yorumda bulunak hukuka inanmamaktır. Herkesin hukuka saygısı olmak gerekir. Türkiye’nin kurumlarını olur olmaz yıpratmamak gerekir. Hukuk devletinde suç işleme lüksü yok. Bunlar Türkiye’nin temel kurumlarıdır ve destek verilmelidir. Bekleyelim görelim. Hukuk sürecinde su akar yatağını bulur.
Dünyadaki diğer istibahat kurumlarının çalışmalarına bakılsın. Kamuouyuna yansıdığı kadarıyla MİT yasayla verilen görevlerini yerine getirmiştir. Kanunla kendine verilen görevi yapmıştır.
ULUDERE
Uludere olmaması gereken bir olaydır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ailelerine sabır diliyorum. Terörle mücadelede devletin amacı insanı yaşatmaktır.
Kazan Vadisi’nde ölen PKK’lı Sezer Aslan’ın babası Mehmet Aslan, Türk bayrağı asıp taziyeleri kabul etti. ‘Oğlumu okumaya gönderdim, kandırıp dağa çıkardılar’ dedi. Bizim bu bu babayı anlamamız lazım. Bu insanları üzmememiz gerekir. Terör örgütünde insan değeri yok. 13 yaşındaki insan terörist olur mu? Terör örgütü yandaşları bunları hiç soruyor mu?
Silahı güvence olduğunu görüyorlar. Bir iş yaptığını sanıyorlar. Terör meselesinden yaşamını yitirenlerin ailelerini incitmemiz gerekir.
Kanada’da ‘demokrasi içinde terörle mücadele olmaz’ dendi. Biz zoru seçtik.
Okuldan ateş açıldı. Asker tankla ateş açamam, ‘okulda öğretmenler ve öğrenciler var’ diyor.
Uludere görüntüleri izledim. Kadın mı, çocuk mu olduğunu anlayamazsınız. Terörist mi, kaçakçı mı olduğunu anlayamazsınız. Görüntüler birer delildir.
Olay Irak’ta oldu. Soruşturmaların sonucu aziz milletime izah edilecektir. Terörle mücadede başarıya ulaşmak için insanın desteğini almak zorundasınız.
Bölgede askere güven konusunda en ufak bir sorun yaşamıyoruz. Demokratik ve hukuki bir ortamda askere güven tükenmez. Operasyonlarda aksama yok. Güvenlik güçlerimiz arasında karşılıkli işbirliği mükemmel seviyededir.
Terörle bir yere varılamaz. Kuzey Irak'taki yönetim de ‘silahla bir yere varamazsınız’ diyor. Terör örgütünün silahı bir hak arama aracı olarak görmekten vazgeçmesi lazım. Bundan önce Kürtçe yayın var mıydı? Terör örgütü eylemleriyle bu devleti de hukuk dışına çıkarmak istiyor. Devlet hukuk dışına çıkarsa mağdur artar ve kendi yanına yandaş toplamaya çalışır. Hem özel TV, hem devlet TV'si var. Daha her ne talebin varsa, ‘gel konuşalım’ diyoruz. Karşıda muhattap var mı?
Antalya'da canlı bomba eyleminde ölen örgüt üyesinin cenazesi memleketine götürülüyor. Ailesini Diyarbakır'a göndermek için ikna etmeye çalışıyor, aile ‘istismar yeter’ diyor. BDP'li vekil Nuri Yaman Haziran'da vefat etti. Bölücü örgüt sembolünü koymak istediler, kızı itiraz etti. Cenazeleri istismar ettiler. Gülyazı ve Ortasu'da da istismar ettiler. İnsanları yığıp terör oluşturdular. Bu istismarı bırakırlarsa diyalog olur. BDP vekillerini halk niye gönderdi? ‘Bizim sorunları ifade edin’ diye. Bunar ne diyor? ‘Bizimle müzakere etmeyin, irademiz İmralı'da.’ Biz diyaloğu halkla birebir görüşerek yapacağız. Kendilerinin bir iradesi yok. İradeleri olunca görüşürüz. Bu iradeye sahip olmadıkça halkla birebir görüşerek yapacakları yaparız.
Bölücü terör örgütünden çıkmak isteyenlere 'hain' diye bakılıyor. Burası çıkmaz sokak. Bunların insanın değerinin ne olduğunu bildiği yok. Selma Batmaz diye Almanya'da eğitim alan, kendi ifadesiyle bedel ödemiş kimse. Onun dilinden aynen aktarayım: 'Bölücü terör örgütüne katılmak için kaçıp gelen Kürt gençleri sebepsiz yere kurşuna diziliyor. Her gün 4-5 kişiyi kurşun yağmuruna tutuyorlardı. Onlar can verirken 400-500 kişi slogan atıyordu. PKK gerçeğinin acı tanığıyım.'
Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/haber/78519/su_akar_yatagini_bulur#ixzz1lyzQfevL