Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Iraklı bir Twitter kullanıcısının paylaşımını kendi Twitter sayfasında paylaşmıştı. Paylaşımda şu ifadeler yer alıyordu: "1916 yılında Türk Fahri Paşa'nın Medinetü'l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam'dan İstanbul'a "Seferberlik" ilan ederek , Medine'deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan'ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bugün Zayed'in paylaştığı o tweete çok sert tepki geldi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Muhtarlarımızı üzenler beni üzerler. O zaman ben de onları üzerim. Biz eğer 7 düvele meydan okuyorsak milletimizin aldığı destekle bunu yapıyoruz.
Arkasında milletin olmadığı devlet adamı ayakta kalamaz. Milletinin tam desteğini almış bir devlet adamının ise önünde duracak beşeri bir engel yoktur.
15 Temmuz gecesi milletimizle birlikte darbecilerin üzerine yürüdük. İlk defa darbecilerin değil milletin kazandığı bu hadise tarihimizde bir dönüm noktasıdır. İnşallah bu dönüm noktasını daha büyük zaferlerle taçlandıracağız.
'PEKİ SENİN CEDDİN NEREDEYDİ'
Üzerinde önemle durulması gereken bir hadise düşman toplarıyla tahrip edilmesin diye Kudüs’ten dönülmüş olmasıdır. Kafkas İslam ordusuyla Azerbaycanlı kardeşlerimizin yardımına koşmamız önemli bir hadisedir.
Ankaradan Abu Dabiye sert tepki Fahrettin Paşa krizi...
Ankara'dan Abu Dabi'ye sert tepki! Fahrettin Paşa krizi...
Bir başka destanımızı da bizim Medine müdafaamızdır. Zalimlerin safında yer almayı marifet sananların Medine savunması ve Fahrettin Paşa’yı hedef almaları boşuna değildir.
Medine korumasını yaparken Fahrettin Paşa ey bize bühtanda bulunan zavallı senin ceddin neredeydi? Ta İstanbul’dan kalkıp Medine müdafaası için oraya gelen Fahrettin Paşa ne için geldi? O mukaddes toprakları orayı işgal edenlere karşı korumak için geldi. Peki senin ecdadın neredeydi?
Utanmadan sıkılmadan Erdoğan’ın ecdadının mukaddes emanetler oradan çalarak İstanbul’a getirdiğini söyleyecek kadar hezeyan içinde olan o zavallılar, bunu adı çalmak değil orayı işgale gelenlerden onları korumaktır. Ne adına şehit olmak adına.
"BİZ SİZİN NE YANLIŞLAR YAPTIĞINIZI GAYET İYİ BİLİRİZ"
O kutsal emanetleri İstanbul’da koruyoruz. Batıya mı gitseydi? Çünkü bunların zihniyeti batıcı da o yüzden bu saldırıyı başlattılar.
Kutsal emanetleri İstanbul’a göndererek rahat bir nefes alan Fahrettin Paşa tüm Medine’nin korumasına vermiştir.
Şimdi bakıyorsun maalesef oraya yakın topraklarda bulunanlar bize utanmadan sıkılmadan bühtanda bulunuyorlar. Önce haddini bil ya. Demek sen bu milleti ve Erdoğan’ı tanımamışsın. Erdoğan’ın ceddini ise hiç tanımamışsın. Ama biz sizin şu an ne tür garabetler ne tür yanlışlar içinde olduğunuzu gayet iyi biliyoruz.
AYLARCA ASKERLERİNİ ÇEKİRGEYLE BESLEDİ
Medine’yi büyük bir çekirge sürüyü basmıştı. Fahrettin Paşa o dönemde askerlerine “çekirgenin serçeden ne farkı var, temizdir” diyerek aylarca onlarla askerlerini besledi.
Hem İstanbul hükümeti hem de çevresindekiler tarafından teslim olması önünde telkinde bulunulan Fahrettin Paşa sonunda şehri teslim ediyordu. Bu şanlı direnişe dil uzatanların bugün kimlerle ne işler çevirdiğini bizler gayet iyi biliyoruz. Yeri gelecek bunları açıklayacağız.
BATIYA GİDEN EMANETLER NE DURUMDA?
Önce onlara sormak lazım. Sen böyle bir konuşma mı yaptın? Acaba batıya giden o emanetler ne durumda? Onları geri almak için bir çabanız var mı?
Ama bizdeki emanetler, sevgililer sevgilisi peygamber efendimizin ruhaniyetine uygun biçimde burada korunmaktadır.
Arap halkları bizim canımızdır kardeşlerimizdir. Bununla birlikte Arap ülkelerindeki kimi yöneticilerinin Türkiye'ye yönelik husumetlerinin kendi yetersizliklerini hatta ihanetlerini örtme amacı olduğu ortadadır.
Fahrettin Paşa’nın peygamber efendimize yakarışını burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Ya Resulallah senin için savaşanlarla sana karşı çıkanları görüyorsun. Bize yardımını ulaştır.
ABD’NİN AÇIKLADIĞI GÜVENLİK STRATEJİSİ
ABD’nin güvenlik stratejisini “Her şey Amerika için” diye özetlemek mümkündür.
Türkiye olarak güvenlik stratejimizi biz şöyle özetleyebiliriz: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
Her kim milletimizin birliğine göz dikerse güvenlik stratejimize saldırmış demektir.
Bu hafta Sudan’a sonra Çad’a oradan da Tunus’a gideceğiz…