İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "O masanın seçmeni, eğer biz birbirimize düşersek, inatlar uğruna yanlış olursa, o zaman hepimizin saçını başını seçmen yolar. Biz o masadan kalkmayacağız" dedi. Akşener; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı ile ilgili olarak, "6'lı Masa'da da söylemiştim; iki arkadaşımızdan biri bu masada aday gösterilirse 'hayır' demeyeceğiz. Onlar CHP'nin üyesi ama aynı zamanda bizim de belediye başkanlarımız. İkisi de hem Ekrem Başkan hem Mansur Başkan ikisi de bizi mahçup etmediler. O masada bulunan 6 kişi adaylık ile ilgili bir şey konuşmadık. Ne Ekrem Başkan'la ne Mansur Başkan'la adaylık üzerine herhangi bir teklif veya başka bir görüşme olmadı" diye konuştu.
Habertürk'te Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtlayan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Akşener; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İyi Parti'ye yaptığı, "Temenni ederiz ki gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir" çağrısına ilişkin olarak şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan habire davet ediyor bizi"
"Bizim üzerimizde şöyle bir şey var; Sayın Erdoğan habire davet ediyor bizi. Seçmeni en sadık parti biziz. Çok sorgulayıcı şehirli, milliyetçiliği olan seçmen. Hem muhafazakar hem sekülerlerin bir arada bulunduğu bir seçmen kitlesi. Biz de muhafazakar değerler üzerinde hayat kurmuş seçmenler de var. İki tarafın da istediği bir şey var; makul. Makul bir dil, makul çözümler, makul duruş. Muhtemel olarak gidermişiz gibi hava estiriliyor. O seçmeni de hiç çalışmadıkları için sıfır bilgi olduğu için seçmene hakaret diyorum. Diyelim ki, 'Akşener gider, seçmen kalır'. Böyle bir durum yok. Biz niçin davet ediliyoruz? Bu seçmen için davet ediliyoruz. O seçmenin yerinde kalacağını söylemek ahmaklık. İster yüzde 16 diyelim, ister 18.7'yi baz kabul edelim. Yüzde 9 puanlık oy hakkında konuşmak yanlış. Bu seçmene saygısızlık.
"Biz o masadan kalkmayacağız"
Biz o masadan kalkmayacağız. Sayın Erdoğan'ın davetine 20 yıldır davet ediliyorum. 2001 yılında sayın Erdoğan beni davet etti. Bir yol gitmeye kalkıştık, baktım ki benim prensiplerimle uyuşmuyor, ayrıldık. Sonra yine davet edildik, hayır dedim. Partimizi kurduk, 2017'den beri zaman zaman davet ediliyoruz. Sayın Erdoğan'ın nice icabet etmiyorum? Bir; Sayın Erdoğan yandaş zengin ediyor, ben milletin zengin olmasını istiyorum. Sayın Erdoğan tek adam sistemini istiyor, ben halkın kamil olmasını istiyor. Sayın Erdoğan istibdattan yana, ben hürriyetten yanayım. Ben sizlerin her kelimeyi düşünerek konuşmanızı istemiyorum. Ben demokrasinin varolduğunu, bizim gibilerin eleştirilebildiği, oradan kendini düzelttiği bir Türkiye istiyorum. Enes, Ecrin, Furkan'ların 3 yaşında, 4 yaşında kemiklerinin sayıldığı, kapağı kırık buzdolaplarının içinde hoşaf ya da mercimek çorbasından başkasının olmadığı evlerin olmadığı, tuhaf arabalı, tuhaf ayakkabılı o gençlerin olmasını istemiyorum. Ben devlette okuyan öğrencilerin, 15 .1 milyon öğrencinin yemeklerinin devlet tarafından ücretsiz verilmesini istiyorum.
Belediyenin tablet dağıttığını ama yandaşların çocuklarına verildiğini söyleyen Oktay'lar gördüm. Ağrı'dan, Aydın'dan, Van'dan bahsediyorum. Bütün evlere internetin bedavadan verilmesi gerektiğine inananlardanım. Birilerinin uçtuğu, semirdiği birilerinin açlıktan nefesinin koktuğuna inanıyorum. Benim tabirimle kumar masası gibi düşünürsek, sayın Erdoğan şuraya sürüyor. Sayın Erdoğan beni kumar masasına davet ediyor demiyor. Ben Cumhur İttifakı'nın oluşturduğu birlikteliği bir anlayış olarak kumar masası diyorum. Bunun yanlış olduğunu söylüyorum.
Sayın Erdoğan'ın bana özel birini gönderdiğini söylemiyorum. Olsa söylerim. Böyle bir durum yok. Ama diyelim ki x kişi 'arkadaş bunların ikisi yanyana gelsin Türkiye'ye ferahlık gelecek' diye vazife edinen insanlar var. Bir Cumhurbaşkanının bir siyasi parti genel başkanıyla kamuoyuna açık, şeffaf biçimde görüşmeyi talep etmesinin sakıncası yok. Sadeci bizim değil bütün partiler liderleri açısından. Sayın Erdoğan'ı çok eleştiriyorum ama netice itibariyle bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Keşke bizlerin de Cumhurbaşkanı olabilse. Ama Cumhurbaşkanı makamının saygı değer olduğunu düşünenlerdenim. O gün Başkanlık Divanı yapmıştık. İki binamız vardı. O binada odası olan arkadaşlarla yaptık. Yoksa Başkanlık Divanı ile çektirirdik.